İslam tarihindeki en ünlü tecavüz
Tarihteki en meşhur tecavüz olaylarından birisi, Müslüman dünyasında “Allah’ın Kılıcı” diye yüceltilen Halid bin Velid’in işlediği suçtur. Halid b. Velid, o dönemin ünlü Müslümanlarından olan Malik bin Nüveyre’nin yanına geceleyin misafir gibi gitmiş; onu gözetleyip öldürmüş; başını tandıra atıp yakmış; sonra da Malik’in hanımına tecavüz etmiştir.
Bu durumu öğrenen Ömer, Halid’e had cezası uygulanmasını istemişse de Halife Ebu Bekir, devletin Halid’e ihtiyacı olduğunu söyleyerek bu cezayı uygulamamıştır.
Bütün ayrıntılı İslam tarihlerinde bu olay yer almaktadır.
İSTATİSTİK NE DİYOR?
Tecavüz iklimini sağlıklı olarak tespit etmeden ona çözüm bulamazsınız. Tecavüzün bale okullarında da olabileceğini söyleyen AKP’li yöneticiler istatistikleri görmezden geliyorlar. Dünkü yazım gösterdi ki özellikle erkek çocuklara yönelik sapıklık; tarikatçı-dinci özel yurtlarda ve imam hatip yurtlarında karşımıza çıkıyor. Basından derlediğim haberlerde adı tecavüze karışan bir bale okulu yoktu ama birçok imam hatip okulu ve Kuran kursu vardı. Yine görülüyor ki tecavüz noktaları arasında laik ve çağdaş okullar da yok...
Öyleyse taciz ve tecavüzle mücadele için çocuklarımızı dinsel kimlikli kuruluşların elinden kurtarmamız gerekiyor. Şu an yürütülen din eğitimini de elden geçirmek kaçınılmaz gözüküyor.
TELEVİZYONLARDA SAPIKLIK DERSİ
Adam hoca kılığı altında televizyona çıkıp “6 yaşındaki kız çocuğu 60 yaşındaki adamla evlenebilir!” diyor. İşin acı tarafı bunu diyen adam, Türkiye’yi yöneten AKP’lilere Kızılcahamam’da ahlak dersi veriyor. Bu rezillere dur demesi gereken Diyanet İşleri Başkanlığı, verdiği fetvada, “9 yaşındaki kız, babasını tahrik eder!” buyuruyor. Bir başka sarıklı sapık, bademlemeden söz ediyor. Oğlan düşkünü olduğu anlaşılan siyah sakallı, beyaz sarıklı başka bir sapık, “Sakalsız erkek kadına benzer, şehvet uyandırır; başka erkekleri günaha sokar!” diyebiliyor.
Bütün bunları da televizyonlarda din eğitimi altında bağıra bağıra söylüyorlar. RTÜK bu sapıklar korosuna bir şey demiyor ama ergenliğe çoktan ulaşmış kadın-erkek öpüşmesini ahlaka aykırı bulup bindiriyor büyük cezayı...
DEVŞİRME OSMANLI AHLAKI
Ne yazık ki tecavüzle sonuçlanan oğlan düşkünlüğünün tarihsel arka planı var. 16. yüzyıl başından itibaren, artık Osmanlı Devleti’ne hakim olan Rum, Bulgar, Sırp, Macar, Ermeni, Hırvat, Arnavut milletlerinden devşirme takımı; kadını dışlamış, oğlancı (Lutî) bir cinselliğe dalmıştı. Bunun bizzat Osmanlı şairleri ve âlimleri tarafından yazılmış olan belgelerini OSMANLIDA OĞLANCILIK adlı kitabımızda (Kaynak Yayınları) ortaya koyduk.
Gel gör ki bugünlerde erkek çocuklarımıza tecavüz edenler, kendilerini işte bu Lutî Osmanlı’ya dayandırıyorlar ve o zihniyetten güç alıyorlar. Bunu eleştirenlere de “Vay sen benim 4 kıtada 600 sene at koşturan dedeme nasıl böyle dersin!” diye saldırıyorlar. Halbuki bu sapkın Osmanlı ile o devleti kuran Türk’ün bir ilgisi yoktur.
TÜRK TÖRESİNDE YOK
10. yüzyılda Oğuz ve Bulgar Türkleri arasında gezen Arap seyyah İbni Fadlan’ın aktardıklarına göre, homoseksüellik Türkler arasında büyük suçtur, cezası ölümdür. Türkler kadın-erkek ırmakta birlikte yıkanırlar ama zina yoktur. Zina edenler öldürülürler.
Türklerde kadınla erkek arasında kaç göç olmaması; tek eşli evlilik ve kadınla erkeğin eşit olması; işte bu mükemmel ahlakı yaratmıştır.
Bu geleneğin dinsizlik diye kötülenerek yerine Arap örfüne dayalı küçük yaşları kapsayan çok eşli evliliğin getirilmesi ahlakı yozlaştırmıştır. Küçük kızları karı yapmak peşindeki erkekler, itiraz edenlere şöyle cevap veriyorlar: “Ama Ayşe anamız Peygamberimiz Hz. Muhammet ile 9 yaşında evlenmişti...” (Diyanet İşleri’nin yayımladığı İslam Ansiklopedisi, cilt 2.) Böylece 9 yaşındaki çocukla evlenmeye sünnet diyerek bir de kutsallaştırıyorlar.
1400 sene önceki Arap toplumuna özgü bir olayı ele alıp bugüne ve Türk milletine dayatmak asla ve asla Müslümanlık olamaz ve İslam dini de cinsellik üstünden tanımlanamaz.
CUMHURİYET AHLAKI
Osmanlı dönemindeki gulampara ahlakı (oğlancılık) cumhuriyetle birlikte açık bir suç haline getirilerek cezalandırılmıştır. “Fiil-i livata” (Livata (oğlancılık) suçu) olarak nitelendirilen bu suç, Cumhuriyet ahlakının Osmanlı yönetici sınıf ahlakından üstün olduğunun en açık göstergesidir.
Çocuklarımızı taciz ve tecavüzden korumanın yolu; bu suçu işleyenlere kimyasal yaptırım uygulamaktan önce, eğitim düzenimizi ve eğitimde kullandığımız kadroları elden geçirmektir.
AKP’liler kızmasın ama; şu meşhur “dindar nesil yetiştirme projesi” ile bu olaylar arasındaki bağlantıyı görme zamanı gelmiştir.
Zina işine gelince: Herhalde milleti çok karılı evliliğe ve cariye edinmeye zorlayacaklar... Osmanlı devri olsaydı da yapsalardı bari...