Zamlar ne zaman duracak?
Zamlar yağmur gibi.
Fiyat artışlarındaki aralık 15 güne düştü.
Bazı ürünlere ise her hafta zam yapılıyor.
Marketlerde en çok çalışanlar, fiyat etiketlerini değiştirenler.
Hiç ara vermeden mesai yapıyorlar.
Buna rağmen yetiştiremiyorlar.
Kasalarda sık sık kavga yaşanıyor.
Nedeni de şu:
Zamlı fiyatlar kasalara yansıyor.
Ama etiket değiştirmede geç kalınınca müşteri ile gerilim yaşanıyor.
SU FİYATI
Su sektörü yabancıların kontrolüne girdi.
Egeli bir firma dışında yerli kalmadı.
Yabancıların tekeli söz konusu.
Durum böyle olunca su fiyatları aldı başını gitti.
Bir ailenin günlük ihtiyacı en az 5 litre.
Ortalama fiyat 5-6 lira.
Aylık içme suyu gideri 150-180 lira.
Bir de musluktan akan su parası var.
En az gelen 100 lira.
Bir ailenin sadece su gideri aylık 250-280 lira.
Markette gözüme ilişti.
İnanamadım, görevliye sordum.
0,75 litre cam şişede su 9,5 lira.
KİM BUNLAR?
Vatandaş eve ekmek götürmekte zorlanıyor.
Ama 0,75 litrelik su 9,5 liradan satılıyor.
Demek ki alıcısı da var.
Kim bunlar?
Sadece su mu?
Lüks araçlar, milyonlarca lira.
Vergisi asgari ücretlinin bir yıllık geliri.
Hatta fazlası.
Aylık benzin tüketimi memur maaşı.
Gelir dağılımında uçurum çok yükseldi.
Hayra alamet değil…
BENZİN, MAZOT
Benzin, mazot fiyatları otomatiğe bağlandı.
Litresi 10 liranın üzerine çıktı.
Yakında otobüs, dolmuş, taksi fiyatları da artacak.
Dar gelirliler için arabaya binmek lüks oldu.
Evlerin önünde bekliyor.
Birçok kişi çaresiz.
Ne yapacağını bilmez halde…
Petrole yapılan zamlar yakında her şeye yansıyacak.
STOKÇULUK
Cumhurbaşkanı Erdoğan stokçuluğa vurgu yaptı.
Mallara el koymaktan söz etti.
Gaziantepli, Eskişehirli, Ankaralı, Adanalı,
Çorumlu, İstanbullu, … sanayicilerle konuştum.
Tekstilcisi, gıdacısı, makinecisi, …
Yapılan açıklamadan rahatsızlar.
“Kendisine verilen bilgi yanlış.
Kimsenin stok yapacak hali yok.
Sanayimiz önemli ölçüde ithalata bağımlı.
Sıkıntı kurlardaki istikrarsızlık.
Ham madde ve ara malın fiyatı katlanıyor.
Ürettiğimiz ürünü satıyoruz.
Sattığımız fiyattan üretecek ham maddeyi veya ara malı alamıyoruz.
Üretip fiyatlar otursun diye beklesek stokçu ilan ediliyoruz.
Üretmesek beklesek işçiye maaş ödüyoruz.
Ayrıca rutin giderlerimiz var, zarar ediyoruz.
Ne yapacağımızı şaşırdık.
Cumhurbaşkanı bize bir yol göstersin yapalım” dediler.
ÜRETİM EKONOMİSİ
Yapılacak iş belli.
Fiyatları düşürmenin yolu üretimi artırmak.
Erdoğan “yatırım, üretim, istihdam, ihracat” dedi.
Şimdi hızla bunların altını doldurmak lazım.
Şu ana kadarki çalışmalar yetersiz.
Türkiye’nin beklemeye tahammülü yok.
“Tasarruf” en önemli konu.
Tasarruf olmazsa yatırım da üretim de zor.
Devlet öncülük etmeli.
Tasarruf kamudan başlamalı.
Halka örnek olmalı.
İSTİKRAR
Döviz kurları çok oynak.
Küçük hamleler, bir söylenti, ortalığı karıştırıyor.
Türkiye üzerine hesabı olanlar da fırsattan yararlanıyor.
Artık hataya tahammül kalmadı.
Hâlâ nereyi satarsak hesabı yapılıyor.
Türkiye’nin bazı limanları, kuruluşları…
Uzun süreliğine devredilmişti.
Süresinin sonuna yaklaşılanlar var.
Süreleri uzatılıp yeni gelir sağlanmaya çalışılıyor.
Krizden çıkış(!) yöntemi buysa vay halimize.
Aynı politikalarla farklı sonuç alınmaz.
Geldiğimiz nokta hala ders olmamış gibi.
“Babalar gibi sattık” sonuç ortada.
Düşünülenler,
Erdoğan’ın “yatırım, üretim, istihdam, ihracat” politikasına da ters.
Ekonomi yönetimi kararlı olmalı.
Herkese güven vermeli.
Piyasalarda istikrar sağlanmalı.
Çiftçi, sanayici, … tüm üretenler önünü görmeli.
Aksi halde zamlar durmaz.
Yabancılara da gün doğar.