Zehirli yalanlar ve panzehir

“Hakikat, bir avuç arınmış insanın elinde gökyüzüne yükselir.” (Soner Polat)

Farklı ideolojilere ve hassasiyetlere hitap ediyor görünseler de sosyal medyadaki isimsiz, unvansız, kurumsuz ya da partisiz görsel, video ve haberlerin çoğu aynı kara propaganda merkezinden çıkıyor. Perinçek-Öcalan fotoğrafı! Bayraksız Erdoğan sarayı! Çarşaflı kadınlar ve sarıklı erkeklerle Türkiye'nin geldiği noktayı gösteren görseller! Ezan okunurken Kürtçe müzik dinlediği için öldürülen genç yalan, toplu korona mezarları yalanı videosu, Çinli asker tarafından kurşuna dizilen Uygur kızı yalanı görseli, K. Kore lideri Kim Jong-un'u öldürmelere doyamayanlar, Venezuela'daki rejimin ne kadar kötü olduğuyla ilgili en akıllı, en Atatürkçü (!), en çok okunan gazetecimizi ikna edenler, Saddam'ın, Kaddafi'nin ve Esad'ın kimyasal silahları (!) ya da diktatörlükleri (!), vs… Tüm bu yalanlar aynı mutfakta üretiliyor, zaman ayarlı servis ediliyor, yalan memurlarınca yayılıyor ve milli birliği yok etmeyi hedefliyor.

12 Eylül 1980 öncesi farklı ideolojileri silahlandırıp çatıştıranlar da aynı ekip. Sahte delil ve yalan haberlerle TSK'yı ve Vatan Partisi'ni tutsak ettiren, kozmik odayı yağmalatan, 1 dolarlık teröristleri bizim uçaklarımıza ve tanklarımıza bindirip bizim üzerimize kurşun sıktıracak kadar vicdansız ve ahlâksız fakat bir o kadar da tecrübeli, kararlı ve mahir aynı Atlantikçi ekip.

Ancak zehirli yalanların panzehiri belli; Vatan Partisi, Aydınlık gazetesi, Doğu Perinçek kitapları, gerçek vatansever ve Atatürkçü yazarlarımız.

Ve yalanlarla oyalanmayan, doğruları doğru yöntemlerle, doğru adreslerde arayıp bulabilen aklımız.