İran düşmanı Türkçü olur mu!
Çeşitli kaynaklardan birbiri ardı sıra haberler ve görüntüler düşüyor. “Güney Azerbaycan Hareket Partisi” adlı parti, İran’daki gösterilere katılıyor. “Bozkurt” işareti yapan göstericiler, İran hükümetini hedef alıyor ve bölücü sloganlar atıyorlar. Adını ilk kez duyduğumuz parti, afişler bastırmış ve duvarlara asmış. Afişlerdeki yüzü kapalı teröristin beresinin üzerinde Ayyıldız var.
CIA SAHNE ALDI
CIA, İran’da Türkçü maskesiyle ve “Bozkurt işaretleriyle” sahneye çıkmış bulunuyor.
İran düşmanı Türkçülük olur mu?
Irak düşmanı Türkçülük olur mu?
Suriye düşmanı Türkçülük olur mu?
Türkiye düşmanı Türkçülük olursa, İran düşmanı Türkçülük de olur.
Yine 1945 yılından bu yana önümüzde duran soruya geldik: Amerika güdümlü Türkçülük olur mu?
Olmaz!
Rusya güdümlü Türkçülük de olmaz.
Türkçülük, Türk milletinin milliyetçiliğidir; Türk milletinin emperyalizmin denetimi dışında başı dik, özgür ve refah içinde yaşama davasıdır. Türkçülük, başka devletlerin güdümünde olursa, ona Türkçülük denmez.
Türkçülüğün nasıl olacağını Türk Milliyetçiliğinin Atatürk gibi, Yusuf Akçura gibi, Ziya Gökalp gibi önderlerinden ve düşünürlerinden öğrenmenin zamanıdır. ABD güdümlü sözde Türkçülüğün yükseldiği yıllarda, onlar unutturulmak istendi.
Bu nedenle Kaynak Yayınları, Yusuf Akçura’nın “Türk Devriminin Programı” başlıklı kitabını yayımladı ve inceleme kampanyası açtık. Orada Emperyalist Türkçülük ve Demokrat Türkçülük konusunu anlatan bölümü bugün herkes okumalıdır. (s. 38 vd).
TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN GELENEĞİ
Türkler büyük millettir. Türk sözcüğünü her kavramla yan yana getirebilirsiniz ama emperyalizmle uyumlu hale getiremezsiniz!
Çağımız dünyasına bakınız, emperyalizme karşı iki yüzyıldır savaşan kaç millet var?
En başta Türk milleti.
Ve o savaşlar, aynı zamanda emperyalizmin üzerimize sürdüğü etnik topluluklara karşı savaşlardır.
Son iki yüzyılın tarihi gösteriyor ki Türkiye’yi bölmek için savaşa girişildi mi emperyalizmle işbirliği kaçınılmazdır. Küçük bir güç, yenemeyeceği gücü büyük emperyaliste dayanarak yenmeye kalkar. Son iki yüzyılın kanunu bu, hep öyle oldu.
Karinyan adlı Ermeni devlet adamı diyor ki: “Ermeni Milliyetçiliğinin tarihi, emperyalizmle işbirliği tarihidir.” (Ermeni Milliyetçi Akımları, Kaynak Yayınları)
Hakikatsever Kürt tarihçileri de aynı saptamayı yapmışlardır. Kürt Milliyetçiliği, emperyalizmle işbirliği eksenli bir gelenek yaratmıştır (Bu konuda bkz. Doğu Perinçek, Türkiye Solu ve PKK, 3. basım, Kaynak Yayınları, s.155 vd).
Aynı dersler, İran’a karşı yürütülen ayrılıkçı hareketler için de geçerlidir: İran’a karşı etnik ve mezhepsel savaşa kalkanlar, emperyalizmle işbirliğine yönelmişlerdir.
