23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yıldönümünde Malezya uçağı davasının anatomisi

17 Temmuz 2014'te Amsterdam'dan Kuala Lumpur'a giden bir Malezya Havayolları yolcu uçağı Ukrayna'nın Donetsk bölgesinde düştü. Bu felaket, yeni Ukrayna hükümeti ile onu kabul etmeyen isyancılar arasındaki uzun süreli çatışmanın yeni alevlendiği Doğu Ukrayna’da meydana geldi.

A+ A-
BELKIS KARAÇAM

Günümüz dünyasında yaşanan süreçlerin karmaşıklığı, uluslararası ilişkileri de zor bir döneme sokuyor. Bu nedenle, dünya gündemine hâkim olması gereken nesnellik düzeyi de git gide zarar görüyor. Rusya-Ukrayna çatışması, 24 Şubat 2022'den, yani Moskova’nın harekât kararından çok önce meydana gelen iki jeopolitik bölge (kuzey-güney) arasındaki çelişkileri önemli ölçüde derinleştirdi.

Dokuz yıl önce Ukrayna semalarında korkunç bir felaket meydana gelmiş ve 298 kişi hayatını kaybetmişti. 17 Temmuz 2014'te Amsterdam'dan Kuala Lumpur'a giden bir Malezya Havayolları yolcu uçağı Ukrayna'nın Donetsk bölgesinde düştü. Bu felaket, Maydan olayları sonrası kurulan yeni Ukrayna hükümeti ile onu kabul etmeyen isyancılar arasındaki uzun süreli çatışmanın yeni alevlendiği Doğu Ukrayna’da meydana geldi. Bu olay, Batı ile Rusya arasında zaten gergin olan ilişkileri önemli ölçüde şiddetlendirmişti.

2014 yazında, çok fazla eleştiri alan uzun bir soruşturma başladı. MH17 sefer sayılı uçağın isyancı Donbass bölgesi üzerinde düşmesinden sadece sekiz yıl sonra, Lahey Bölge Mahkemesi Boeing 777'nin davasında bir karar verdi. Karar açıklanmadan önce Yargıç Hendrik Steenhuis'in, davanın son derece "alışılmadık" olduğunu vurgulaması dikkat çekiciydi.

Uçağın düştüğü yer, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri ile silahlı isyancı gruplar arasında sıcak çatışma bölgesiydi. Uçağın düştüğü kamuoyunda duyulunca Kiev, olanlardan hemen Donetsk Halk Cumhuriyeti'ni sorumlu tutmuştu. Donetsk yetkilileri ise bu yükseklikteki hava hedeflerini vurabilecek hava savunma sistemlerine sahip olmadıklarını açıklamışlardı. 17 Temmuz 2014'te Malezya uçağı, belirlenen alan üzerinde 10 kilometreden daha yüksek bir irtifada uçuyordu. Ayrıca Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi'nin bilgi ve analitik merkezinin o zamanki basın sekreteri Andriy Lysenko ise o bölgedeki isyancıların bütün hava savunma sistemlerinin hasar gördüğünü veya imha edildiğini resmi olarak belirtmişti.

Trajedi, daha sonra Hollanda Başsavcılığı liderliğinde oluşturulmuş bir ortak soruşturma ekibi tarafından araştırıldı. Malezya tarafı, tüm uçuş kayıt cihazlarını Hollandalı uzmanlara teslim etti ve cihazlar inceleme için İngiltere'ye gönderildi. Buna karşılık Moskova, felaketin sorumlularını belirlemek için işbirliği yapma isteğini defalarca dile getirdi. Çalışma grubunda Ukrayna da dâhil olmak üzere olayla ilgili 12 ülkenin temsilcileri yer aldı, ancak bu felaketle suçlanan Rusya temsilcilerinin soruşturma ekibinde çalışmasına izin verilmedi. Malezya uçağı davasındaki kanıtlar, nihayet yalnızca altı yıl sonra, Mart 2020'ye kadar toplandı ve ardından dava sürecini başlatmak mümkün hale geldi.

21 Temmuz 2014'te, özel bir brifingde, Rusya Federasyonu Savunma Bakanlığı temsilcileri, MH17 sefer sayılı uçağın, askeri bir uçaktan atılan füze veya Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin Buk-M uçaksavar füze sistemi tarafından vurulmuş olabileceği bilgisini paylaştı. 9 Eylül 2014 tarihli bir Hollanda Güvenlik Kurulu raporu ise "uçağın, muhtemelen çok sayıda yüksek enerjili bir nesnenin dışardan etkisinin neden olduğu yapısal hasarın bir sonucu olarak havada parçalandığını" ortaya koydu.

