24 Aralık 2024 Salı
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yusuf Kaplan’dan sonra Yılmaz Bilgen de devrede

İşte günün öne çıkan köşe yazıları...

Yusuf Kaplan’dan sonra Yılmaz Bilgen de devrede! 6 Mart Medyanın Halleri
A+ A-
NADİR TEMELOĞLU

Dünkü Medyanın Halleri köşemizde Yeni Şafak’tan Yusuf Kaplan’ın 'Bin yıllık büyük oyun: Fars emperyalizmi ve Şiî yayılmacılığı (I)' başlıklı bir yazı yazdığını belirterek şöyle demiştik: “Ne zaman bir bölgesel işbirliği süreci doğsa, Türkiye’nin içindeki “İran düşmanları” hortluyor. ABD’nin bölgemizde pek değişmeyen yöntemlerinden biri mezhepçilikle bölge ülkeleri arasındaki işbirliğini baltalamak ve İkinci İsrail’i kurmak. Washington bu hedefle, ilgili ülkelerin içindeki gizli unsurları kullanır.”

Kaplan’dan sonra İran düşmanlığıyla maruf Yılmaz Bilgen sahneye çıktı. Türkiye gazetesi de haberini manşete taşıdı. Bilgen’in haberine göre Fransa Zengezur Koridoru’na 10 bin çeteci yerleştirdi. İran da bölgeden toprak alarak bu sabotaja ortak oluyormuş. Hatta ve hatta Hindistan da Brahmos süpersonik uzun menzilli seyir füzelerini Ermenistan’a teslim etmiş.

Yusuf Kaplan’dan sonra Yılmaz Bilgen de devrede - Resim : 1

Evet Zengezur koridorunda bazı sorunlar olduğu gerçek. Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan, eylül sonunda Nahçıvan dönüşü “Türkiye-Azerbaycan kardeşliği çok daha güçlenecek. İran'dan da bu konuda olumlu sinyaller gelmesi sevindirici. (…)Ermenistan bu işin önünü açmazsa nereden geçecek? İran'dan geçecek. İran şu anda buna olumlu bakıyor, olumlu baktığı için de İran'dan artık Azerbaycan'a geçiş imkanı olabilecek.” demişti.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani de sık sık, “Biz Azerbaycan ve Ermenistan'ın toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Karabağ'ın Azerbaycan'a iadesi konusunda tutumumuz netti ve bunu her zaman destekledik. Ulaşım yollarının herkesin menfaatini sağlayacak, refah getirecek şekilde geliştirilmesine katılıyoruz ancak jeopolitik değişimlere karşı olduğumuzu da vurguluyoruz.” demişti. Bölgemiz önemli bir süreçten geçiyor. Emperyalist saldırganlık hiç olmadığı kadar arttı. Çözüm, Türkiye, Rusya, İran, Irak, Suriye birlikteliğinden geçiyor. Bu sorumlulukla haberler üretmek, önem arz ediyor. Aksi halde kimin ekmeğine yağ sürdüğünüzü tarih yazacaktır.

6 MART MEDYANIN HALLERİ

TEHLİKENİN FARKINDA MISIN TÜRKİYE?

ZAFER ŞAHİN - MİLLİYET

Tarih 29 Ocak 2023... HDP’nin “Halkların Demokratik Kongresi” adını verdiği toplantı basına kapalı olarak gerçekleştiriliyor. O toplantıda HDP, Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı alıyor. Selahattin Demirtaş’ın “Yürü Bay Kemal” açıklaması ve Kandil’in destek mesajları bu toplantıdan sonra geliyor. Peki bu açıktan desteğe karşılık HDP’ye ne verilecek? Bu sorunun cevabı Aydınlık Gazetesi’nin “HDK’nın 12. Genel Kurulu’nda şu 4 karar alındı” cümlesiyle başlayan haberinde gizli: 1. HDP kontenjanından 1 veya 2 kişi bakan yapılacak. Tepki çekmemek için bu isimler daha az bilinen HDP’liler arasından seçilecek. 2. Selahattin Demirtaş, Gülten Kışanak, Figen Yüksekdağ, Leyla Güven gibi isimler yeniden yargılanacak ve serbest kalmaları sağlanacak. 3. Türkiye’de güçlü olunan bölgelerde özerklik ilan edilecek. Suriye’nin kuzeyinde federasyon, Doğu ve Güneydoğu illerinde özyönetim, İstanbul’da da Esenyurt, Kanarya ve Esentepe’de kanton ilan edilecek. 4. Aday olursa Kemal Kılıçdaroğlu desteklenecek. Kılıçdaroğlu aday olmazsa, bu karar ilgili adaya göre gözden geçirilecek. Demek ki neymiş... Esenyurt bugünün meselesi değilmiş. Yıllardır akıllarında olan bir planı bu yerel seçimde hayata geçirmek derdindeler. Bu planın ülkeyi Türk-Kürt demeden bir ateş çemberine sokacağını ve bu durumun en çok Washington- Brüksel hattını memnun edeceğini uzun uzun anlatmaya gerek yok sanırım.. Tehlikenin farkında mısın Türkiye? Seni Suriye ve Irak yapmak için fırsat kolluyorlar.

