İpek Yolu’nun esrarlı resimleri
“Benim ipek yüklü kervanım mı var” diye sormayınız. Kervan İpek Yolu’nda failatün failatün failün vezniyle ilerliyor. Haramilerin kestiği sarp kayaların bozartılarının arasından lacivertlere gizlenerek geçiyorsunuz. Yalnız haramilere değil, hayaletlere rastlıyorsunuz, ejderhalar ve boğa yılanları birden önünüze çıkabilir dikkat edin. Asya sabahının ışıklarıyla kızarıyor ufuklar ve çölün kirli sarısı ayaklarınızı yakıyor. Pamir dağları eteklerindeki kuytularda, çevresinde oturduğunuz ateşin kırmızısında ellerinizi ovuşturuyorsunuz. İran yaylarının turuncusundan ve Anadolu bozkırının buğday sarısından geçerek işte menzildesiniz artık, Edirne’nin ırmak maviliğinde serinliyorsunuz.
RENKLERİN AYAK SESLERİ
İbn Fadlan’ın, İbn Battuta’nın ya da Marco Polo’nun seyahatnamelerinden söz etmiyoruz. Zaten onlar Batı’dan Doğuya gitmişlerdi. Prof. Dr. Caner Karavit’in resim sergisindeyiz. Şimdi bize yol gösteren, Karavit’in İpek Yollarında dağarcığına yüklediği renklerin ayak sesleridir.
Yönümüz, güneşin yönü. Yolumuz, binlerce yıllık ticaret kentlerini birbirine bağlayan yol. Caner Karavit, Japonya’dan, Kyoto’dan çıkıyor yola. Sanatçıdır, İpek Yolu’nu oraya bağlıyor ve günümüzü düşünürsek doğru yapıyor. Menzilden menzile Xi’an, Dunhuang, Turfan, Kaşgar, Horasan, Pencikent istikametinde renkler doğanın içinde ağır ağır yürüyor. Zaten ressam, o kervan yollarından bizzat geçmiştir. Kirazların çiçek açtığı mevsimlerde, mercanları, turkuvazları, yeşimleri sırtında taşıyarak yürümüştür.
BÜYÜLÜ RESİMLER
Çarşıların baharat kokuları ve top top kumaşların kırlardan derlenmiş boyası, Asya masallarına karışıyor. Resimler esrarlı, renkler esrarlı, duruşlar ve bakışlar esrarlı, gülüşler yok.
Ressamın fırçası esrarla boyamış tuvali. Bu sergi, Asya esrarlarının sergisidir. Resimler büyüyle yapılmıştır. Resimlerin kahramanları, hepsi de büyücülerdir. Size şamanların davullarını çalarak, ateşin çevresinde dönerek büyücü gözleriyle bakıyorlar. Kimisinin insan sıcaklığıyla, kimisinin pusuda bekleyen bakışlarıyla göz göze geliyorsunuz..
USTALIĞIN GÜZERGÂHI
24 eserden oluşan. İpek Yolu sergisi, kervan yollarındaki serüvenlerin renklere bürünmesidir.
Prof. Dr. Caner Karavit, Mimar Sinan Üniversitesi öğretim üyelerindendir. Teorik birikimini Akademi atölyelerinde oluşturdu. Teorisi atölyeden çıkmıştır. Resim sanatının büyüsünü Asya yollarında, Çin Seddi’nin arkasında, Japon Samuraylarının mekânlarında, Moğolistan’ın atlı çobanlarının arasında, Bilge Kağan ile Kültigin’in taş yazıtlarında aradı. Oturduğu yerde değil, Asya’nın çıraklık, kalfalık güzergâhlarında zahmetle ve edep erkânla İpek Yolu Ustası oldu. Budizmden Konfiçyusçuluğa, Tengricilikten Tobalara kadar tarihin derinliklerinde araştırmalar yaptı. Yalnız bugünden değil, binlerce yıllık geçmişin içinden topladı renklerini. Onun için bizleri, bilmediğimiz ve duymadığımız renklerle ve çizgilerle tanıştırıyor.
Çin’in geleneksel ustalarından yıllarca Çin fırçası nasıl tutulur, boya nasıl vurulur, onları öğrendi. Tsinghua Üniversitesi Sanat ve Tasarım Akademisi’nde bir yıl boyunca Resim Bölümü ipek baskı ve ahşap baskı atölyelerinde çalıştı. Parmaklarındaki inceliği ipekten ve ahşabın yumuşaklığından aldı. Pekin’de bir buçuk yıl ressamların piri Han Shiliu’nun atölyesinde “Xie yi” tarzı geleneksel Çin resmi yaptı. O’nun resimleri biraz çerçeve içindedir, biraz da ruloya sarılmıştır.
BOYADAKİ TARİH KATKISI
Güneşin Asya ufuklarından çeşit çeşit doğuşunun ve batışının esintilerini kaydetti. Kaleleri, çarşıları, kervansarayları, tapınakları gezdi. Porselenlerin, seramiklerin, çinilerin boyalarını topladı dağarcığına. Kertenkelelerin, yılanların, böceklerin sürünüşlerini, kartalların ava dalışlarını, turnaların kanat süzüşlerini, kır çiçeklerinin kokularını biriktirdi torbasında. O’nun tuvalindeki küf kokusu da, krizantem kokusu da, baharat kokusu da bu açıdan hakikidir. Karavit’in resimleri, bu anlamda bir tarih tutanağı, bir medeniyet mirasıdır. Resime ve boyaya tarih boyutu katıyor.
Bugün İpek Yolu kervanlarında macera arama şansımız yok artık. Eski develer deve yapıldı, atların nalları düştü ve merkepler sucuk yapıldı. Tüccarlar konkordato ilan etti, esnaf kepenk kapattı, kervansaraylar harabe oldu. Atlılar göğe çıktı, kılıçlar kınına girdi mertlik bozuldu, hakanlar tarih oldu. Ama Caner Karavit’in İpek Yolu renkleriyle bezenmiş Asya’nın esrarlı tarih güzergâhındaki güzelliklerle tanışmak, derinliklerde düşünmek ve bulutların içinde hülyalara dalmak mümkün.
Sergi, Kadıköy Çifte Havuzlar Büyük Kulüp’te, 14 Kasım’a kadar her gün geç saatlere kadar gezilebilir.