Yunanistan için 2022: Sonun başlangıcı
Ülke, Miçotakis hükümetiyle ABD’ye olan bağımlılığını belki de hiç olmadığı kadar artırdı. Nüfusu, askeri ve ekonomik kapasitesiyle örtüşmeyen düşmanca hırsları, Yunanistan’ın Türkiye’yi ve Doğu Akdeniz ülkelerini hedef alan bir ABD üssüne dönüştü
YUNANİSTAN’DAN UKRAYNA’YA ‘TAM DESTEK’
Yunanistan, Polonya üzerinden iki C-130 nakliye uçağıyla askeri ve sıhhi malzeme gönderdi. Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ile yaptığı telefon görüşmesinde Ukrayna'ya verdikleri desteği yineledi. Ukrayna’dan kaçan mülteciler için 5 bin kişilik kontenjanın 30 bine çıkarılabileceğini açıkladı. İş gücü açığını kapatmayı amaçlayan Yunanistan, Suriyeli, Iraklı ve Afgan mültecileri kapsayan AB kararlarına uymadığı için iki yüzlülükle eleştirildi.
ZELENSKİ, NAZİLERLE YUNAN MECLİSİNDE KONUŞTU
Zelenski, Nazi taburlarından biri olan Azak üyeleriyle Yunan meclisine hitap etti. Miçotakis’in partisi Yeni Demokrasi Partisi dışındaki partiler ve milletvekilleri konuşmayı boykot etti. SYRIZA Partisi, Azak üyelerinin konuşmasının“kabul edilemez” olduğunu söyledi.
YUNAN MECLİSİNDE TÜRKLERİ KATLEDEN ÖRGÜTÜ ÖVDÜ
Zelenski, Türkçede “Dostluk Cemiyeti” anlamına gelen, 1821’de Osmanlı’ya isyan ederek Mora ile Girit’te bebek, çocuk, kadın ayırt etmeden 40 binden fazla Türk’ü ve binlerce Arnavut’u katleden terör örgütü Filiki Eterya’yı övdü. Zelenski Filiki Eterya’nın, Odessa şehrinde kurulduğuna vurgu yaptı.
YUNAN BELEDİYESİ, TÜRK MEZARLIĞINI YIKTI
Yunanistan’ın İskeçe eyaletine bağlı Horozlu köyündeki Türk mezarlığı, futbol sahası yapmak için belediye kararıyla yıkıldı. İskeçe Milletvekilleri Hüseyin Zeybek ve Burhan Baran, belediye hakkında suç duyurusunda bulundu.
Selanik şehrine bağlı Gargara (Simantra) köyündeki 201 Türk mezarı da spor salonu inşa çalışmalarında talan edildi.
‘ELEKTRİĞE DEVLET MÜDAHALESİ’ GÜNDEME GELDİ
Yunan hükümeti, enerji krizine AB’nin müdahale etmemesi halinde, elektrik fiyatlarını baskılayacak devlet tedbirleri alacaklarını açıkladı. Yunanistan, 2021 sonundan 2022 başına kadar işletme ve çiftçileri desteklemek için yaklaşık 4 milyar avro tutarında elektrik sübvansiyonu uygulamıştı.
YUNANLARIN YÜZDE 70’İ TEMEL İHTİYAÇLARDAN KISIYOR
Pazar araştırması şirketi You Gov’un anketine göre Yunanlar yiyecek, içecek, elbise, ayakkabı ve ısınma gibi temel giderlerinde ciddi oranda tasarrufa yöneldi. Her 10 Yunan’dan 7’si, düşük maaş ve fatura ödeme zorluğu gerekçesiyle mecburi tasarruf yaptığını belirtti.
SEÇME HAKKI GASP EDİLDİ, LOZAN ÇİĞNENDİ
Yunan devleti, çıkardığı yeni yasayla Batı Trakya Türklerinin seçtiği müftüyü tanımayacağını ve bölgeye merkezden atama yapacağını ilan etti. Yunanistan’ın hak gaspını Türkiye Dışişleri Bakanlığı ve Batı Trakya Türk Azınlık Temsilcileri kınadı. Lozan’a uyulması çağrısı yapılırken yasanın, İskeçe Seçilmiş Müftüsü merhum Ahmet Mete’nin vefatından hemen sonra Yunan meclisine sunulmasına dikkat çekildi. Lozan Barış Antlaşması’nın 40. maddesinde göre Batı Trakya’daki Türkler kendi dini, eğitim ve sosyal kuruluşlarını kurma, idare etme ve kontrol etme hakkına sahip.