MASKELİ YARASALAR, NEYİN PEŞİNDE?

TAMER KORKMAZ - YENİ ŞAFAK

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake ile eşi Cherly, Batman’a gitmişler; orada “Gotham’ı arıyorlarmış!” Gotham, çizgi roman ve film karakteri ‘Yarasa Adam’ Batman’ın yaşadığı hayali şehir… Mister Flake, Batman karakteri ile Batman vilayetimiz arasındaki işbu isim benzerliğinden dolayı “espri” yapmış… 76 yıllık Amerikan Muhibbi Hürriyet de, ilk sayfasından fotoğraflı bir haber ile Amerikan Elçisi’ni “sempatik göstermek” uğruna “fırsatı” kaçırmamış! Burada, doğru sual şudur: Büyükelçi Flake, Batman’da ne arıyor; ziyareti neyin nesidir? Amerikan elçilerinin, konsoloslarının yahut Brunson misali Papaz maskeli CIA ajanlarının, geçmişte muhtelif illerimize yaptıkları ziyaretlerin arkasından nelerin çıktığını… Yani derin tezgâhları unutmuş değiliz!

TÜRKLERİN YÜZDE KAÇI AHLAKSIZ?

SALİH TUNA - SABAH

Peki, tahsilli olmak cehaleti alır mı? Tam aksine kimi zaman tam tersi tecelli eder. Sakallı Celal'in dediği gibi "Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkündür..." durumu hasıl olur. Tahsilli olmaktan maksat nedir, mesele orda. Gönül sultanlarından Niyazi Mısri en güzelini söylemiştir: "Noktayı vehmetmektir ilim irfandan maksat..." Evet, "İlim bir noktaydı, cahiller onu çoğalttı." O nokta da insanın kendisidir. "Sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır..." dememiş miydi Yunus. Sonuç itibarıyla, gaye ahlaklı olmaktır. Ahlaksız olduktan sonra matine-suare mürekkep yalasan ne fayda! Tevekkeli, "Diploma insanın cehlini alır, hamurunda eşeklik varsa baki kalır..." denilmemiştir. Ahlaklı olmanın ilk şartı da kuşkusuz neyin ahlaki neyin ahlak dışı yani gayriahlaki olduğunu ayırt edebilmektir. Bu da hiç zor değildir. Mesela, yalan söylemek dımdızlak ahlaksızlıktır. Bunu bilmeyecek kadar cahil olmak da aptallıktır. Bu bağlamda, aptallıktan kurtulmanın ahlaki sorumluluk olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Sabah akşam yalan söylediği herkesçe malum bir insan evladının yalanlarını yedirebilmek için "Ben yalan söylemeyi beceremiyorum..." diyecek kadar tozutacak ortam bulması, Türkiye'deki ahlaki sorumluluk taşıyanların oranı hakkında bilgi verir mi, bilmiyorum. Benim bildiğim şudur: Modern psikolojinin "ahlaki zekâ" kavramını ortaya atması boşuna değil. Bu kavram üzerine çalışan araştırmacılar, "ahlaki zekânın" çeşitli yollarla gelişebileceğini dile getirmişlerdir. Demek ki yeterince uğraşılırsa herkes için ahlaklı olma şansı var; umutsuzluğa kapılmamak gerekir. Kaldı ki "yeterince uğraşmak" da ahlaki yükümlülüktür.

İran Fransa HDP ABD