Yükselen Kadın Ödülleri töreninde seslendirilecek! Cumhuriyet Kadınları Marşı
Ekrem Ataer: Hiçbir ikbal beklentisi olmadan üretmek ne saadettir... Bir derviş gibi yollara düşerek üretmek için ‘yol eri’ olmak gerektir, bizim derdimiz bu. Beklediğimiz ikbal, ülkemizin istikbalinde parlayacak yıldızımızdır
Besteci ve yazar Ekrem Ataer ile Cumhuriyet Kadınları Marşı’nı konuştuk. 7 Aralık akşamı Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD)’nin Türkiye Sanatçılar Birliği (TSB) ile birlikte düzenlediği “Cumhuriyetin 100. Yılı Yükselen Kadın Ödülleri” töreninde Ekrem Ataer Halk Korosu tarafından ilk kez seslendirilecek olan marşın sözlerini şair Hüseyin Haydar yazdı, müziğini ise Ekrem Ataer yaptı. İmza attıkları “100. Yıl Bağımsızlık Marşı”, 29 Ekim’de Ankara’da Türkiye Gençlik Birliği ve CKD’nin öncülük ettiği, 100 bin vatandaşın katıldığı, 1. Meclis’ten Anıtkabir'e yapılan 100. Yıl Yürüyüşünde, binlerce kişinin katılımıyla seslendirilmişti.
-
100. Yıl Bağımsızlık Marşı, 29 Ekim’de Ankara’da halkın katılımıyla seslendirildi ve çok beğenildi. Bu marşla ilgili geri dönüşler nasıl oldu?
Geri dönüşlerden anladığımız o ki; paylaşım ve kitlenin diline, hafızasına oturması noktasında gayet olumlu bir noktadayız. Hiç ummadığımız ve tahmin etmediğimiz birçok yerden duyuyor ve mutlu oluyoruz. Hatta geçenlerde “hocam içinde atom geçen bir marş var dinledin mi?” diye soran dahi oldu ve “tabii ki duydum sanatçının bestelediği marşı duymaması mümkün mü?” deyince ortamda şaşkınlık ve kahkahalar harman oldu. 100. Yıl Tam Bağımsızlık Marşı yalnızca marş olmanın ötesinde; bir yol haritasını ve programı işaret etmektedir. Tam Bağımsızlığın ancak ve ancak her alanda Üretim Devrimi ile mümkün olacağını işaret eder... Emperyalizmin soygun düzenine karşı insan emeğinin baş tâcımız olduğunu işaret eder... Kültür değerlerimizin Nazım’dan Akif’e, Yunus’tan Veysel’e, Hacıbektaş’tan Mevlana’ya ayrılmaz bir bütün olduğunu işaret eder... Usta şairimiz Hüseyin Haydar’ın destansı dizelerinden aylarca titizlikle seçerek oluşturduğumuz ve kurgusunu bu program üzerine oturttuğumuz marşımızın asıl geri dönüşü, programın hayata geçmesi ile olacaktır. Bu da iktidar olmakla eş değerdir. Haydi öyleyse!
‘ŞİMDİDEN DİLLERE DOLANDI’
-
Şimdi yine sözlerini Hüseyin Haydar’ın yazdığı Cumhuriyet Kadınları Marşı’nı bestelediniz. Bu eserin ortaya çıkışı nasıl oldu?
Son dönemde tanımakla mutlu olduğum Prof. Tülin Oygür ile yaz aylarında bir telefon görüşmesi yaptık. Gerçekleştirebileceğimiz hayallerimizi, projelerimizi ve geleceğe dair umutlarımızı paylaştığımız bir görüşme oldu. Cumhuriyet Kadınları yani bu topraklarda, bu bayrak altında yaşayan tüm kadınlarımızın güçlü bir marşı neden olmasın noktasından hareketle yola çıktık. Günümüzün bence en önemli şairi ve düşün insanı Hüseyin Haydar da üretim sürecinin taşıyıcı kolonlarından birini omuzladı ve bugüne geldik. Bu çalışmada da geleneksel müzik modlarını kullanmaya gayret gösterdim. Provalarda hiç zorlanmadık ve koromuzun ve hatta ilk kayıtları duyanların çoktan diline dolandı bile. Bunun bir tek sebebi var; sözleri de müziği de milli...
‘GELECEĞİ İŞARET EDİYOR’
-
Eserin ilk kez Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin düzenlediği “Cumhuriyetin 100. Yılı Yükselen Kadın Ödülleri” töreninde seslendirilecek olması nasıl bir anlam taşıyor?
Tabii ki son derece anlamlı... Cumhuriyetimizin 100. Yılında seslendirilmesi ve asıl önemlisi 101. Yıl ve sonrasını işaret etmesi de ayrıca önem arz ediyor. Marşımız kadınlarımızın nasıl tarih yazdıklarını ve yine de yazacaklarını, devrimleri yeniden doğuracaklarını ve asıl önemlisi geleceği emekleri ile yoğuracaklarını anlatan bir içeriğe sahip. Cumhuriyet’in 100. Yılı sebebiyle verilecek olan Yükselen Kadın Ödülleri, bu yürüyüş kolunun öncülerini işaret etmesi anlamında son derece kayda değer ve ehemmiyetlidir. Bu yürüyüş kolu milyonlarla büyüyecektir, bunu görüyorum... Haydi öyleyse!
‘DAHA İLERİYE GİDECEĞİZ’
-
Türkiye’deki ve Dünya’daki kadın mücadelesi için neler söylersiniz?
Türk kadınının mücadele tarihi belki de dünyada kadın mücadele geçmişinin başladığı noktadır. Alp Kadınlarımızdan, Bâcıyan-ı Rûm’a akan süreç; Kuruluşun Nakiye’sini, Gördesli Makbule’sini yaratmıştır. Kurtuluşun Şerifesi, cephelerin Kara Fatması, kürsülerin Hâlidesi bu yürüyüş koludur. Göklerin Sabihası, Kemallerin Zübeydesi, tüm mazlumların anaları kadın tarihimizin şanlı sayfalarıdır. Şimdi bu mirası yüklenen kadınlarımızla şanlı bir sürecin muştusunu hissediyoruz. Yeter mi? Hayır.. Kadın erkek kol kola daha da ileriye gideceğiz. Haydi öyleyse!
-
Şair Hüseyin Haydar ile sırada başka projeler var mı?
Sanatçılar en verimli dönemlerinde üretmekten geri durmamalıdır. Üreten insanın projesi bitmez, tabii ki var... Hem de destansı eserler gelecek. Sanat bizim özgür ve onurlu alanımızdır. Üretmek, yorulmadan, bıkmadan, küsmeden, küstürmeden üretmek. Hiçbir ikbal beklentisi olmadan üretmek ne saadettir... Bir derviş gibi yollara düşerek üretmek için “yol eri” olmak gerektir, bizim derdimiz bu. Beklediğimiz ikbal, ülkemizin istikbalinde parlayacak yıldızımızdır.