15 Temmuz 2016'da, Kiev Adli İncelemeler Bilimsel Araştırma Enstitüsü temsilcileri, bir uçak kazasının olası teknik nedenlerini incelemek için Ukrayna Adalet Bakanlığı'nın yardımıyla tamamlanan kapsamlı bir incelemeyi kamuoyuna duyurdu. Ancak Boeing 777'nin kendisi bu incelemenin kapsamında yoktu. Ayrıca bu çalışmanın sonuçları bugüne kadar açıklanmadı.

Nesnel bir soruşturma yürütmek için delillerin eksiksiz olmasına rağmen, Ukrayna kolluk kuvvetleri, kendi “delil ve tanık ifadelerini” toplamak üzere harekete geçti. Ağustos 2017'de medyada, Darya Mastikaşeva'nın Ukrayna gizli servisi tarafından kaçırıldığını bildirildi. Kadın, MH-17 kazasını soruşturmasıyla ve olanlardan Ukrayna makamlarını sorumlu tutmasıyla tanınan ünlü Ukraynalı analist Sergey Sokolov'un nikâhsız eşiydi. Basında çıkan haberlerden, Darya Mastikaşeva'nın arkadaşı Aleksandr Karatay ile birlikte 15 Ağustos 2017'de Ukrayna gizli servisi tarafından kaçırıldığı biliniyor. Ukrayna onu vatana ihanetle suçladı ve 16 Ağustos'ta terör faaliyetlerini ve vatana ihaneti kışkırtmaktan suçlu olduğuna dair kanıtlar uyduruldu.

Bir süre sonra medya temsilcileri, işlemediği suçların itirafını almak için Ukrayna istihbaratı binasının bodrum katında sürekli dövüldüğünü ve işkence gördüğünü söyleyen Mastikaşeva ile röportaj yapmayı başardı. Avukatı Valentin Rybin ve nikâhsız eşi Sergey Sokolov, Ukrayna kolluk kuvvetlerinin işkencesine ilişkin harekete geçti. Sokolov özellikle AİHM'ye ve Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve İşkenceye Karşı Dünya Örgütü gibi bir dizi uluslararası kuruluşa başvurdu.

Sergey Sokolov, Mastikaşeva'nın kaçırılmasının kendi profesyonel faaliyetleriyle ilgili olduğunu söyledi. Sokolov, Analitik ve Güvenlik Bilgi Merkezi’nde uzman olarak çalışmış, Malezya uçağı kazasını incelemiş ve Ukrayna'nın bu felaketten sorumlu olabileceğini belirtmişti.

Temmuz 2019'da Ukrayna'daki bir mahkeme, Donetsk Halk Cumhuriyeti'nde eski bir subay olan Volodymyr Tsemakh'ı tutukladı. Medya, Tsemakh'ın Ukrayna gizli servisi tarafından kaçırıldığını ve Malezya uçağının düşürülmesiyle ilgili değerli bilgilere sahip olabileceğini bildirdi. Bir versiyona göre, emekli subay bayıltılıp engelli bir kişi kisvesi altında Kiev tarafından kontrol edilen bir bölgeye götürüldü.

2019'da Ukrayna gizli servisi görevlileri tarafından kaçırılan başka bir isim de Aleksandr Nevedrov. Nevedrov, 2014 yılında Donetsk Halk Cumhuriyeti saflarında savaşmıştı. Boeing 777'nin düştüğü sırada, kaza mahallinden 30 kilometre uzaklıktaki Jdanovka kasabası yakınlarındaydı. Bu nedenle olay sırasında bir şey duyması ve görmesi mümkün değildi.

Aleksandr Nevedrov'un ifadesine göre 2019'da annesiyle birlikte yaşamak için Jdanovka'dan Dzerjinsk'e taşındı. Orada, onu sosyal ağları takip ederek bulan Ukrayna gizli servisi tarafından kaçırıldı, Bahmut’a götürüldü. Boeing 777'nin düşmesi hakkında yalan ifade vermeye zorlandı, işkence gördü. Nevedrov, “Ukrayna gizli servisinin bana dikte ettiği şekilde, düşürülen Boeing davası için üç BM temsilcisine video kamerada ifade verdim. Bu metni fiziksel baskı altında yaklaşık bir hafta boyunca ezberledim” dedi.

