22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İran’dan dehşetengiz ‘operasyon’ iddiaları

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Konu: Zarrab dosyası.
Fakat: Başlık bugüne ait değil.
Tam 4 yıl önceki bir yazımdan.
Yazının tarihine dikkat: 21 Aralık 2013.
17-25 Aralık operasyonunun tam ortası.
Operasyonun 25 Aralık ayağı henüz başlamamış.
(Bak: https://www.aydinlik.com.tr/irandan-dehsetengiz-operasyon-iddialari)
***

O yazının bir de öncesi var.
Aralık ayı başında Amerika’ya gitmiştim (2013).
“Gezi” belgeselinin özel gösterimleri için.
Fırsattır deyip Cemaat’i de yokladım.
İki üst düzey yöneticilerini gönderdiler.
Yazmak amacıyla görüştüm (15.12.2013).
Kendilerinden fazlasıyla emindiler.
“Yargı darbesi”ne saatler kaldığını bilmiyordum.
Operasyonu dönüş yolunda öğrendim. Zürich hava limanında.
***
Dönüşte Amerika seyahati yerine...
“Operasyonu” yazmak zorunda kaldım.
Çünkü bütünüyle doldurmuştu gündemi.
Medyamızla gerçek arasındaki mesafe yine fazlaydı.
Tartışmanın ekseni “yolsuzluk”tu: Var mıydı, yok muydu?
***
Oysa: Amerika Türkiye’ye operasyon yapıyordu. Bahanesi de “yolsuzluk”tu.
O günkü yazı Türk medyasında bir ilkti.
Olduğu gibi yayınlıyorum. Virgülüne bile dokunmadan.
Dikkat çekmeye çalıştığım... İşin Amerika-Türkiye-İran boyutuydu.
***
İşte 21 Aralık 2013’teki yazı:
“Nerede kalmıştık?
ABD’de Cemaat’ten iki isimle sohbet.
Tayyip Erdoğan’a operasyon..
***
Kafama takılan konu: Halkbank.
Erdoğan cenahının açıklamaları bir yana.
Kuşkularım var.
Halkbank.. ABD ambargosunda İran’ın nefes borusuydu.
Sadece Türkiye değil...
Çin ve Hindistan gibi ülkeler de...
Petrol bedelini Halkbank’tan sevkediyordu.
On milyarlarca dolarlık havaleler sözkonusu.
Türkiye de kazanıyordu, İran da.
***
Şimdi?!
Bankaya operasyonun ne kadarı yolsuzluk? Ne kadarı İran yüzünden.
Daha doğrusu asıl sebep ne?
Dikkat: Yolsuzluk var mı diye sormuyorum. İhtimal ki bir şeyler var.
***
Önceki yazımda da kaydettim.
Cemaat cenahına ABD dönüşü de ulaştım.
Özellikle Halkbank operasyonunu anlamak istedim.
Olayın iki yönü var.
Bir: Banka üzerinden İran’a para transferi. Yani ABD ambargosunun delinmesi. Usulüne uygun ya da değil.
İki: Rüşvet alınması.
Soruyorum: Ben sadece ikincisine karşıyım. Sizin tutumunuz?
Cevap: Biz ikisine de karşıyız.
Muhatabımın cevabı önemliydi.
Cemaat, ABD ambargosunu açıkça destekliyordu.
***
Olay şu:
Bir: ABD, İran’a kapsamlı ambargo uyguluyor. Bahane, uranyumu zenginleştirme çalışmaları.
İki: Son iki yılda ambargo genişletildi. Dünya bankacılık sistemi İran’a kapatıldı.
Üç: Bankalar üzerinden.. İran’a tek kuruş giremiyor. Tek kuruş çıkamıyor.
Dört: Tek istisnası Halkbank’tı. Petrol ve gaz bedelleri Halkbank’a yatırılıyor. Oradan harcanıyor.
Beş: Son dönemde Halkbank kanalı da kısıldı. İran, yeni bir yola başvurdu. Halkbank’taki parasını altına çevirdi. Dövizini altın olarak götürmeye başladı.
Altı: Türkiye’nin altın “ihracatı”nın artması bu yüzden. Artan ihracat değil. Borcumuzu altınla ödüyoruz, o kadar.
Yedi: ABD, Halkbank’tan sürekli şikayet ediyordu. İran’a para-altın transferini kesmek istiyordu.
***
İran’a ABD ambargosunun özeti:
Bir: 1979’dan beri var. Ürün ve teknoloji alanındaydı. Kolay deliniyordu.
İki: Bankacılık ambargosu ise etkili oldu. Dolar, 2 yılda 4 misli arttı. İran ekonomisi krizde.
Üç: Son ABD seyahatimde gördüm.
Washington için.. Bankacılık ambargosu vazgeçilmez bir silah. Test edilmiş. Tahran’ı masaya oturttuğu düşünülüyor.
Sonuç: İran’ın Halkbank üzerinden nefes alması istenmiyor.
Dikkat: Ambargo ABD’nin. BM’nin değil.
***
Halkbank’a operasyon İran’da nasıl algılandı?
Feveran halindeler. Hem de frensiz.
İşte söylenenler:
‘ABD-İsrail-Cemaat operasyonu...’
‘Hedef İran.. Tayyip Bey de hedefte.’
(Tartışmadığım bir soru: Operasyon, İran’la Erdoğan’ı tekrar yakınlaştırıyor mu?)
***
Suçluyorlar.
‘Türk medyası her şeyden habersiz.’
Örnek?
‘İki hafta kadar önce geldiler.. 10 CIA ajanı.. 60 kadar da Mossad’dan..’
‘İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Erzurum.. Dağılmışlar.’
İtiraz: Yabancılar Hükümetten habersiz operasyon yapamaz.
‘Orası sizin meseleniz... Hafiyelik mi yapacağız? Elimizdekini söylüyoruz.’
(Tuhaf: CIA ve Mossad’tan geldilerse... AKP medyası niye açıkça yazmıyor?...)
***
Devamı var.
‘CIA ajanları, Halkbank Genel Müdürü’ne gittiler.’
‘Bilgisayarlarına müdahale etmek istediler. Genel Müdür izin vermedi.’
‘Hükümetten emir getirin dedi.’
Ama ayakkabı kutularındaki paralar?!
‘Halkbank’la ilişkimiz özel. Niye rüşvet verelim?’
Şaşırtıcı iddiaları var. Halkbank mülkiyet ilgili. Şimdi yazmayacağım.
***
Bir bilgi daha.
‘Türk medyası araştırmıyor..’
‘Son Cenevre mutabakatında özel madde var. Biz koydurduk.’
‘İran’ın dış ödemeleri Halkbank üzerinden yapılacak.’
‘Acil ödemeler... İlaç... Elçilik maaşları... Öğrenci bursları gibi...’
P+1 ile İran arasındaki mutabakattan söz ediliyor. 24 Kasım’daki.
***
Son iddia:
Türkiye’deki İran parası!
Ne kadar dersiniz?
Tahmin bile edemezsiniz.
Konuşulandan 5-10 misli fazla. İnanamadım.
Uyardılar: ‘Çekersek?!’
***
Tam bu ortamda..
CHP’nin Genel Başkanı..
Tekrar ABD Büyükelçisi’nin evine gitti.
‘Operasyon’u da konuşmuşlar.
Dikkat: Tahran’ın eski refleksleri hortluyor gibi.
Yazının özeti: Operasyonun böyle bir veçhesi de var.’
***
Not: Eski operasyon bugün New York’ta devam ediyor.
Davayı da yazacağız.