TÜRK OKULLARI BİR BİR KAPATILIYOR
Yunan hükümeti, 2022-2023 eğitim öğretim yılında da Batı Trakya Türk Azınlığına ait 4 ilkokulu daha kapatma kararı almıştı. Lozan Antlaşması, Batı Trakya Türk Azınlığı’na eğitim özerkliği sağlıyor. Azınlık okullarında hem Türkçe hem Yunanca olmak üzere iki dilli eğitim veriliyor. Batı Trakya Türk Azınlığının yaşadığı bölgelerdeki azınlık ilkokullarının sayısının son 27 yılda 231'den 99'a düştüğüne dikkat çekiliyor.
YUNANİSTAN SINIRDAKİ DUVARI UZATIYOR
Yunan hükümeti göçmenlerin geçişlerini engellemek için Türkiye-Yunanistan sınırındaki 40 kilometrelik (km) duvarı yaklaşık 80 km daha uzatma kararı aldı.
MUHALEFET, GÖÇMENLERE ŞİDDETİ MECLİSE TAŞIDI
Yunan basını, Haziran ayında Meriç Nehri’ndeki bir adacıkta mahsur kalan 50 göçmenden 3’ünün Yunan yetkililerin şiddeti nedeniyle öldüğünü duyurdu. Göçmenlerden 1'inin Yunan güvenlik güçleri tarafından dövülerek, 2'sinin geri itilirken boğularak öldürüldüğü bildirildi. Ana muhalefet Partisi SYRIZA’dan 37 milletvekili, konuyu Yunan meclisine taşıdı. Hükümet, adacığın Yunan topraklarında olmadığını iddia ederken, SYRIZA Partisi Yunan topraklarında olduğunu söyledi.
DİNLEME SKANDALI
Yunan Ulusal İstihbarat Teşkilatı’nın (EYP), ülkedeki üçüncü parti Panhelenik Sosyalist Hareket'in(PASOK) lideri ve Avrupa Parlamentosu Milletvekili Nikos Andrulakis ile Yunan gazeteci Thanasis Koukakis'in telefonlarını "Predator" adlı casus yazılımla dinlediği ortaya çıktı. Miçotakis, "Yanlıştı. Bilgim yoktu, eğer olsaydı buna asla izin vermezdim" diye konuştu.
İSTİHBARAT BAŞKANI İLE MİÇOTAKİS’İN YEĞENİ İSTİFA ETTİ
Skandalın ortaya çıkması üzerine EYP Başkanı Panagiotis Kontoleon istifa ettirildi. Yerine Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Themistoklis Demiris'in atandı. İktidardaki Yeni Demokrasi Partisi'nin 10 oyuna karşı muhalefet partilerinden 9 milletvekili Demiris'in atanmasına karşı oy kullandı. Miçotakis'in “sağ kolu” ve yeğeni olan Başbakanlık Genel Sekreteri Grigoris Dimitriadis de casus yazılım şirketiyle ticari bağlantıları olduğu iddiaları üzerine istifa etti.
‘DERİN DEVLET DÜZENİ’
AP’nin özel siber güvenlik hizmetine başvurmasıyla 7/24 özel iletişiminin takip edildiğini ortaya çıkaran PASOK lideri ve AP Milletvekili Androulakis, Yargıtaya (Areios Pagos) suç duyurusunda bulundu. Androulakis, Miçotakis'in "kurulan derin devlet düzeni hakkında açıklama yapmaktan düzenli şekilde kaçındığını" söyledi. Miçotakis'in dinlenme olayını "yasal" olarak nitelediğine dikkat çeken Andrulakis, dinlenme nedeninin açıklanmasını talep etti.
