Yunanistan'a 'dur' ihtarı
Yunanistan gemi azıya aldı, Türk kıyılarının 2 kilometre ötesinde silah göstermeye kalktı. Türkiye ise kışkırtmaya 'donanmam yakında' mesajıyla yanıt verdi
Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, pandeminin etkisinin azalması ve ekonomik çarkların dönmesiyle birlikte Doğu Akdeniz'deki kışkırtmalarına yeniden başladı. Önce yanlarına 6 ülke ve 6 enerji devini alarak 'Nemesis' (intikam) tatbikatı yapan Rum-Yunan ikilisi, şimdi de Türk kıta sahanlığı içinde, kıyılarımıza 2 kilometre mesafede tatbikat yapacağını duyurdu. Türkiye ise üst üste yayınladığı Navtex'ler ile kışkırtmalara izin vermeyeceğini bildirdi.
Yunanistan'ın Iraklio İstasyonu, önceki gün yayınladığı Navtex (denizcilere bildirim) ile 15 Kasım'da Meis adasının çevresindeki geniş bir sahada askeri tatbikat yapacağını duyurdu. Türkiye ise aynı gün yayınladığı bir anti-Navtex ile Yunanistan'ın tatbikatının, Meis adasının 1947 Paris Antlaşması ile belirlenen gayri askeri statüsünü ihlal edeceğini bildirdi. Ardından yeni bir Navtex ile Türk Donanması'nın 30 Kasım'a kadar Kıbrıs'ta atış eğitimleri yapacağı kaydedildi.
Türkiye'nin “Donanmam yakında!” mesajına bu kez Rumlar'ın Larnaka İstasyonu'ndan yanıt geldi. Rumlar, söz konusu tatbikatın “Kıbrıs Cumuhriyeti'nin deniz güvenliği protokollerini ve uluslararası hukuku ihlal edeceğini” ileri sürdü. Türkiye'den buna verilen yanıtta ise şöyle denildi:
“Larnaka Radyo MA90-383/21 numaralı Navtex duyurusunda belirtilen 'Kıbrıs' 1960 yılında kurulan devlet ile aynı değildir. Be nedenle Türkiye, 'Kıbrıs' isimlendirmesinin hiçbir ölçüde veya şekilde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni tanıma veya Türkiye'nn 1960 yılındaki Garanti Anlaşması ile kuruluş anlaşmasından kaynaklanan hak ve yükümlülüklerine zarar vermesi anlamına gelmeyeceğini beyan eder. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Larnaka Radyo MA90-383/21 No'lu Navtex duyurusu ile kanunsuz iddialarını meşrulaştırma çabaları geçersizdir ve Türkiye tarafından kabul edilmemiştir, edilmeyecektir. Antalya Navtex İstasyonu FA63-1033/21 numaralı Navtex duyurusu (atışlı eğitim duyurusu) geçerli ve yürürlüktedir. Bu bildiri 30 Kasım 2021 saat 16:01'de yürürlükten kaldırılacaktır.”
YUNAN BASINI TELAŞLANDI
Türkiye'nin kışkırtmaya karşı net yanıtı, Yunan basınında geniş yer buldu. Haberlerde “Türkiye, 28 derece meridyeninin doğusunda ev sahibi gibi davranmaya devam ediyor. Yunan-Mısır anlaşmasıyla henüz sınırlandırılmayan bu bölge Ankara'nın hedefi ve burayı ele geçirmeye çalışıyorlar. Bunun en net göstergesi, Türkiye tarafından Meis çevresinde tatbikat yapmamızı yasaklayan anti-Navtex'tir.” denildi.
Yunan basını, haberlerinde Seville Haritası'na da yer vererek, Meis'in kendilerine ait bir Münhasır Ekonomik Bölge olduğunu ileri sürdü.
TÜRKİYE BM'YE ŞİKAYET ETMİŞTİ
Daha 5 ay önce Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM)'e bir mektup göndererek Yunanistan'ın adaları askerileştirmesini şikayet etmişti. Yunan basınında “eşi görülmemiş mektup” diye bahsedilen şikayette Türkiye, 1923 Lozan ve 1947 Paris Antlaşmaları'nda Ege ve Doğu Akdeniz'deki adaların askerden arındırılması ve silahsızlandırılmasıyla ilgili şartları hatırlatarak, şartları ihlal eden Yunanistan'ın bunu meşru göstermeye çalıştığını vurgulamıştı.
Mektupta, Yunanistan'ın BM Daimi Temsilcisi'nin hukuka odaklanmak yerine manasız siyasi iddialarda bulunmasının hayal kırıcı olduğu kaydedilirken, Yunanistan'ın yalnızca hukuki açıdan elinin zayıf olmadığı, gerçeklikten de uzak olduğu belirtilmişti.
Mektubun en can alıcı yerinde ise “Eğer Yunanistan, anlaşmalardaki yükümlülüklerini yerine getirmede başarısız olursa, o anlaşmalardan kaynaklı egemenlik haklarını, deniz yetki alanlarının belirlenmesi dahil öne süremez.” ifadesine yer verilmişti.
