22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İktidar durumun bilincinde mi?

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

2001 ekonomik krizi unutulmadı.
Sorunlara zamanında müdahale edilmedi.
Özellikle de bankacılık sektörüne.
Bedeli ağır oldu.
Kriz sonrası IMF programı gündeme geldi.
Türkiye’ye hizmetlere dayalı (inşaat, büyük altyapı projeleri, (...) büyüme dayatıldı. Tarımsal ve sanayi üretimi ihmal edildi.
Düşük kur politikası ile ithalat teşvik edildi.
“Dış borçlanmaya dayalı üretimsiz büyüme” modeli desteklendi.

2008-2009 KRİZİ
2008-2009 dünya ekonomik krizi yaşandı.
Ortaya çıkan parasal genişleme döneminde Türkiye bu modeli değiştirebilirdi.
Ancak, tam aksini yaptı.
Ekonomide fay hatlarındaki gerilimi artırdı.
2017 yılında kriz “geliyorum” diye bağırıyordu.
Ama yine önlem alınmadı.
Eldeki kıt kaynaklar da heba edildi.
KGF kapsamında 300 milyar lira kredi boşa harcandı.

IMF UMUT DEĞİL
Ortada bir hasta var.
Bazıları IMF’den umut bekliyor.
Ama Arjantin’in hali ortada.
IMF programı ile iflasa sürüklendi.
Artık şurası çok net:
IMF umut değil.

GECİKMELİ ADIM
Ak Parti döneminde dış borç çok büyüdü.
Onlarsa kendilerini, “Borç bizim değil, özel sektörün” diye savundu.
Ekonomiyi bilenler güldü.
Ama kürsülerde bu ısrar sürdü.
Kriz geldi kapıya dayandı.
Şimdi özel sektör dış borç krizini çözmek için çare aranıyor.
Çok gecikmeli oldu.

BDDK KARARI
BDDK bir karar aldı.
Bankaları uyardı:
“46 milyar TL tutarındaki kredide sıkıntı var.
Tahsili gecikmiş alacak olarak değerlendirilmeli.
Zarar karşılıkları ayrılmalı.”

Sorunun gerçek boyutu çok daha büyük.
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda Ak Partili milletvekili 400 milyardan söz etti.
Ekonomistler çok daha yüksek olduğuna işaret ediyorlar.
Küçük adımla da olsa sorunun çözümüne yönelik ilk adımların atılması olumlu bulunuyor.
Ancak uygulama önemli.
Halk ikna edilmezse sonuç almak zor.
“Arjantin statüsü” endişesi var.

HÜKÜMET BİLİNCİNDE Mİ?
Hükümet bunun bilincinde mi?
Tereddütler yoğun.
Yapılan açıklamalar umut vermiyor.
Her şeyin algı olduğuna inanılıyor.
İlk parti kredinin (46 milyar TL) bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranı üzerinde etkisinin çok sınırlı olacağı düşünülüyor.
Umuttan çok kaygı hakim.

CANLI KREDİLER ÖLÜ MÜ?
Bir başka konu da “canlı” kredilerin durumu.
Acaba sorunlu alacaklar açıklananla sınırlı mı?
Konunun uzmanları endişeli.
“Canlı kredi gibi gösterilen bazı alacaklar da sorunlu.
Hatta ölü”
deniyor.
Bu durum “herkesin bildiği sır” olarak değerlendiriliyor.

YARIN: ÇÖPE ATILAN KREDİLER KİMİN?