AB BİLGİ İSTEDİ, YUNAN ELÇİ CASUS YAZILIMI REDDETTİ
Skandal üzerine Yunanistan’dan bilgi talep eden AB Komisyonuna cevap mektubunda Yunanistan AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Yannis Vrailas, “EYP’ninherhangi bir yasa dışı casus yazılımı asla satın almadığını ve kullanmadığını” ileri sürdü. Büyükeçi Vrailas, ülkesinin“AB veri koruma müktesebatını ihlal etmediğini” savundu.
İNSAN HAKLARI İZLEME ÖRGÜTÜ: CİDDİ ŞEKİLDE ENDİŞELİYİZ
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), dinleme skandalın nedeniyle “ciddi şekilde endişeli olduklarını” açıkladı. HRW yetkilisi Eva Cosse, Yunanistan'da medya özgürlüğüne ilişkin endişelerin arttığını ve hükümetin bağımsız kuruluşlara baskısının daha fazla yaygınlaştığını söyleyerek, önlem alınması gerektiğini vurguladı.
ABD, YUNAN F-16’LARINI MODERNİZE EDİYOR
ABD desteğiyle modernize edilen iki F-16 tipi savaş uçağı, Yunan Hava Kuvvetlerine teslim edildi. Yunanistan’ın elinde bulunan toplamda 83 adet F-16'nın ABD tarafından "Viper" seviyesinde güncellenmesi öngörülüyor.
YUNANİSTANABD'DEN F-35 İSTEDİ VE RUSYA’YI HEDEF ALDI
Yunan Savunma Bakanı Panagiotopoulos, Pentagon'da görüştüğü ABD Savunma Bakanı Austin'den, “Yunanistan'a F-35 uçaklarının satılmasını” talep etti. İkili, “ABD-Yunanistan askeri ilişkilerinin hiç olmadığı kadar güçlü olduğunu” vurguladı. Ayrıca Yunan Bakan, Ukrayna’ya destek vererek “Rusya’ya karşı her türlü adımın atılması” gerektiğini savundu.
MİÇOTAKİS ABD KONGRESİ’NDE KKTC’Yİ HEDEF ALDI
Miçotakis, ABD Kongre üyelerine hitap ettiği konuşmasında “Kıbrıs’ta iki devletli çözümü kimsenin kabul etmeyeceğini” savundu. Miçotakis’in KKTC’yi ve Türkiye’yi hedef alan kışkırtıcı açıklamaları, ABD Kongresi tarafından ayakta alkışlandı.
ÇİPRAS’TAN ‘ABD ÜSLERİ’ ELEŞTİRİSİ
SYRIZA lideri Çipras, Miçotakis yönetimini ABD üsleri konusunda eleştirdi. Çipras, “ulusal egemenlik hakları konusunda Yunan halkının birlik içinde olduğunu” ancak “Yunanistan'ın ABD'ye verdiği süresiz üs anlaşması karşılığında ABD'den destek anlamında hiçbir garanti almadığını” söyledi.
‘SİLAHLANMADA ABD’Yİ GEÇTİK’
SYRIZA, Yunanistan'ın “savunma harcamalarının Gayrisafi Yurtiçi Hasılaya oranla ilk kez ABD'yi geçtiğini” açıkladı ve hükümetin silahlanma politikasını eleştirdi. AB’nin en borçlu ülkesi olmalarına karşın Yunan hükümeti, silahlanma ısrarından vazgeçmediği için eleştiriliyor.
‘TÜRKİYE’NİN YÜKSELİŞİ BİZİ ENDİŞENDİRİYOR’
Eski Başbakanı ve ana muhalefet partisi SYRIZA’nın lideri Çipras, Türkiye’nin uluslararası alanda güçlendiğine dikkat çekti ve Miçotakis hükümetini eleştirdi. Çipras, “Türkiye’nin Ukrayna’da barış için ara bulucu olmak isteyen bir güç olarak, Batı'nın ve Doğu'nun gözünde yükselişi bizi endişelendiriyor” dedi.
ODUN 70, GAZ 10 KAT ZAMLANDI
Rusya karşıtı yaptırımların neden olduğu enerji krizinde Yunanistan’daki odun fiyatları yüzde 30 ila 70 arasında arttı. Başbakan Miçotakis, doğal gaz fiyatlarının iki yıl öncesine göre 10 kat arttığını” söyleyerek, “halka destek bütçesinin oluşturulacağını” açıkladı.