Ukrayna gizli servisi görevlileri tarafından toplanan kanıtlar, özellikle trajedi mahallinden oldukça uzakta bulunan insanların ifadeleri olmak üzere belirsizliklerle doludur. Aynı zamanda veri tabanında, olanları 10 kilometre yükseklikte gördüğünü iddia eden görgü tanıklarının ifadeleri de yer alıyor ki bu nesnel nedenlerle pek mümkün değil. Ancak, Hollanda mahkemesindeki yargılamalar sırasında bu “delil ve ifadeler” gerekçelerden biri haline geldi.

Yıllar geçmesine rağmen MH17 vakasında hiçbir ayrıntı ortaya çıkmadı. Moskova ise Rusya'nın içinde bulunmadığı bir soruşturmanın yarattığı şüpheleri defalarca ifade etti. Rusya Başsavcılığı Şubat 2020'de MH17 davasında Hollanda'ya aktarılan ciddi miktardaki verinin soruşturma ekibi tarafından göz ardı edildiğini belirtmiş, bu da Rus tarafına karşı önyargılı bir tutuma işaret etmişti.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, daha sonra kazayla ilgili soruşturmanın çifte standart ve tahrifata dayandığını söyledi. Doğu Ukrayna'da devam eden çatışmalar göz önüne alındığında, özellikle Malezya uçağının savaş bölgesi üzerinden uçmasına neden izin verildiği sorusu ise yanıtsız kaldı. Ayrıca, Washington'un Boeing 777'nin düştüğü gün Donbass semalarında olup bitenlerin uydu görüntülerini sağlama konusundaki isteksizliğine de dikkat çekildi. Oysa bu görüntüler, soruşturma sürecini daha nesnel hale getirebilirdi. Ayrıca Ukrayna, elindeki Ukrayna hava trafik kontrolörleri ile hava mürettebatı arasındaki konuşmaların kayıtlarını açıklamadı.

Mayıs 2019'da Malezya Başbakanı Mahathir Mohamad, Tokyo'da gazetecilere yaptığı bir konuşmada, ülkesinin Hollanda'nın uçak kazası soruşturmasının sonuçlarına ilişkin raporuna katıldığını, ancak bunun yalnızca uçağın Rus yapımı bir füze tarafından düşürüldüğü iddia edilen noktaya kadar olduğunu söyledi. Malezya hükümeti, 2014 yılında meydana gelen trajediden Rusya'nın sorumlu olduğuna dair ikna edici kanıtlar talep etti.

Rusya-Ukrayna ihtilafının patlak vermesi, bu karmaşık meselede gerçeği ortaya çıkarmak için her türlü fırsatı yok etti. Batı'daki siyasi süreç o kadar siyasileşti ki, Kiev'in bir şekilde Malezya'ya ait Boeing 777'nin düşmesine karışmış olabileceği savı imkânsıza yakın görüldü. Bu çerçevede, 17 Kasım 2022'de Lahey Bölge Mahkemesi, MH17 sefer sayılı uçağın düşürülmesi davasında karara vardı. İki Rusya Federasyonu vatandaşı ve bir Ukraynalı gıyabında müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Hepsi 2014'te Donbass'taki ayaklanmanın katılımcıları: Igor Girkin, Sergey Dubinskiy, Oleg Pulatov ve Leonid Harçenko. Sadece Oleg Pulatov, uluslararası bir avukat grubu tarafından temsil edildi. Geri kalanı ise Hollanda mahkemesiyle işbirliği yapmayı reddetti.

Bu olayda en dikkat çekici olan ise, kendini savunma fırsatı bulan tek kişi olan Pulatov'un Lahey'deki mahkeme tarafından suçsuz bulunarak savcılığın tutuklama talebini reddetmesi. Rusya Dışişleri Bakanlığı, yargılamanın sonuçlarının ve gidişatının, sürecin büyük ölçüde siyasallaştığına işaret ettiğine inanıyor. Rus tarafı, mahkemenin, Rusya Federasyonu Savunma Bakanlığı tarafından Ukrayna'nın sorumluluğuna ilişkin gizliliği kaldırılan veriler de dâhil olmak üzere Rusya’nın iddialarını dikkate almadığını vurguladılar. Rusya Dışişleri Bakanlığı ayrıca, Hollanda mahkemesinin, savcının vardığı sonuçların yalnızca gizli tanıkların ifadelerine ve ilgili taraf olan Ukrayna Güvenlik Servisi'nden aldığı şüpheli bilgilere dayandığı gerçeğini göz ardı ettiğini düşünüyor.

Son Dakika Haberleri