İşte son örneğini yaşıyoruz. İran’daki gösterilere önce Kürt ayrılıkçıları katıldı, arkasından “Bozkurt” işaretleriyle sahneye sürülenler var. En son Suudi Arabistan destekli bir takım terör örgütleri de Arap Milliyetçiliği adına eylemlere başladılar. Ancak başarı şansları bulunmuyor. ABD bölgede kaybetti, İran’da kazanma şansı yok.
ÇÖHREGANİ’YE YAPTIĞIMIZ UYARILAR
Bunları burada bugün yeni söylüyor değiliz. 2000’li yılların başlarında Brüksel’de Dünya Azerbaycanlılar Kongresi’ne katılmış ve orada da kürsüden anlatmıştık.
Bir tarihte kendisini Güney Azerbaycanlıların lideri diye tanıtan Çöhregani, İstanbul’a ziyaretimize geldiği zaman, “Güney Azerbaycan’ı kurtarma” davasından söz ediyordu. Şu uyarıyı yaptık: “Karabağ işgal altında, vatan toprağını kurtarmayı bırakıyorsunuz, bir de İran devletini karşıya alıyorsunuz! Üstelik Türkiye ile İran dostluğunu da baltalıyorsunuz. Buradan kurtuluş değil, eldeki Azerbaycan’ı tehlikeye atmaktan ve Türkiye üzerindeki ABD denetimini güçlendirmekten başka bir şey çıkmaz.”
TÜRKÇÜLÜK PALAVRAYLA DEĞİL BİLİMLE OLUR
Türkçülük, emperyalizme karşı mazlum milletlere örnek olan harekettir.
Türkçülük, mazlum ülkelerde nifak ve fitne çıkarmanın aleti değildir.
Türk milletinin bağımsızlık, özgürlük ve zenginlik davası olan Türk Milliyetçiliği, hesapla kitapla olur, başka deyişle bilimseldir.
Bugün Batı Asya ülkelerinde, birbirini hedef alan sözde Milliyetçilik, Amerikan Milliyetçiliğidir.
İran’ı hedef alan “Türkçülük”, sahte Türkçülüktür, Amerikan Tükçülüğüdür.
Irak’ı hedef alan “Türkçülük”, sahte Türkçülüktür, Amerikan Tükçülüğüdür.
Suriye’yi hedef alan “Türkçülük”, sahte Türkçülüktür, Amerikan Tükçülüğüdür.
Rusya’yı hedef alan “Türkçülük”, sahte Türkçülüktür, Amerikan Tükçülüğüdür.
Çin’i hedef alan “Türkçülük”, sahte Türkçülüktür, Amerikan Tükçülüğüdür.
Çünkü Türkiye’nin bağımsızlığı ve zenginliği için mücadele, saydığımız ülkelerle işbirliğini gerektiriyor.
Onlara karşı savaşa kalkışırsanız, Türkiye adına ve Dünya Türklüğü adına, hiçbir şey kazanılmaz, tam tersine eldekileri de tehlikeye atarsınız, Amerikan Milliyetçisi olursunuz, Türk Milliyetçisi değil.
DEVLET BAHÇELİ’NİN SORUMLULUĞU
İşte bu nedenlerle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “82. 83. 84. vilayet” söyleminin içerdiği tehlikeye dikkat çekmiştik. Aslında o tavır, Kerkük Türklerinin önderleri tarafından paylaşılmadı. Onlar, “Biz vatan haini değiliz, Irak’ı bölmeyiz” demişlerdi. İran’daki on milyonlarca Türkün tutumu da budur.
Şimdi Devlet Bahçeli’den beklenen, İran’daki “Bozkurt işaretli” fitneye karşı tavrını ortaya koymasıdır. ABD’nin sözde “Kürdistan”, gerçekte İkinci İsrail planına hizmet etmek Türk Milliyetçisine yakışmaz.