KAMU BİNALARINDA ‘ELEKTRİK TASARRUFU’
Enerji kriziyle mücadelede halkı ikna etmek için etkisiz önlemlere başvurdu. Yunan meclis binasında, Atina Belediyesi’nde ve arkeolojik alanlardaki ışıklandırmalara süre sınırı getirildi.
FRONTEX İLE YUNANİSTAN’IN SKANDALI ORTAYA ÇIKTI
AB Yolsuzlukla Mücadele Ofisi, Yunan sahil güvenliğinin düzensiz göçmenleri Türk kara sularına itmesinin AB’nin sınırlardan sorumlu kurumu Frontex tarafından gizlendiğini ortaya koyan bir rapor yayımladı. Raporda, Frontex’in Yunanistan’ın yasa dışı uygulamalarının izlenip kayda geçmemesi için havadan keşif faaliyetlerini askıya aldığı ve Yunan tarafına mali destek sağlandığı kaydedildi. Ayrıca Frontex’in “bilgi bozum politikasıyla, AB Komisyonu ile Avrupa Parlamentosu’nun denetiminden kurtulduğu” belirtildi.
HOLLANDALI GAZETE, FRONTEX İLE YUNANİSTAN’IN SUÇUNU YAZDI
Hollanda’nın en önemli gazetelerinden Nieuwe Rotterdamsche Courant (NRC)da“Yunan hükümetinin raporu örtbas etmek için Türk makamlarını suçladığına” dikkat çekti. NRC ayrıca“Yunan hükümetinin, sınırdaki göçmen faaliyetlerini takip eden gazeteciler ve STK’ların bilgi edinmesine engel olduğunu ve bu kişilere hükümeti eleştiren yayınlar yapmamaları için kolluk kuvvetleri tarafından baskı kurulduğunu” aktardı.
İNSAN HAKLARI GÖZLEMEVİ’NDEN TEPKİ
İnsan Hakları Gözlemevi(HRW) Avrupa Medya Direktörü Andrew Stroehlein, “AB’nin Yunanistan’ın yasa dışı geri itme eylemlerine göz yumduğunu” söyleyerek tepki gösterdi.
ÖĞRENCİLER EYLEMDE
Atina'da öğrenciler, eğitim şartlarının iyileştirilmesi talebiyle gösteri düzenledi. Sintagma Meydanı'nda toplanan öğrencilere eğitmenler de destek verdi. Eylemde“ücretsiz ek ders”, “kantin fiyatların düşürülmesi”, “üniversitelilere aylık 300 avro barınma yardımı” ve “üniversitelerdeki polis varlığının sona erdirilmesi” talepleri dile açıklandı.
TÜRK DÜŞMANI YUNAN FİLMİ, ABD’DE GÖSTERİLDİ
Yunanistan’ın en yüksek bütçeli yapımı olarak 2021’de gösterime soktuğu Yunan işgali ve mezalimini gizleyerek, Türkleri katliamcı gösteren “Smyrna My Beloved”(Sevgili İzmirim) isimli film, ABD’de 700 sinemada tek seferlik gösterime girdi. Türk-Amerikan toplumu, ABD’deki Yunan-Amerikan lobisi AHEPA’nın destekleriyle gösterime giren filmi boykot etme çağrısı yapsa da çağrı ABD makamlarında karşılık bulmadı.
SOKAKLAR KARIŞTI
5 Aralık’ta Selanik’te 16 yaşındaki Roman asıllı bir çocuğun polis kurşunuyla vurulduktan sonra ölmesi ülkede infial yarattı. Selanik başta olmak üzere başkent Atina, Patra ve Rodos Adaları’nda toplanan yüzlerce kişi polis şiddetine tepki gösterdi. Eylemlerde çok sayıda kişi gözaltına alındı ve tutuklandı.
Erdoğan hükümetinin jeopolitik körlüğü
Türkiye 2023’te Doğu Akdeniz ve Adalar Denizi’nde hangi strateji ve taktikleri izlemeli? ABD’nin karşısına Türkiye hangi ittifaklarla çıkmalı? KKTC’nin devlet olarak tanınması için neler yapılmalı? Doğu Akdeniz’de Türkiye-Mısır işbirliğinin kazanımlarının etkileri ne olur? 2023 seçimlerine kadar Tayyip Erdoğan hükümetinin izlediği politikaların Türkiye’ye ne katkılısı olacak?
