02 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yükselen milliyetçilik iktidar yolunda

Ukrayna ve Filistin’deki gelişmeler Avrupa’daki seçimleri etkiledi. Ekonomik kriz ve ABD’nin Ukrayna dayatması, milliyetçi partilerin oy oranlarını yükseltti. Rusya’da Vladimir Putin yeniden Devlet Başkanı seçildi. ABD’de ise 'Önce Amerika' diyen Donald Trump seçimi kazandı

Yükselen milliyetçilik iktidar yolunda... 2024 Avrupa için nasıl geçti? 2024'te Avrupa'da neler oldu? Avrupa'da milliyetçi partiler yükseliyor mu?
A+ A-
DIŞ HABERLER SERVİSİ

Geride bıraktığımız 2024’ü seçimler senesi olarak adlandırabiliriz. Bunlar, parlamento ve devlet başkanlığı seçimleri olsa da aslında neoliberalizm ile kamuculuk arasında yapılan seçimlerdi. Ukrayna’daki savaş, Filistin’deki soykırım Batı’daki seçimleri etkiledi.

Rusya’da tarihi bir oranla yeniden Devlet Başkanı seçilen Vladimir Putin, ABD’de gümrük vergileriyle kendi ekonomisini koruyacağını söyleyen Donald Trump, Gürcistan’da “ikinci Ukrayna olmayacağız” diyen Halkın Rüyası Partisi, Romanya’da milliyetçi söylemlerle ilk turu alan (seçim sonradan iptal edildi) Calin Georgescu…

Liste uzayıp gidiyor. Ekonomik krizler ve özellikle Ukrayna konusunda ABD ve bazı NATO ülkelerinin ısrarı Avrupa halklarını sisteme karşı daha korumacı ve milliyetçi partilere yöneltti.

Yükselen milliyetçilik iktidar yolunda - Resim : 1

UKRAYNA’NIN ABD’YE FATURASI

Ukrayna’da savaş 3 yılını doldurmaya yaklaşırken, Batı maddi ve manevi olarak yorulma belirtilerini ciddi şekilde göstermeye başladı.

Bazı NATO ülkelerinin, asker göndermeyi reddetmesi, yardımları kesme önerisi bunun en belirgin örnekleri oldu. Ukrayna’ya en büyük askeri ve maddi yardımı yapan ABD’de de seçimlerin en başat konularından biri buydu.

Trump’ın, Ukrayna’ya yardımı büyük ölçüde keseceğini ve savaşı bitireceğini söylemesi seçimleri kazanmasında etkili oldu. 175 milyar dolara yakın bir miktar Ukrayna’ya verildi. Bunun 106 milyar doları doğrudan Ukrayna hükümetine yardım olarak gitti.

ABD’de yaşanan enflasyon ve artan yoksulluk, Ukrayna’ya olan desteğe tepki oluşmasına neden oldu. Bu da Trump’a desteği artırmış oldu.

Ayrıca başta Kanada, Meksika ve Avrupa ülkelerine gümrük tarifeleri uygulayacağını söyleyen Trump, Amerikan halkından destek gördü.

Yükselen milliyetçilik iktidar yolunda - Resim : 2

BASKIYA DİRENEN AVRUPALILAR

Seçimler Avrupa ülkelerinde de kritik bir dönemece işaret ediyordu. Bunlardan biri AB adaylığında olan Gürcistan, diğeri ise Romanya. Bu iki ülke seçim sürecinde doğrudan ABD ve AB tarafından baskı altına alındı.

Öyle ki Gürcistan’da turuncu darbe denendi. Başarısız olunca hükümet yaptırımla tehdit edildi. Tüm bunlara rağmen Gürcüler hem Başbakanlık hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Halkın Rüyası Partisi’ni destekledi. Halkın Rüyası, özellikle Ukrayna savaşında Gürcistan’ın ikinci cephe olmayacağını vurguladı.

NATO ve Avrupa Birliği üyesi olan ve Ukrayna savaşında Atlantikçi savaş cephesi için kritik bir öneme sahip olan Romanya’da cumhurbaşkanlığı birinci tur seçimlerinin sonucu Avrupa’da deprem etkisi yarattı.