GAYRİ ASKERİ STATÜ KURAL DIŞILIĞIN KABULÜ
Sözleşmelerle gayri askeri statünün kabul edilmiş olması, devletin egemenliğine getirilen bir kural dışılığın kabulü anlamına geliyor. Çünkü gayri askeri statü (demilitarized), silahsızlandırılmış statüden (disarmed) farklı olarak egemen ülkenin tüm tahkimat olanağını ortadan kaldıran, üç boyutlu devlet ilkesi gereğince hava, kara ve deniz ülkesinde geçerli olan bir rejimi ifade ediyor. Silahsızlandırılmış ifadesinin kullanılması askeri amaçlarla kullanılmayan askeri hava araçlarının uçuşuna ve hatta ikametine müsaade ederken, gayri askeri statü ne uçuşlara, ne sahil güvenlik gemilerine ne de insansız deniz ve hava araçlarına izin veriyor.
Yunanistan açısından Londra Antlaşması'nın 5., Atina Antlaşması'nın 15., Lozan Anlaşması'nın 13., Boğazlar Sözleşmesi'nin 4. ve 6. maddesi ile 1947 Paris Antlaşması'nın 14. maddesi ile ilgili ekleri, gayri askeri statünün tartışmaya mahal vermeyecek şekilde kabulünü içeriyor. Bu sözleşmelerde hava ve deniz ülkesine yönelik özel hükümler getirilmediği için de rejimin en geniş yorumuyla uygulanması gerekiyor. Nitekim Finlandiya’nın güvenliğini gözeterek “1921 tarihli Aaland Adası’nın Tarafsızlaştırılmasını Düzenleyen Sözleşme”de, gayri askeri statü içindeki çeşitli imtiyazlarını özellikle tanımladığı görülüyor. Bu bakımdan mevcut rejimde; askeri amaçlarla kullanılan sivil uçakların dahi hava sahasından geçmesine müsaade edilmemesi gerekiyor. Aynı şekilde 1994 tarihli San Remo Manüeli gereğince askeri faaliyetler için kullanılan ticari gemilerin de önlenmesi, askeri gemi statüsündeki Sahil Güvenlik botlarının ise geri çekilmesi gerekiyor.
MEİS DENİZ ALANI ÜRETMEZ
Meis adası, Kaş’ın karşısında, 9 kilometrekarelik bir ada. En yakın Yunan adası olan Rodos’a 72 mil, Anadolu sahillerine ise yalnızca 1 mil uzaklıkta yer alıyor. Nüfusu 1951 nüfus sayımında 800 kişiyken, 1981 sayımında 222 kişiye düşmüş, iskan politikasının ardından 2011 nüfus sayımında 490 kişiye yükselmiş. Ekilebilir arazisi ve suyu olmadığı için eskiden Harmansız Ada olarak anılırmış. Tarihi açıdan da buradaki halkın geçimini balıkçılık, gemicilik ve süngercilikle sağladığı, ticaretin ise Anadolu ile yapıldığı görülüyor. Dolayısıyla Meis’in ekonomik yaşam bağlamında Anadolu’ya bağlı bir yapısının olduğu açık.
Meis’in dışarıdan kaynak tedariki olmaksızın, ekonomik anlamda tek başına ayakta kalma ihtimali bulunmuyor ve bunun, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin 121/3. maddesinde yer alan şartlar bağlamında hukuki sonucu bulunuyor. Maddede şöyle deniliyor: “İnsanların oturmasına elverişli olmayan veya kendilerine özgü ekonomik bir yaşamı bulunmayan kayalıkların Münhasır Ekonomik Bölgeleri veya kıta sahanlıkları olmayacaktır.”
Yunanistan her ne kadar 2006 yılında iskan politikası başlatarak bu kayalara insan yerleştirmeye ve yatırım yapmaya başlamış olsa da, Güney Çin Denizi Tahkimi Davası’nda verilen karar, adaların modernizasyondan önceki durumlarının esas alınması gerektiğine hükmediyor.
Diğer yandan Meis'in ters tarafta kalan ada olması ve Türkiye'nin açık denizlere çıkışını engellemesi, orantılılık ilkesi gereği de Türkiye'nin Doğu Akdeniz kıyılarından çok kısa olması, onun hukuken çevrelenmesini gerektiriyor. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de 1870 kilometre kıyı uzunluğu bulunurken Meis'in yalnızca 9 kilometre kıyı uzunluğu bulunuyor. Fakat Yunanlar Meis'e tam 40 bin kilometrekare deniz yetki alanı talep ediyor.
AKAR’DAN TATBİKATLARI DURDURMA ÖNERİSİ
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Azerbaycan dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hürriyet’ten Fatih Çekirge, Akar’ın şu mesajlarını aktardı:
“Öyle üç beş uçak almakla bu denklem çözülmez. Harcanan paralar Yunan halkının cebinden çıkıyor. Yunan siyasiler bu kifayetsiz ve hayalci yaklaşımlarıyla zaten ekonomik sıkıntılar yaşayan komşumuz Yunan halkının kaynaklarını bu şekilde boş yere tüketmekte ve refah seviyesini daha da aşağılara çekmektedir. Yalnızca tatbikatları durdursak milyonlarca dolar tasarruf olur. Yazık değil mi?”
“Yayılmacı kim? Lütfen tarihe bakın. 1832’den beri Yunanistan’ın yayılmacı tutumu haritalarda tarih tarih yer alıyor. Oysa bunlara ne gerek var. İşte tarih ortada. 1919’da tahriklere kapılarak bir maceraya atıldılar. O maceranın 9 Eylül 1922’de nasıl son bulduğunu bütün dünya gördü.”