Yunanistan’ın Adalar Denizi’ndeki ABD destekli kışkırtmalarının nereye varabileceğini; Türkiye-Mısır normalleşmesini, Yunanistan ve GKRY’nin Doğu Akdeniz’de Türkiye ve KKTC’ye karşı mevcut hedeflerini Emekli Deniz Kurmay Albay Halil Özsaraç’a sorduk.
-Adalar Denizi’nde Türkiye'ye karşı bir cephenin açılması ve Türkiye'nin aleyhine meydana gelebilecek bir oldubitti ön görüyor musunuz?
‘ABD, GERİLİMİ TAZE TUTMAYA ÇALIŞIYOR’
Türk-Yunan gerilimlerinin yüzyıllarca sıcak kalmasını sağlayan Batı emperyalizmi, bu sayede her iki ülkeyi de kendine bağımlı kılmıştır. Günümüzde Türkiye, mevcut gerilimleri kendi başına çözebilecek bir askeri yeterliliği kazanmıştır. ABD’nin Yunanistan lehine askeri ve politik bir duruş sergilemesi, gerilim alanlarını taze tutmaya yöneliktir. Bu oyunu fark eden ve bozan Türkiye’nin aksine Yunanistan’ın da, ABD ve Fransa’nın istediği şekilde gerilimleri devam ettirme ve daha da ısıtma taraftarı olduğu anlaşılmaktadır. Mevcut durum, poker masasında eli kötü olan Yunanistan’ın masadaki diğer oyuncuların kendisini kurtarmasını beklemesine ve blöf yapıp rest çekmesine benzemektedir. Halbuki masanın en iyi kağıtlarına sahip oyuncusu Türkiye’dir.
‘TÜRKİYE’NİN ASKERİ GÜCÜ 5 KAT FAZLA’
Yunanistan’ın Türkiye’ye yönelik politikaları gerçekçi değildir. Bu film, daha önce Kıbrıs’ta izlenmişti. Yani, Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahale etmeyi göze alamayacağı yönündeki sağlam Yunan tezleri, kısa sürede hedefine ulaşan Kıbrıs Barış Harekatı ile çökertilmişti. 2022’de Türkiye’nin askeri gücü, Yunanistan’ınkinden nicelik olarak 2,3 kat, nitelik olarak da 5 katı aşan bir güçtedir.
‘YUNANİSTAN YÜZDE YÜZ DIŞA BAĞIMLI’
Böylesine dengesiz bir askeri güç ortamında Yunanistan’ın büyük çapta silahlanma çabasına girmesi beklenirdi. Ancak 2022 yılına kadar bu gerçekleşmedi. Türkiye son 5 yılda Yunanistan’a göre 4,75 kat daha fazla silah alımı yaptı. Üstelik Türkiye 2021’de dünyanın en çok silah ihraç eden 11. ülkesi olarak yüksek teknoloji üretebilen ve durdurulamaz düzeyde sürekli gelişen bir savunma sanayisine sahipken, Yunanistan’ın savunma sanayi bakımından yüzde 100 dışa bağımlıdır.
Yunanistan’ın 2022 yılında yüksek bütçeler ayırarak ABD ve Fransa’dan silah satın alma gayreti, nicel Türk-Yunan askeri güç dengesizliğinin tırmanmasını önleme gayretinden başka bir şey değildir. Askeri anlamda inisiyatif kazandıran gerçekçi ölçüt, savunma sanayisidir. Günümüzde dengelenmesi olanaksızlaşan Türk savunma sanayisi karşısında Yunanistan, hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının farkındadır.
‘TÜRKİYE SAVAŞA MECBUR KALIRSA ZORLANMAZ’
Koşullar, 1974 veya 1995’e göre adeta evrim geçirmiştir. Zira 48 yıl önceki ve 27 yıl önceki krizlerde Türkiye’nin de Yunanistan’ın da savunma sanayileri zayıftı veya yoktu. Silah bakımından da ABD’ye bağımlılık vardı. Ancak günümüzde, savunma alanında dışa bağımlılık sarmalını kırmış durumdaki Türkiye’nin savaş kararı almasını zorlaştıracak veya girdiği bir savaşı istediği tempoda devam ettirmesini engelleyecek sorunlarla da boğuşmayacağını kabul etmek gerekir. Yunanistan’ın yüksek oranda ABD ve Fransız silahlarına bağımlılığı, Yunanistan’ı ABD ve Fransa’dan bağımsız hareket edememeye, yani dış sömürüye açık tutmaktadır.
