23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Hizmet tespiti davası-kesintili bildirim-hak düşürücü süre

Didem Okur

Didem Okur

Eski Yazar

A+ A-

Cuma günü, hizmet tespiti davalarında hak düşürücü süre kavramından söz etmiştik.
Okurumuz, işverenin, sigortalılığa ilişkin bildirimleri gerçek çalışma süresini kapsar biçimde yapmadığı, senede birkaç gün için sigortalılık bildiriminde bulunduğunu aktarmış ve bu durumda hizmet tespiti davası açıp açamayacağı sorusunu yöneltmişti.
Bu konuda Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin vermiş olduğu bir kararı paylaşmıştık. (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/18906 E. 2017/1644 K. 02.03.2017 T.) Ancak konunun önemine binaen bu konuda biraz daha ayrıntıya girmek gerekmekte.
Hizmet tespiti davalarında hak düşürücü süre öngörülmüştür. Bu süre kural olarak tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 senedir. Bu sürede açılmayan bir hizmet tespiti davasında hakim, kendiliğinden hak düşürücü sürenin geçtiğini dikkate almak ve davanın bu nedenle reddine karar vermek durumundadır.
Hizmetin kesintili olarak bildirilmesi ise özel bir durum arz etmektedir. Sigortalı çalışmaların Kuruma (SGK) kısmen bildirildiği durumlarda, eksik bildirimlere yönelik açılan davada hak düşürücü süre işlemez (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2004/21-369 E. 2004/371 K. 23.06.2004 T.).
Bildirim yapılan süreler arasında kalan zaman dilimleri bakımından hak düşürücü süre işlememektedir.
“Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 01/10/1990-29/02/1992 ve 01/09/1992-30/06/1997 tarihleri arasında davalı işyerinden bildiriminin yapıldığı, 30/06/1997 tarihinden sonra bildiriminin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, 01.10.1990 ile 29.02.1992 ve 01.07.1992 - 30.06.1997 tarihleri arasında kalan dönem yönünden verilen karar doğru olup 01.11.1997 - 30.06.2001 tarihleri arasında kalan dönem yönünden ise davacının işe giriş bildirgesinin düzenlenmemesi ve kuruma herhangi bir şekilde hizmet bildirimi, ücretlerinden SGK’ya prim kesilmesi de söz konusu olmaması, yönetmelikte belirtilen belgelerin bulunmamasına göre, hizmet tespiti isteminin dava tarihine göre hak düşürücü süreye uğradığı açıktır.” (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2012/19812 E. 2014/4375 K. 10.03.2014 T.)
Ancak bildirim yapılan son süreyi takip eden bir tarihte başlayan sigortalılığın tespiti için (buna ilişkin herhangi bir bildirimin yapılmaması nedeniyle) yine davanın açıldığı tarihe göre hak düşürücü süre değerlendirmesi yapılacaktır.


SORUN YANITLAYALIM
[email protected]