24 Kasım günü NATO karşıtı ve kamucu ekonomi yanlısı açıklamalarıyla yüzde 23 oy ile birinci olan Georgescu adeta Atlantik’e soğuk duş aldırdı. Romanya özellikle Karadeniz’de NATO için kritik öneme sahip.

Böyle bir adayın Romenler tarafından seçilmesi sonrası müdahale geldi. AB’nin baskısıyla birlikte yüksek mahkemenin kararıyla seçimler iptal edildi.

EKONOMİK ÇÖKÜŞ VE SİYASİ KAOS

Avrupa için 2024 çalkantılarla dolu bir yıl oldu. 2008 mali krizinden bu yana yaşanan kriz, ABD’nin NATO’yu doğuya doğru genişletme ve Rusya’yı kuşatma dayatmasıyla 2022’de başlayan Ukrayna savaşı ve Rusya’ya yaptırımlar ile ortaya çıkan enerji krizinin yol açtığı enflasyon, faizlerin yükselmesi, yatırımların düşmesi, tüketimin daralması ve rekabet gücünün zayıflamasıyla birlikte bir durgunluk içine girdi.

Almanya sanayi üretimiyle, ihracatıyla bir model olarak görülmekteydi. Rusya ile olan ticari ilişkileri özellikle bu ülkeden sağladığı ucuz doğal gaz ve petrolü ile sanayi üretiminde büyük bir avantaja sahipti.

ABD’nin Ukrayna bataklığına sürdüğü Avrupa, Rusya’ya uyguladığı yatırımlar sonucu ile ortaya çıkan yüksek enerji fiyatları özellikle Alman işletmelerine büyük bir yük getirdi. Ülke ekonomisinin temel direklerinden biri olan Almanya'nın otomotiv sektörü küresel rekabet gücünü kaybetmeye başladı.

Volkswagen, BMW ve Mercedes-Benz gibi otomotiv devleri Çinli üreticilere karşı pazar paylarını sürekli olarak kaybetmektedir.

Fransa’da artan akaryakıt, doğal gaz ve elektrik fiyatları hane halkının canını yaktı. Enerji fiyatlarının maliyeti artırması her iki ülkede de işletmeler uygun fiyatlı enerji ve daha elverişli düzenleyici ortam arayışıyla üretimlerini yurt dışına, özellikle de ABD ve Çin'e taşımaya başladı.

Uygulanan küreselleşmeci neoliberal programlar, halkın alım gücünü düşürdü, işsizliğe yol açtı ve yoksulluğu artırdı. Avrupa devletlerinin ulusal yapıları yıpranmış, kültürel yapıları yozlaşmış, sanayi ve üretim çarkı bozulmuş, sağlık sistemleri çökmüş, yönetici sınıfları halktan kopmuştur.

ABD’nin başını çektiği Atlantik kampında yer alan Avrupa Birliği’nin üye ülkelere dayattığı bu program ve buna paralel olarak ABD ve NATO’nun Avrupalıları Ukrayna bataklığına sürüklemesine karşı halk, ulusal değerleri ve egemenliği savunan milliyetçi partilere yöneldi.

Yükselen milliyetçilik iktidar yolunda - Resim : 3

AP SEÇİMLERİ

Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde Atlantikçi partilerin yaşadığı yenilgi ve milliyetçi partilerin görülmedik başarıları bugün yaşanan siyasi krizin kapısını araladı. Berlin ve Paris’te hükümetlerin düşmesi siyasi istikrarsızlığın yolunu açtı ve yaşanan hükümet krizleriyle büyük bir siyasi belirsizliğin içine girdiler.

Avrupa’da siyasi dengeler değişti. AP’de sistemin geleneksel partileri ve özellikle Sosyal De-mokratlar ve Yeşiller kan kaybederken, milliyetçi partiler parlamentonun üçte bir çoğunluğuna sahip oldular.

AB’nin nabzını, AB’nin en büyük ve en etkili iki ülkesi olan Fransa ve Almanya'da yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmelerle ölçmek doğru olacaktır. AP seçimlerinde en büyük sarsıntı Fransa ve Almanya’da yaşandı.