-Atina, Türkiye-Mısır normalleşmesinden endişeli. Ancak Kahire, Türkiye’nin güvenlik kaygılarını gidermeye yanaşmıyor ve Libya'da Türkiye'nin karşısında. Normalleşme sürecinde tıkanma riski görüyor musunuz? Olası bir çıkmazı önlemek için hangi politikalar devreye sokulmalı?
‘3 ÜLKE DE EŞSİZ COĞRAFİ NOKTALARA SAHİP’
Devletlerin güçleri, kontrol edebildikleri deniz ticaret yolları ile doğru orantılıdır ve bu kontrol, en kolay haliyle daralan deniz coğrafyaları üzerinden sağlanır. Dünya ticaretinin 1/3’ünün geçtiği Karaman Denizi’ne (Doğu Akdeniz) kıyısı bulunan 10 devletten yalnızca Türkiye, Yunanistan ve Mısır’ın alternatifi bulunmayan daralan deniz coğrafyaları bulunmaktadır. Yani, Türk Boğazları üzerinden Türkiye’nin yanı sıra Süveyş Kanalı üzerinden Mısır’ın elindeki jeopolitik güç eşsiz düzeydedir. Bu iki daralan deniz coğrafyasının arasında kalan başka bir daralan deniz geçişleri yumağı niteliğindeki Adalar Denizi’nde ise, Türkiye ile Yunanistan arasında yıllardır çözümünü bulamayan jeopolitik gücü sahiplenme mücadelesi yaşanmaktadır. Çok yoğun deniz ticaret rotaları üzerinde bulunması nedeniyle Yunanistan’ın doğusundaki Adalar Denizi, batısındaki İyon Denizi’ne kıyasla olağanüstü bir jeopolitik değere sahiptir. Bu nedenle, Karaman Denizi’ndeki ana jeopolitik oyuncular Türkiye, Yunanistan ve Mısır’dır.
‘TÜRKİYE-MISIR ORTAKLAŞMASIASYA’DA YAŞAMSAL’
Jeopolitik güç mücadelelerine sadece Karaman Denizi’nden bakıldığında, Türkiye’nin ilave bir jeopolitik güç kazanmasını çıkarlarına aykırı bulan Mısır’ın, Adalar Denizi’ndeki mücadelede Yunanistan’ın lehine davranışlar sergilemesi olağandır. Ancak, zemin Karaman Denizi boyutundan Asya boyutuna genişletilecek olursa Türkiye ve Mısır’ın jeopolitik rekabet yerine jeopolitik iş birliği yapmalarının her iki devletin de diğer Asya devletleri ile birlikte emperyalizm karşısında daha sağlam durmalarını kolaylaştıracaktır. Yani, Asya’nın jeopolitik zemininde Türkiye-Mısır ortaklaşması yaşamsaldır.
‘DENİZLERDE ASYA BÜTÜNLEŞMESİ KİLİDİ AÇAR’
Bu noktada, Türkiye’nin de Mısır’ın da jeopolitik gereksinimlerini Doğu Akdeniz’le sınırlandırmak yerine Asya’nın geniş jeopolitik çerçevesinde birlikte yer alma kararını vermeleri gerekmektedir. Jeopolitiğin, salt Karaman Denizi yerine tüm Asya üzerinden şekillendirilmesi durumunda; Mısır’ın Yunanistan’ı Türkiye’ye karşı jeopolitik yıpratma aracı olarak kullanmasına gerek kalmayacak; aksine Türkiye ve Mısır’ı birbirlerinin jeopolitik güçlerine muhtaç duruma getirecektir. Öncelikle, Türkiye ve Mısır’ın, jeopolitik çerçevelerini salt “Doğu Akdeniz” gözlükleriyle çizmek yerine, “Doğu Akdeniz’i de içine alan tüm Asya denizleri ve okyanusları” gözlükleriyle çizmeye başlamaları gerekmektedir. Yani, geleceğin kopmaz Türkiye-Mısır dostluğu ve yakın işbirliğinin kilidini açacak anahtar, Asya bütünleşmesinden geçmektedir. Mısır’ın Yunanistan ve GKRY ile iş birliğini mümkün olduğunca ekonomik düzeyde tutma gayreti, politik anlamda ölçüyü kaçırmama çabası, onun Asya temelli jeopolitik gerçekleri tümüyle inkar edemediğini, bu nedenle de kararsızlık içinde olduğunu göstermektedir.
