Yurtta şiddet uygulayan görevli tutuklandı
Süleymancılara ait olduğu öne sürülen İstanbul Esenler’deki yurtta 7 öğrenciye şiddet uygulandığı ortaya çıktı. Olaya ilişkin vatandaşlardan çok sayıda tepki gelirken yurtta şiddet uygulayan görevli tutuklandı
İstanbul Esenler'de özel bir erkek yurdunda görevli bir kişi, masanın etrafında ders çalışan öğrencileri dövmüş, görüntüler ortaya çıkınca da gözaltına alınmıştı. Görevli A.E., emniyetteki işlemlerinin ardından Bakırköy Adliyesi'ne sevk edilmişti.
İstanbul’un Esenler ilçesinin Atışalanı semtinde bulunan erkek öğrenci yurdunda meydana gelen şiddet olayı vatandaşların tepkisine neden oldu. Süleymancılara ait olduğu öne sürülen yurtta, öğretmen olarak görev yaptığı belirtilen şahsın, 7 öğrenciye şiddet uyguladığı ortaya çıktı. Olayın görüntülerinin sosyal medyada yayılmasının ardından açıklama yapan İstanbul Valiliği, şahsın gözaltına alındığını duyurmuştu. Görevli A.E., emniyetteki işlemlerinin ardından Bakırköy Adliyesi'ne sevk edildi.
‘BİR ANLIK ÖFKEYLE TOKAT ATTIM, PİŞMANIM’
Şüpheli A.E. nöbetçi savcılığa verdiği ifadesinde maden mühendisi olduğunu ve dernekte evrak işleri ile uğraştığını söyleyerek, "Sayısalım iyi olduğu için bazen çocuklara derslerinde yardım ediyordum. Videodaki görüntülerde çocuklar sınavlarına çalışıyorlardı. Bende çocuklara yardımcı olabilmek için etüde girmiştim. Ben çocukları sürekli konuşmamaları yönünde ikaz etmeme rağmen konuşmaya devam ettiler. Öğrencilerden biri bana karşı alaycı tavırlarda bulundu. Diğer arkadaşlarını da bu şekilde davranarak gürültü yapmaya yönlendirdi. Bir anlık öfke ile sessizliği sağlamak için çocukların kafalarına elimle tokat attım. Yaptığımdan dolayı pişmanım. Bu olaydan önce çocuklara yönelik herhangi bir şiddet eylemim olmamıştır. Bu olaydan sonra dernekten istifa ettim şu an işsizim" dedi.
Şüpheli A.E. sevk edildiği Sulh Ceza Hakimliği tarafından 'basit yaralama' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
‘OĞLUM GECELERİ ÇIĞLIKLARLA KALKIYOR’
Şiddete uğrayan çocuklardan birisinin annesi olan Fatma Demir, bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada “Benim oğlum geceleri çığlıklarla kalkıyor.” dedi. Olayın Beraat Kandili’nde meydana geldiğini ifade eden Demir, şahsın 7 çocuğu “güldü” diye yumrukladığını söyledi. Olaya ilişkin başka bir iddiaya göre de bunun ilk şiddet vakası olmadığı revirde de şiddete devam edildiği kaydedildi.
VALİLİK: ASLA KABUL EDİLEMEZ
İstanbul Valiliğinden konuya ilişkin yapılan açıklamada, "Basın yayın organları ve sosyal medya paylaşımlarında yer alan; Esenler İlçemizdeki özel bir erkek öğrenci yurdunda öğrencilere şiddet uygulayan yurt görevlisi, başlatılan adli soruşturma kapsamında gözaltına alınmıştır. İl Milli Eğitim Müdürlüğünce müfettiş görevlendirilerek idari soruşturma başlatılmıştır. Öğrencilerimize yönelik şiddet içeren bu davranış asla kabul edilemez, esefle kınıyoruz." denildi.
