Yandex
03 Mart 2025 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yetmez ama evet

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, hafta içinde yaptığı açıklamada, sosyal medyaya erişimde 16 yaş sınırının bu yıl devreye alınacağını belirtti

Yetmez ama evet
SELENGA ARTAR YAĞCI

Çocukları sosyal medyanın zararlarından korumakla ilgili olumlu ama geç kalmış, yeterliliği ise su götürür bir çaba olarak değerlendiriyoruz.

Dünyada, sosyal medya kullanımına yönelik çeşitli kısıtlamalar, örneğin AB’de 16, İngiltere’de 13, Çin’de 18, Güney Kore’de 14, ABD’de 13, Avustralya’da 16, Japonya’da 13 yaş altı çocuklara çoktandır uygulanıyor. Ülkemizde ise sosyal medya, başta biz yetişkinler, sonra çocuklarımız için sonsuz bir “özgürlük alanı” olarak görülüyor. Bir uygulamadan 2 gün eksik kalsak, Allah muhafaza, feleğimiz şaşıyor.

BİLİNÇLENME GEREKİYOR

Sosyal medyadan yayılan dolandırıcılık, sanal kumar, şiddet, müstehcenlik, cinsel istismar, pedofili, akran zorbalığı, siber zorbalık, yasadışı bahis, mahremiyet ihlallerine karşı ne toplumsal ne bireysel en ufak bir tedbir alma, bilinçlenme ihtiyacı hissetmiyoruz. Çocuklarımızın özeline kadar sosyal medyadan yaydığımız fotoğraf ve videoların seyredilme sayıları üzerinden kazanacağımız 3 kuruşu kâr sayıyoruz.

Kanun şart ama yetmez, eğitim ve bilinçlenme de gerekiyor. Sosyal medyanın yanlış kullanılmasıyla kişisel veri güvenliğimizin tehlikeye girebileceği, çocukların dezenformasyona ve manipülasyona maruz kalacağı, yapay zekâ algoritmaları aracılığıyla görüşlerinin ve fikirlerinin yanlış biçimlendirileceği, sahte haberler aracılığıyla değerlerine ve toplumuna yabancılaşmış, ülkesine, devletine düşman nesiller yetişebileceği, geleneksel motiflerin, kültürel değerlerin yitirileceği, çocuklarımızın ve gelecek nesillerin kaybedileceği gerçeği kaya gibi önümüzde duruyor.

DİJİTAL MEDYA PLATFORMLARI DA DENETLENMELİ

Sadece sosyal medya uygulamalarının değil, dijital medya platformlarının zararlarına karşı da tedbirlerin alınması gerekiyor. Bozuk aile yapıları, yozlaşmış ilişkiler, madde bağımlısı gençler, LGBT karakterler, taciz, istismar, şiddet, zorbalık, suç çeteleri… Hiçbir denetime tabi olmadan, dijital platformlarda sürekli işleniyor ve normalleştiriliyor. Bunlar normalleştikten sonra yasa çıkarmak bir işe yaramıyor.

Bu temaların işlendiği senaryolar, filmler, diziler yurt dışından destekleniyor. Bunların öne çıkmadığı yapımlara, platform sahipleri, yöneticiler, menajerler rağbet göstermiyor. Belli hegemonyalar, ideolojiler, siyasetler, alışkanlıklar, kültür topluma, özellikle gençlere ve çocuklara bu platformlardan dayatılıyor.

ÖNÜNE EKRAN DAYANAN ÇOCUKLAR

Sosyal medya okuryazarlığı ve dijital okuryazarlık eğitimlerinin sadece çocuklar için değil, bütün toplum, özellikle anne babalar için seferberlik halinde ele alınması gerekiyor. Bu yasa çıkacak ama nasıl uygulanacak? Yasanın uygulanmasına ülkenin teknik altyapısı el verecek mi? Yoksa inisiyatif, evde anne babalara, okulda öğretmenlere mi devredilecek?

Tablet ve telefonların çocuklara adeta emzik gibi sunulduğu, çocuk oyalamada en kolay ve en sık başvurulan yöntemin, önüne ekran dayamak olduğu sosyoekonomik, sosyokültürel koşullarda yasayı ve sınırı kim dinletecek, kim dinleyecek!

Yasa evet şart, hem de acil. Ancak tek başına yeterli değil. Sosyal ve dijital medyanın zararlarından çocuklarımızı korumak için yiyeceğimiz çok fırın ekmek var. Devlet olarak, toplum olarak, yöneticiler ve aileler olarak bu yakıcı sorunun üstüne daha fazla ve ciddiyetle eğilmeliyiz. Söz konusu geleceğimiz!

Sosyal medya