-Libya’daki meşru UMH hükümeti, Libya açıklarında TPAO'ya arama ve sondaj çalışmaları için 2 sene önce ruhsat vermişti ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçen Ekim ayında çalışmaların başlayacağını söyledi ancak bu süreçte bir duraksama olduğu görülüyor. Ankara'nın bu konudaki tereddütlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
‘SEÇİMLERDEN SONRA HIZLANACAKTIR’
Ankara, arama ve sondaj konularında sadece Libya sularında değil, kendi Mavi Vatanımızda bile tereddüt yaşamaktadır. Büyük beklentilerle TPAO’nun envanterine alınan Abdülhamid Han sondaj gemisi, Sevilla haritasına meydan okumak yerine Antalya Körfezi içinde sorunsuz bir şekilde petrol arama işiyle oyalanmaktadır. Mevcut durağanlığın Türkiye’de yaklaşan seçimlerle bir bağının olabileceği düşüncesindeyim. Arama ve sondaj çalışmalarının, seçim sonuçlarını değiştirebilecek şekilde seçimden kısa bir süre önce veya seçim stresi atlatıldıktan hemen sonra çok hızlı bir şekilde başlatılabilir. 2023’ün ortalarından itibaren çok daha cesur adımların atılacağı ümidindeyim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan BM kürsüsünden KKTC'yi tanıma çağrısı yaptı. Ardından Prof Dr. Metin Feyzioğlu Lekfoşa'ya büyükelçi olarak atandı. Rusya'dan KKTC'ye sivil konsolosluk hizmeti ve doğrudan uçuşlar gündemde. Bunlar yaşanırken Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu "Abhazya Cumhuriyeti'nin tanınmasının söz konusu olmadığını” söyledi. Gelişmelere bakarak Türkiye'nin gambot diplomasisinin sönümlendiğini ve KKTC'yi tanıtma konusunda pro-aktif bir diplomasi izlemediğini söyleyebilir miyiz? Bu çelişkili politika ve açmazlarla Erdoğan hükümeti neyi hedefliyor olabilir?
‘AB DOSYASI KAPANMADIKÇA KKTC TANITILMAZ’
Bu kadar çelişkili politik söylemlerden Erdoğan hükümetinin net bir hedefinin olduğunu söylemek oldukça güç. Türkiye’nin KKTC ile konularda, beklenildiği kadar etkin politikalar içinde olmaması ve yavaş davranmaya devam etmesi, AB ümitlerinin devam ettiğini göstermektedir. Türkiye, AB dosyasını kapatmadığı sürece, KKTC’nin tanınmasını sağlayacak somut adımlar atmakta zorlanacaktır.
‘NATO ISRARI JEOPOLİTİK KÖRLÜKTÜR’
Ayrıca, Abhazya’yı tanımama ısrarı Türkiye’nin hala NATO’dan kopmaktan zorlandığını da göstermektedir. Jeopolitik gerçeklerimize aykırı olan NATO’da kalmak için bu kadar ısrar niye? Öncelikle jeopolitik körlükten kurtulmak gerekir. Bugüne kadar Batı emperyalizminin feda edilebilir tamponu/vekili rolünü oynamaya gönüllü olan ve bu rolü 70 yıldır kusursuz şekilde oynayan Türkiye, emperyalist Batı ile birlikte hareket etmek yerine, jeopolitik anlamda ait olduğu Asya ile birlikte hareket ettiğinde, Kıbrıs’ın bunca zamandır diğer devletlerce tanınmaması ile ilgili sorun hızlı bir şekilde çözüme ulaşacak ve kısa sürede çok sayıda devlet tarafından tanınacaktır.