‘Yüksek faiz politikaları sektörleri olumsuz etkiledi’
Vaillant Türkiye CEO’su Avdel, Türkiye’nin iklimlendirme sektöründe üretim üssü olduğunu ve 2023’te yüzde 12 büyüdüklerini söyledi. Avdel, ‘Dünyadaki yüksek faiz politikaları sektörleri olumsuz etkiledi. Ancak durgunluk ve tüm olumsuz koşullara rağmen Türkiye ekonomisi potansiyelini gösterdi.’ dedi
Vaillant Türkiye, dün basın mensuplarıyla bir araya gelerek 2023 yılı 11 aylık sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Toplantıda gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Vaillant Group Türkiye CEO’su Alper Avdel, Türkiye ve dünyadaki ekonomik koşulların sektör üzerindeki etkisine ilişkin değerlendirmeler yaptı. Uygulanan yüksek faiz politikaları nedeniyle sektörde yaşanan durgunluğa dikkat çeken Avdel, “Hem Türkiye hem de dünyada faizlerin artması tüm sektörlerde durgunluğa yol açtı. Mortgage faizinin artışı nedeniyle inşaat sektöründeki durgunluktan dolayı biz de olumsuz etkilendik. Ancak şimdi FED faizde bir değişiklik yapmadı. Düşüş sinyali verdi. Faizlerin düşmesiyle birlikte sektörler rahatlayacaktır.” diye konuştu.
TEDBİRLİ İYİMSERLİK
Tüm olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye ekonomisinin gelişmeye devam ettiğini dile getiren Avdel, “Türkiye, yaşadığı deprem, seçimler, belirsizlikler, yüksek faiz nedeniyle finansmana erişimdeki zorluk, çevrede yaşanan savaşlara rağmen ekonomik dayanıklılığını gösteriyor. Onun için geleceğe tedbirli iyimserlikler bakıyoruz. Yani karamsar değiliz ancak plansız bir şekilde iyimser de değiliz. Geleceğe dair planımızı yaparak iyimserlikle bakıyoruz.”
Vaillant’ın Türkiye’de büyümeye devam ettiğini söyleyen Alper Avdel, yılın başında koydukları hedeflere ulaştıklarını vurgulayarak 2023 yılında yüzde 12 büyüdüklerini belirtti. Avdel, “Daha çevreci ve daha tasarruflu ısı pompaları ile yeni döneme hazırız.” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE, İKLİMLENDİRMEDE ÜRETİM ÜSSÜ’
İklimlendirme sektörünün, Türkiye’de üretim üssü haline gelen nadir sektörlerden olduğunu ve Vaillant Group olarak termosifon, şofben, yoğuşmalı kombi gibi ürünleri sadece Türkiye’de ürettiklerinin bilgisini veren Avdel, şunları söyledi:
“Türkiye, iklimlendirme sektöründe Avrupa’nın en önemli ihracatçı ülkelerinden biri. Sektör, 2023 yılında 11 ayda ihracatını yüzde 8 artırarak, 6,5 milyar dolara çıkardı. Yılın kapanış ihracat hedefi ise 7,2 milyar doların üzerinde ve bu hedefin tutmasını bekliyoruz. Bu rakamlar, sektörümüz adına oldukça mutluluk verici. Sektörümüz, gelecek yıl daha fazla ihracat ile ülke ekonomisine katkı sunmaya devam edecektir.”
Dünyada artık çevreci ve tasarruflu ürünlerin öncelikli olduğunu, iklimlendirme sektöründe de bir dönüşüm yaşandığını hatırlatarak ısı pompasının öne çıktığı iddia eden Alper Avdel, şöyle devam etti:
“Isı pompası pazarı, Avrupa’da son beş yılda dört kat büyüme kaydederek, toplamda 1 milyon adedi aştı. Kombinin mucidi Vaillant olarak, enerji maliyetlerini, tüketimini ve karbon ayak izini azaltan, yüksek verimlilik sunan ısı pompalarımızla yeni döneme hazırız. Isı pompası pazarında, lider olmayı hedefliyoruz.”
2 MİLYAR DOLARLIK TASARRUF
Türkiye’de ısı pompası ürününün, ilk yatırım maliyetinin yüksek olduğu ve finans koşulları dolayısıyla kullanımın düşük olduğunu açıklayan Avdel, üretim ve kullanım arttıkça maliyeti düşecek değerlendirmesini yaptı. Alper Avdel, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye’de de bu cihazlara olan ilgi giderek artıyor. Pazarın, 15 bin adedin üzerinde olduğunu tahmin ediyoruz. Bugüne kadar, ağırlıklı olarak güney bölgelerinde tercih edilen ısı pompalarının, diğer illerde de yaygınlaşacağını öngörüyoruz. Öte yandan, tüketicilerin enerji faturalarında görecekleri uzun vadeli tasarruf, ısı pompasının yaygınlaşmasına katkı sağlayacaktır. Sadece 1 milyon adet yıllık kombi pazarının tamamını, ısı pompasına çevirdiğimiz zaman bile sübvansiyonsuz bir ortamda yıllık, yaklaşık 2 milyar dolar tasarruf sağlanacağını öngörüyoruz. Mevcut ürünlerin yıllar içinde değişimi ile tasarrufun, daha yüksek seviyelere çıkacağını söyleyebiliriz.”
MALİYETLERDEKİ ASIL ETKEN ÜCRETLER DEĞİL’
Toplantıda asgari ücret tartışmalarına da değinen Avdel, ücretlerin maliyetleri etkilediğini ancak temel etken olmadığını belirterek şöyle konuştu:
“Asgari ücretteki artış elbette maliyetleri ve sürdürülebilir fiyat oluşturma yeteneğini etkiliyor. Ancak enflasyon nedeniyle alım gücünün düşüşünü görüyoruz. Ücretlerin maliyetlere etkisi yüzde de 10-15 civarında. Asıl etki ham madde ve enerjide yaşanıyor. İşçi ücretleri şirket karlarını etkileyecektir ancak bu maliyetlerin düşüş eğiliminde olduğunu görüyoruz.”