ÇÖZÜM İRAN’IN BAĞIMSIZLIK VE BÜTÜNLÜĞÜNDE
ABD emperyalizminin İran’daki fitne hareketi, ekonomik sıkıntıları ve halkın çeşitli şikâyetlerini kullanıyor, bunu İran Hükümeti de saptıyor. İran halkının sorunlarını, ABD emperyalizmi ve İsrail çözmez. Çözüm, İran’ın bağımsızlık ve bütünlüğündedir, yoksa kargaşalıklara sürüklenmesinde değil.
Türkiye olarak şu gerçeği saptamak durumundayız: ABD’nin bu girişimi Türkiye için de tehdit oluşturuyor. İran, Irak, Suriye, Türkiye, nerde olursa olsun, bölge ülkelerindeki her fitne, bütün Batı Asya devletleri için de fitnedir.
Denklem biliniyor: Irak’ın, Suriye’nin ve İran’ın birliği ve toprak bütünlüğü, Türkiye’nin de birliği ve toprak bütünlüğüdür. Türkiye, bu denklemi anladığı içindir ki ABD’nin Barzani’yi ateşe atarak sahnelediği bağımsız “Kürdistan” girişimi bozuldu.
AKP HÜKÜMETİNİN DIŞ MÜDAHALEYE KARŞI AÇIKLAMASI
İran, ABD emperyalizminin 15-16 Temmuz Darbe girişimine karşı Türkiye’yi destekledi. Şimdi komşuluk görevi için sıra, Türkiye’dedir.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada, “Dış müdahalelerden kaçınılması temennisinde” bulundu. Türkiye’nin “olayların büyümesinden endişe duyduğunu” açıkladı ve “İran’da toplumsal huzur ve istikrarın korunmasına büyük önem atfettiğini” bildirdi. Ayrıca “şiddetten kaçınmak ve provokasyonlara kapılmamak gerektiğini” vurguladı.
CHP FİTNEYİ DESTEKLİYOR
CHP Grup Başkanvekili Altay, dün İran’daki olaylarla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “demokrasiden korkmamak, özgürlüklerden rahatsız olmamak, medyayı susturmamak gerektiğini” belirtti. CHP Grup Başkan Vekili, CHP’nin ABD ve İsrail güdümlü fitneye açık desteğini İran ve Türkiye rejimleri arasında benzerlik kurarak sürdürdü. “Türkiye ve dünyanın bütün ülkelerinde toplumların, sokulmak istenildiği kalıbı parçalayıp kırdığını, İran’da da bunun yaşandığını” vurgulayan Altay, “toplumları baskılamamak, kişileri bir kalıba sokmamak, insanı önce insan olarak görmek gerektiğini” söyledi. Engin Altay, CHP’nin İran’a yönelik eleştirilerini de sıraladı: “İran’da eksikler var, demokrasinin son derece daraldığı kanalda insanlar çıkış arıyor. Bu çıkış aranırken şiddetten uzak durmak lazım. Kan, gözyaşı olmadan da insanların demokrasiyi elde edebileceğine, adaletin tesis edilebileceğine inananlardanım. İran’ın huzur ve istikrarı bizim açımızdan da son derece önemlidir” ifadesini kullandı.
VATAN PARTİSİ FİTNEYE KARŞI İRAN DEVLETİNİN VE HALKININ YANINDA
Vatan Partisi, dün bir bildiri yayımladı. Bildiri’nin başlığı aynen şöyle: “ABD-İsrail fitnesine karşı İran devleti ve halkının yanındayız.”
Bildiri, “İran’daki fitnenin Türkiye için de fitne” olduğunu vurguluyor.
Vatan Partisi bildirisinde, İran’ın sorunlarını ancak İran devletinin ve halkının çözeceği belirtiliyor.
Vatan Partisi, “İran’daki Türk, Kürt ve Arapları, ABD ve İsrail’in kışkırttığı fitneye karşı, İran milletinin bütünlüğü içinde İran devletinin huzuru sağlamasına destek olmaya çağırıyor.”