MİLLİYETÇİLİĞİN YÜKSELİŞİ

Marine Le Pen’in Ulusal Birlik Partisi (RN) yüzde 31,4 oy oranıyla birinci olduğu gibi, iktidarda olan Macron’un partisine 16 puan fark attı. Bir önceki seçime göre 9 puan kaybeden ve yüzde 14,6 oy alan Macron’un partisi büyük bir hezimet yaşadı. Sosyal Demokratlar ve Yeşiller daha da düşük oylar aldılar.

Almanya’da da durum farklı değildi; Milliyetçi Almanya için Alternatif (AfD) partisinin oylarını 5,5 puan yükselterek yüzde 15,9 ile ülkenin ikinci siyasi gücü oldu. Hükümeti oluşturan Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) 2021 genel seçimlerinde yüzde 26 oy alırken bu seçimlerde yüzde 13,9 ile AfD’nin altında kaldı.

Aynı şekilde Yeşiller 2019 AP seçimlerindeki oy oranı yüzde 20,5 iken 8,5 puan kaybederek Yüzde 11,9’a düştü. Küçük ortak Liberaller ise yüzde 5,2 sınırında kaldı.

Avrupa’nın diğer ülkelerinde de milliyetçi rüzgâr esti; Avusturya’da da milliyetçi Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) yüzde 25,4, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın milliyetçi partisi Fidesz yüzde 44,9 ve İtalya'da Giorgia Meloni'nin Fratelli d'Italia partisi de yüzde 28,8 oy oranıyla ülkelerinde birinci oldular.

HÜKÜMET KRİZLERİ SİYASİ KAOSA DÖNÜŞTÜ

AP seçim sonuçları sadece Avrupa genelinde değil üye ülkelerde de siyasi dengeleri alt üst etti. AP seçimlerinde partisi yenilen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Meclis’i feshetti ve erken genel seçimlere gidildi.

V. Cumhuriyet döneminde görülmedik bir sonuç çıktı. İki turlu çoğunluk sistemine dayanan Fransız seçim sisteminde, bugüne kadar küreselleşmeci neoliberal sistemin biri sol diğeri sağ ayağını temsil eden Muhafazakâr Liberal blok ve Sosyal Demokrat bloktan biri çoğunluğu elde ediyor ve hükümeti kuruyordu. Milliyetçiler bu sistemi felce uğrattı.

YIKILMAYA MAHKUM KALDILAR

Le Pen’in Ulusal Birlik partisi bu seçimlerde 11 milyon oy alarak, 126 milletvekiliyle Meclis’te birinci parti oldu. Böylece ortaya üç kutuplu bir Meclis aritmetiği çıktı. Hiçbir parti ve ittifak hükümet kurma çoğunluğunu elde edemedi. Kurulacak her hükümet azınlık hükümeti olacaktı ve gensoru ile yıkılmaya mahkûm durumundaydı.

Öyle de oldu; Macron’un atadığı Michel Barnier’in kurduğu hükümet ancak üç ay ayakta kaldı; Milliyetçilerin ve Sosyal Demokratların desteklediği gensoru ile düşürüldü. Macron’un atadığı ikinci Başbakan François Bayrou hükümetini de aynı akıbet bekliyor.

Almanya’da iktidar partilerinin AP seçimlerindeki yenilgisinden sonra hükümetin sonunun geldiği görülmüştü. Ve nihayet Olaf Scholz’un başkanlığındaki Sosyal Demokratların, Yeşillerin ve Liberallerin oluşturduğu hükümet 6 Kasım’da yıkıldı. 16 Aralık’ta yapılan güven oylamasında, Başbakanı Olaf Scholz milletvekillerinin güvenoyunu alamadı.

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier Meclis’i feshetti ve 23 Şubat 2025 tarihinde erken seçim kararı aldı. Bu seçimlerde Milliyetçi Almanya için Alternatif Partinin (AfD) Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşilleri geride bırakarak, Hristiyan Demokratların ardından ikinci parti olacağı öngörülüyor.

Yaşanan ekonomik krizin siyasi krize dönüşmesi bu iki ülkeyi kaosun eşiğine getirdi. Halkta huzursuzluk artmaya başladı. 2025, halk hareketlerinin ve protestoların yükseleceği bir yıl olacak gibi görünüyor.

Avrupa Gürcistan Romanya Ukrayna NATO