İran’la ticarette fırsat kaçıyor!
ABD 5 Kasım itibariyle İran’a yaptırımları sertleştirdi.
Hükümet, “yaptırımlara uymayacağını” açıkladı.
Hatta “yaptırımları fırsata çevirmekten” söz etti.
İhracatçılar umutlandı.
Ama gerekli çalışma yapılmadı.
Sonuç: İhracat düştü.
RAKAMLAR KÖTÜ
İran’a ihracatımız 2016’da 4 milyar 966 milyon, 2017’de 3 milyar 259 milyon dolar. 2018 yılında ise 2 milyar 393 milyon dolar.
İthalatta da düşüş var.
ABD’nin 5 Kasım kararı sonrası durum daha da vahim.
Türkiye’ye geçici (6 ay ) muafiyet sağlandı.
Ama, aralık ayı ihracatımızdaki düşüş yüzde 51,5.
ÜÇE KATLAYABİLİRDİK
Oysa ki tam tersi olabilirdi. Konunun uzmanlarına göre, ihracatımızı ikiye katlayabilir, 5-6 milyar doların üstüne çıkarabilirdik.
AB yeni sistemini devreye sokuyor.
İran’la ticareti “takas sistemi” ile yapacak.
Doları devredışı bırakan bir sistem.
İzlenmesi de olanaksız hale getiriliyor.
Türkiye ise hâlâ beklemede, fırsat kaçıyor.
IRAK TECRÜBESİ
Para transfer sistemi çözülmedi.
Devlet bankaları risk almadı.
İhracatçı ortada bırakıldı.
Oysa ki Türkiye’nin tecrübesi vardı.
1999-2003 döneminde Irak’ta önemli başarılara imza atılmıştı.
İran’da da benzer yöntemler kullanılabilirdi.
Gündeme dahi gelmedi.
YAPILMASI GEREKEN
Tecrübeli eski diplomat ve bürokratlarla yapılması gerekenleri konuştuk.
Bir çırpıda sıraladılar:
■ Önce bir İran ekibi oluşturulmalı.
■ Bu ekipte ilgili kuruluşlardan temsilciler olmalı.
■ Politika belirlenmeli.
■ Devletin yapması gerekenler sıralanmalı.
■ Özel sektörle beraber çalışılmalı.
■ Yaşanan sorunlar masaya yatırılmalı.
■ İran’la doğrudan temasa geçilmeli.
■ AB’de olduğu gibi özel sektörün riski üstlenilmeli.
■ Para transferleri için özel yöntem uygulanmalı.
■ Yerel para kullanılmalı.
■ İran’ın Türkiye’den her zaman alacağı fazla olur.
■ Bu Türkiye için avantaj.
■ Türkiye İran’a yapacağı ödemeyi burada Türk firmalarına yapabilir.
■ Irak’la yapıldı, İran’la da yapılır.
■ Uluslararası bankacılık sistemine girmeden sorun çözülür.
■ Olmadı İran-Türkiye arasında özel hat oluşturulur.
■ Mevcut tercihli ticaret sistemi hızla genişletilmeli.
BİLEREK YAPILIYORSA
İran’la ticaretteki düşüşten özel sektör sorumlu tutuluyor.
Risk almamakla suçlanıyor.
Ama başka iddialar da var.
Malum, hükümet bu aralar sıcak para peşinde.
ABD ve İngiltere’de borç aranıyor.
ABD’nin şartları belli.
Biri de İran’a ambargoya uymak.
İktidarın bu nedenle adım atmadığı konuşuluyor.
GÜVEN SORUNU
İran’da iş yapan Türklerle konuştum.
En önemli sorun “güven.”
Güven sağlanırsa arkasının geleceğini düşünüyorlar.
İhracatçı yaşananlardan tedirgin.
Önümüzdeki dönemden kaygı duyuyorlar.
Hükümetin hemen İran’la masaya oturmasını öneriyorlar.
Geçmişteki “Irak modelini” istiyorlar.
YERLİ ÜRETİM
İran ambargoya karşı yerli üretime sarıldı.
Doğrusunu yaptı.
Peş peşe kararlar alınıyor.
İthalat sınırlanıyor.
Yerli üretim destekleniyor.
Türkiye akıllı davranırsa birlikte “yerli üretimin” kapısı açılır.
Örneğin “elektrikli araba.”
Niye olmasın.
Yeter ki “güven” sorununu aşalım..!