Yetenek göçüne önlem alınmalı
Özellikle pazarlama, insan kaynakları, teknoloji ve finans sektörlerindeki değişime dikkati çeken Yeşildere, “Farklı araştırmalara göre Türkiye'deki çalışanların yaklaşık dörtte biri önümüzdeki 12 ay içinde yeni bir işe geçmeyi hedefliyor” diye konuştu
Son yıllarda tüm dünyada yaşanan COVID-19 ile birlikte dengeler tamamen değişti ve günlük hayatımızdan iş gücüne kadar hayatın her alanında önemli değişiklikler yaşandı. Uzaktan çalışma, kademeli olarak ofislere dönüş ve hibrit çalışma modelinin normalleştirilmesi iş dünyasının gündeminde yer alırken bir süredir yeni bir akım üzerinde konuşuluyor.
PANDEMİ TRAVMALARA YOL AÇTI
Amerika'da başlayan ve Avrupa'da yaygınlaşan ‘Büyük İstifa’ veya farklı bir bakış açısıyla ‘’yeteneğin mobilizasyonu’’ olarak nitelendirilen dalgada kendi isteğiyle işten ayrılan çalışanların sayısının giderek arttığını belirten, Egon Zehnder'in ortağı Murat Yeşildere, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Pandemi ile birlikte çalışanların tükenmişlik sendromu nedeniyle bir süre işlerine ara vermek istemesi yurt dışındaki kadar olmasa da Türkiye’nin de son dönemde gündeminde yer almaya başladı. Çalışanlar açısından baktığımızda pandemi sırasında birçok rolün değişmesi ve iş sorumluluklarının artmasına bağlı olarak yöneticilerin beklentileri ve çalışana ayrılan kaynaklar arasında dengesizlik olması en temel sorunu oluşturdu. Covid salgınından sonra insanlarda (ve tabi ki çalışanlarda), savaş gibi travmalar sonrasında yaşanan stres bozukluklarının görülmesinin doğal olduğu sonucuna varılıyor. Klotz, Covid süresince, farklı esnekliklerle çalışmaya alışan, kendi düzenini oluşturan çalışanların, salgın sonrası işe dönerek, elde ettikleri otonomiyi kaybetmek istememelerini de ‘büyük istifa dalgasının’ sebepleri arasında sayıyor.”
ÇALIŞANLARIN 4’TE 1’İ İŞ DEĞİŞTİRMEYİ HEDEFLİYOR
Öte yandan iş yerinde yeterince motive olmayan, hak ettiği şekilde ödüllendirilmediğine inanan veya yaptığı işlerin onaylanmadığı, takdir edilmediğini düşünen bir çalışanın daha fazla hata yapması; verimliliğinin, üretkenliğinin dolayısıyla da iş kalitesinin düşmesine de sebebiyet verdiğini belirten Murat Yeşildere, “Mevcut sorunlar çözülmediğinde çalışanların organizasyondan ayrılma olasılığı önemli ölçüde artabiliyor.” dedi. Özellikle pazarlama, insan kaynakları, teknoloji ve finans sektörlerindeki değişime dikkati çeken Yeşildere, “Farklı araştırmalara göre Türkiye'deki çalışanların yaklaşık dörtte biri önümüzdeki 12 ay içinde yeni bir işe geçmeyi hedefliyor” diye konuştu
ÇALIŞANLARIN KAZANCINA YATIRIM ZORUNLU
Büyük İstifa dalgasının, işyeri kültürüne ve şirketlerin çalışanlarına yatırım yapma biçimlerine anlamlı, uzun vadeli bir değişiklik getirebileceğini ekleyen Yeşildere, “Beyaz yakalılar maddi güvenceden çok çalıştığı iş yerindeki refahını ön plana alarak değişim istiyor. Bu durumda çalışanların kazancına ve genel refahına yatırım yapmak zorunlu hale geldi. Çünkü çok sayıda çalışanın mutsuzluğu ve organizasyonun dışına doğru harekete geçmesi bu şirketlere ciro ve üretkenlik kaybı açısından daha büyük maliyetler getirir. İş gücünde kayıplar yaşayan şirketler, önümüzdeki 12 ile 18 ay boyunca ve belki de çok daha uzun süre bununla mücadele edecek. Bu yüzden liderlerinin çalışanlarını gerçekten anlamaya çalışması gerekiyor. Liderlerin, çalışanların yaşadıkları konusunda çok daha derin bir empati geliştirmesine ve bu empatiyi harekete geçme ve değişme konusundaki şefkat ve kararlılıkla birleştirmesine ihtiyaç var.” sözlerini kaydetti.
Büyük istifa dalgasının yarattığı boşlukların nasıl doldurulacağı ile ilgili birçok konunun tartışıldığının altını çizen Yeşildere: “Akademisyene göre, AI, otomasyon ve robotların iş hayatında daha çok yer alacağı bir döneme giriyoruz. Diğer taraftan da Amerika Birleşik Devletleri uzaktan çalışmayı özellikle ülke dışında yetenek avına çıkarak, farklı bir boyuta da taşıyabilir. Zira yetenek göçünün uzun vadeli olumsuz sonuçları ile mücadele eden Türkiye gibi ülkeler, önümüzdeki dönemde, mobilite esnekliğine dahi gerek olmadan, yeteneklerinin farklı coğrafyalardaki işler için kullanıldığına artarak şahit olabilirler.” diyerek konunun ciddiyetini belirtti.