Yükselen Asya’nın İlmiye’si

Bazı öncü kadınlar, insanlığın geleceğini aydınlatan tarihi işlere girişirler, maddi ve manevi eylemler gerçekleştirirler. Oya işler gibi incelikle, gecesini gündüzüne katarak, üstelik ışıl ışıl gülüşlerinin iyimserliğiyle yaptıkları zorlu, sıra dışı işlerle ölümsüzleşirler.

Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin Kuruluşunun ve Kurtuluşumuzun, Cumhuriyet Devrimi’nin kızı Muazzez İlmiye Çığ’ı yeni kuşaklara nasıl anlatmalı? Rahatlıkla şöyle bir tanım yapabiliriz: Muazzez İlmiye, Atatürk’ün işaret ettiği “Doğudan Yükselen Güneşi” doğuran kadınlardandı.

Cumhuriyet eğitiminin ilk öğrencilerinden Muazzez İlmiye Çığ’ın, 1933’te öğretmenlikle başlayan meslek yaşamı, 1936’da Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi kurulunca, Sümeroloji bölümüne yazılması, onun daha baştan bilinçli bir seçimiydi. Türk devletinin temelini oluşturan kültüre tablet tablet hizmet etti.

ON BİNLERCE TABLETİ ÇÖZDÜ, YAZDI

Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin geleceği açısından, bütün geçmişleriyle dilimizin, tarihimizin ve coğrafyamızın bilimsel metotlarla araştırılmasını öngördü.

Onun çağdaşı olma şansını yaşayan Muazzez İlmiye, Sümerlerin Türklerle bağlantılarının kökenini bulmaya yaşamını adadı. Büyük bir coşkuyla, çalışmalarının ürünlerinin büyüttüğü istekle, devrimin mayasına bütün hünerini kattı.

Eski Şark Eserleri Müzesi’nde uykuya terk edilen Sümerce, Akadca ve Hititçe Tabletleri çözmeyi milli görev edindi. Arkadaşları Hatice Kızılyay ve F. R. Kraus ile temizleyip sınıflandırdı. Muazzez İlmiye, tam 74 bin tabletten oluşan arşivi oluşturdu ve üç bin tabletin kopyasını çıkartıp yayımladı. Hiç durmadı okudu, çevirdi, yazdı. Türk kültürüne 23 kitap kazandırdı.

ALDIĞI HER NEFES CUMHURİYET DEVRİMİ İÇİNDİ

Muazzez İlmiye Çığ’lar sonsuzluktur. Sonsuzca yaşarlar. Cumhuriyetimizin ilk yüzyılına birebir tanıklık eden Muazzez İlmiye hepimize eserlerini, çalışkanlığını miras bıraktı. Söyledikleri, yaşamının aynası oldu. Cumhuriyet için çalışmaktan geri durmamayı, bir Cumhuriyet seferisi olmayı ilke edindi.

Devrim kızı Muazzez İlmiye Çığ, fedakâr ve çalışkan bir bilim kadını olarak hepimize örnektir. Onun, anısını layıkıyla yaşatabilmek ve geleceğimize katkıda bulunacak gençlerimizin yanı başında olması için, İstanbul’un en güzel alanlarından birine, örneğin Taksim Gezi Parkı’na güzel bir anıtının konulması, vatanseverlerin vefa borcudur.

ONUN YANINDA BULUNMAK BÜYÜK ŞANSIMIZDI

Muazzez İlmiye Çığ’ın, halkından kopmadığı, çalışkanlığını ve iyimserliğini gösteren bir anıtının duyarlı kurumlarımızca ele alınmasını dilerim. Esasında o anıtlar milletimizin gönlünde Türkiye’nin bütün meydanlarına çoktan dikilmiştir.

Muazzez İlmiye Çığ ile adliye koridorlarında, kadın etkinliklerinde, sergilerde, söyleşilerinde beraber olma şansını yaşadım. Şu zorlu Vatan Savaşları sürecinde bizimle ve Devrimci Cumhuriyet’le yaşayacaksın.

Ey Yükselen Asya’nın Muazzez İlmiye’si, biz de, aynı kararlılık ve aynı bilinçle çalışacağız.