Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde güvenlik
Önceki gün, 22 Eylül 2017 günü Millî Güvenlik Kurulu (MGK) ve hemen arkasından Bakanlar Kurulu toplandı. Dün de TBMM toplandı ve Bakanlar Kurulu’na sınır ötesinde askerî müdahale için izin veren tezkerenin uzatılmasını kabul etti.
MGK İLE BAKANLAR KURULU VE TBMM KARARLARI
MGK Kararı ile Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Hükümet Sözcüsünün yaptığı açıklama ve TBMM’de dün kabul edilen izin tezkeresinin içeriği hemen hemen aynı. Hepsini şu maddelerde özetleyebiliriz:
1.Başta FETÖ / PDY, PKK / PYD / YPG ve DEAŞ olmak üzere, ülkemizin millî güvenliğini tehdit eden bütün terör örgütlerine karşı mücadele kararlılıkla sürdürülecektir.
2.Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY)’nin 25 Eylül 2017 tarihinde düzenleyeceğini açıkladığı referandum gayrimeşrudur.
3.Bu referandum, Türkiye’nin millî güvenliği, Irak’ın siyasal birliği ve toprak bütünlüğü yanında, bölgenin barış, güvenlik ve istikrarı için tehdit oluşturmaktadır.
4.IKBY yönetimi, vakit varken referandum kararından vazgeçmelidir. Referandumun ertelenmesi kabul edilemez.
5.Bütün uyarılara rağmen referandumun yapılması halinde Türkiye, ikili ve uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını mahfuz tutar.
6.Türkiye, güney sınırında ve ötesinde oldubittilere ve bölücü teröre karşı güvenliğini ve menfaatlerini korumak için gereğinde askerî harekâtlar dahil her uygulamaya hazırdır.
SURİYE İLE İŞBİRLİĞİ İKLİMİ
Dün TBMM’de kabul edilen tezkerenin uzatılması kararı, önümüzdeki sürece ilişkin önemli işaretler taşıyor. Bilindiği gibi sınır ötesinde askerî harekâta izin veren tezkere, TBMM’de 2 Ekim 2014 günü 1071 nolu kararla kabul edilmiş ve her yıl uzatılmıştı. Ancak son uzatma kararında önemli bir değişiklik var. 22 Eylül 2017 günlü Bakanlar Kurulu Prensip Kararında, Suriye’yi ve Beşar Esad’ı tehdit kapsamında gösteren ifadelere yer verilmiyor. Rusya-İran-Türkiye arasındaki Moskova Bildirgesi, Astana toplantıları ve Barzani’nin referandum çıkışından sonra, artık Türkiye Batı Asya’da Suriye’nin de bulunduğu ittifakın içindedir.
Tayyip Erdoğan yönetiminin Suriye ile işbirliği kaçınılmazdı ve o günler gelmiştir. Vatan Partisi programı ve siyasetleri, zorunlulukları içermektedir ve bir bir yürürlüğe girmektedir.
GÜNEY SINIRIMIZ BOYUNCA GÜVENLİK
Dikkat edilirse, Türkiye Cumhuriyeti yetkili kurumlarının kararları, Türkiye’nin güney sınırındaki güvenliğini Barzani’nin sözde “Bağımsız Kürdistan” girişimiyle sınırlı görmüyor. Suriye’nin kuzeyinde ABD ve İsrail koruması altındaki PKK/PYD kantonları da, sözde “Kürdistan” girişimi kapsamındadır.
İkinci İsrail’in kurulması için üç şart gerekli olduğunu bu köşede daha önce de vurguladık: Kerkük-Musul petrolleri, Doğu Akdeniz’de liman ve Diyarbakır merkezi. ABD, bu üç şartı biraraya getirebilmek için, Irak’ı iki kez işgal etmiş, Suriye’de savaş çıkartmış ve Barzani ile PKK arasındaki işbirliğini sağlamıştı. Elbette İsrail’in vazgeçilmez önemdeki katkılarıyla.
BÖLÜNME TEHDİDİYLE KARŞILAŞANLAR BİRLEŞİYOR
ABD ve İsrail, bölücü ve dinci terör örgütlerini ateşe sürerek, Irak, Suriye, Türkiye ve İran’ı bölmeye kalktı. Bu girişimin kaçınılmaz sonucu: Bölünme tehdidiyle karşılaşanlar birleşiyor.
Türkiye, artık Irak, Suriye ve İran’ın toprak bütünlüğü ile Türkiye’nin toprak bütünlüğü arasındaki bağı anlamaktadır.
ABD ve İsrail’in İkinci İsrail girişimi, Suriye, Irak, Türkiye ve İran’ı birleştirmiştir.
Bugünden görülmektedir: İkinci İsrail girişimini bozgun bekliyor.
Peki ABD ve İsrail, başarı şansı olmayan bir planı niçin Batı Asya’nın gündemine getirdiler?
Bu soruyu yarınki Rota’da önümüze koyalım.