SOSYAL MEDYADA TARİKATLARA TEPKİ
Olayın görüntülerinin sosyal medyada yayılmasının ardından sosyal medyada çok sayıda tepki geldi. Twitter’da tepki gösteren hesaplardan biri ifadeleri kullandı:
“Süleymancılar İstanbul Ankara ve Antalya gibi illerde İyi Parti ile çalışıyor seçim dönemlerinde alenen Başkan Erdoğan’a kin kusarak İyi Parti’ye oy istiyor. İBB’nin yönetim kadrolarının %30-35’i Süleymancılara tahsis edildi, binlerce Süleymancı İBB’de işe alındı. AK Parti döneminde kaçak yurtları İBB tarafından denetlenip yıkılan Süleymancıların yurtlarına şu an CHP’li İBB her türlü desteği sağlıyor Hal böyleyken Süleymancıların yurdundaki görüntüler üzerinden AK Parti’nin hedef alınması nedir? Kim sahip çıkıyorsa o hesap versin?”
Tepkilerden bazıları ise şöyle:
Z. K. Aydın: Nurcu, Süleymancı, Menzil, İsmailağa, FETÖ ve daha onlarca farklı isim altında faaliyet gösteren cemaat ve tarikatların tek ortak yanı ABD ajanlığı ve Türk düşmanlığıdır. Bunların siyasi görşü yoktur, çıkarı vadır. Seçimlerde siyasi partilerle pazarlık yapar, istediklerini alır!
Denizhan Doğrular: Süleymancı ya da bilmem neci hepsi aynıdır hepsi karanlıktır hepsi bu milleti geriletmek şeriat karanlığına hapsetmek için vardır. Tarikatlar ve cemaatler bu ülkenin virüsüdür ve artık tedavi edilmesi şart olmuştur. Şeriat karanlıģına bir daha asla boğulmayacak bu millet.
Fatih Aydın: Süleymancıların, daha fazla evladımızı ajanlaştırmasına izin vermemek lazım. Yıllar önce de yazmıştım. Bunların kapısına derhal kilit vurulmalı!
Yaşar Karakaş: Ben Furkancı, Süleymancı bilmem, bildiğim bu tarikat görünümlü tehlike yuvaları oldukları ve kapatılmalıdır.
DİYANET RAPORU
Kaynak Yayınları’nın Temmuz 2019’da yayınladığı “Diyanet’in Gizli Tarikatlar Raporu”nda Süleymancılarla ilgili şu değerlendirme yapılıyor:
“Süleymancılarla ilgili olarak, onların, birtakım yabancı istihbarat örgütleriyle bağlantısı olduğu iddialarının ciddiye alınması ve yeni bir FETÖ ile karşılaşmamak için gerekli incelemelerin yapılması, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur.”
Raporda Süleymancıların faaliyetleri arasında da şunlar belirtiliyor:
“Cemaatin faaliyetleri günümüzde orta ve yükseköğretim öğrencileri için yurtlar, Süleymaniye Özel Eğitim Kurumları ve Kur’an kurslarıyla devam etmektedir. Yurt, kurs ve okulların finansmanı, sahip oldukları çok sayıdaki holding ve halktan toplanan yardımlarla karşılanmaktadır. Süleymancıların, Kur’an kurslarına Diyanet’in ismini kullanarak yardım topladıkları, cenazelerde para karşılığı Kur’an okuma ve ıskat hususlarında da oldukça aktif davrandıkları bilinmektedir. Süleymancılarla ilgili olarak, onların, birtakım yabancı istihbarat örgütleriyle bağlantısı olduğu iddialarının ciddiye alınması ve yeni bir FETÖ ile karşılaşmamak için gerekli incelemelerin yapılması, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Zira uzun yıllar cemaat bünyesinde çalışmış, içyüzlerine vâkıf olduktan sonra onlardan ayrılmış olan ve cemaat içinde “Kozan imamı” olarak bilinen Mustafa Akyıldız, oluşumun din anlayışı ve yapılanmasıyla ilgili oldukça ciddi iddialarda bulunmaktadır. Buna göre, cemaatin Türkiye genelinde bölgeler bazında “kolordu kumandanlığı” ismi altında yapılandıkları öne sürülmektedir. Cemaat hakkında dile getirilen bir başka iddia da 16 yıldır derin güçler tarafından kontrol altında tutulduğudur. 1980 darbesinden sonra arkadaşıyla hapse alınan Kemal Kacar’ın, o dönemki MİT tarafından hapiste anlaşmaya zorlandığı, anlaşmayı kabul etmek zorunda kaldığı söylenmektedir.”