İstersek Serdar Ortaç'ın yan sanayini de yaparız
Hep diyoruz ya Kuşak Yol'un bir ucunda Çin var ötekisinde Türkiye... galiba bu o kadar doğru değil... Bu konudaki çeşitli toplantılara katıldıkça bir gerçeğin daha çok farkına varıyoruz. Türkiye bu “yol”un tam ortasında, merkezinde bir bağlantı noktası.
Minicik, ilgisiz gibi görünen ama anlamlı bir örnek vereyim mi...
Aslında bunu uluslar arası bir toplantıda Çin'le iş yapan çok büyük bir firmanın İskandinavyalı yöneticisinin söyledikleri aklıma getirmişti... Çin'le Türkiye üzerinden bağlantı kurmak daha kolay diyordu... Evet, demiştim gerçekten öyle...
Bir Çinli'nin İngilizcesini anadili İngilizce olanlar anlayamayabilir... Ama bir Türk anlar. Çünkü o “çan çin çon” diyerekten elinle kolunu da işin içine kataraktan mutlaka ne yapar eder anlaşır... Çinliler de öyle... Gülerler kıkırdarlar ama mutlaka tek sözcük Çince bilmeseniz de size anlatırlar...
İngilizce bilmeyenlerin memleketimizdeki turistlere nasıl yol tarif ettiklerini gözünüzün önüne getirsenize... Her ne kadar anlamadıkça belki böyle daha iyi anlar diye sesini biraz daha, daha yükseltse de... Sonunda ne yapar eder o da anlatır...
Demem o ki bizim bir yanımız müthiş Doğulu... Azimli gayretli zorluklardan yılmayan ama insana da saygılı ve sevgili ve de hoşgörülü... Çinlilere o kadar benziyor ki... Geleneksel bir imparatorluk kültürümüz var ama üstüne de birbirine benzeyen iki liderin Atatürk ve Mao'nun anlayışını da, devrimlerini de, kendine güvenini de tadımlık katmışız...
Yolunuz Kırşehir'e düşse... Gözlerin çekikliği bile yadırganmaz...
Geçen gün sosyal medyada okumuştum. Biri Çin Dışişleri Bakanı Wang Li'nin fotoğrafının altına yazmış “Benim bu Çinlilerden iyice gözüm korktu. Serdar Ortaç'ın bile yan sanayini yapmışlar” diye. Gerçekten nasıl da benzeşiyorlar...
Ama az daha suyun bu yanına gelin İskandinav işadamına çok benzer bir “yan sanayi” de bulabilirsiniz. Ne de olsa şunun şurasında Odin'in torunlarıyız...
Şakası bir yana Türkiye'de dışa açık müthiş bir Batı kültürü de var. Teknoloji ve bilim alanından moda tasarıma, finansa kadar... Batı dillerini iyi konuşan, hatta beden diline ve de kültürüne hâkim...
Ama hepsinden önce Vatan Partisi Genel Başkanı'nın çağrısıyla toplanan şu en son üç toplantıyı dikkatle izledim, orda da bir kez daha kendimize güvenim arttı. Öyle bir üretim aşkı var ki bu memlekette. Nasıl olmasın üretimin, tarımın ana vatanı! Ticaretin, paranın anavatanı! Kaç bin yıldır yapıyoruz bu işleri. Sanayicimiz müthiş. Hiç kafasında öyle bağnaz tutamaklar yok. Yeniliklere, atılımlara açık. İş ki önü açılsın, elinden tutulsun. Mucizeler yaratmaya hazır. Çin de öyle yapmadı mı... Biz çok daha iyisini yaparız. Arkamızda deneyler var. Hele de kazan kazan ilkesine göre. Geçen hafta Yeni Ufuklar programında Egeli bir sanayicimizi ağırladım. Atık geri dönüşüm işi yapıyorlar. Avrupa'nın atığı çok. Çin'de de teknoloji. Bizim hem dil, hem kültür, hem de coğrafi yakınlık avantajımız var. İki tarafa da her açıdan çok yakınız. Büyükelçinin son konuşmasında söylediği gibi iki potansiyel birleşince neler yapılmaz! Ortaya çıkacak enerji hepimizi heyecanlandırdı. Çıkan fikirleri gelin benim notlarımdan birlikte okuyalım.
-Reel sektörü temsil eden en eski ve büyük sanayi odasıyız. Yüksek katma değer için teknolojik işbirliği ve iş ilişkileri açısından arayüz oluşturmaya hazırız.
-Pazara yakınız. Kültürel bakımdan pazarı tanıyoruz. Kaliteli işgücümüz, hammadde yan sanayimiz var. Konfeksiyon makinaları açısından çok önemli, ithalatımızın önemli bir bölümü Çin'den.
-Çinden almak değil, satmak da cazip. Orta sınıf nitelikli mal, eşya alımı yapıyor. Tek engel Türk malları tanınmıyor. Tanıştıkları zaman bir değil bin satabilirsiniz. Ancak Çin'in talebine göre düşük ölçekte kalıyor. Ki bunların çözümü elbette var. Birleşmeler olabilir, devlet önünüzü açabilir. Sınır ötesi e-ticareti değerlendirmek gerekir. Milli para ile ticaret büyük bir olanak. Turizm müthiş bir olanak. Bir harekete geçtiler mi milyonlar söz konusu oluyor. Üstelik 12 ay. Yalnızca deniz güneş kum değil. Ancak yapılması gerekenler var. Önemli düzenlemeler gerekiyor. Farklı özellikleri var. Seferberlik ilan etmesi gerekir. Dil, rehber, yemek, güneşlikler, tabelalar bile hepsi elden geçmeli...
-Çin halkı da Türk halkı da emperyalizmden çok çekmişler. Hâlâ çekiyorlar. İşbirliği yapmalarında çok yarar var. Çin, ABD'den sonra tavuk eti üretme konusunda ikinci. Ama bizim kültürel olarak tüketmediğimiz bölümleri var. Ayakları örneğin.Türkçe bilmesi büyük şans.
-Ben Çin'e mal satıyorum. Eğer şu Uygur meselesi çıkmasaydı şimdi satışım en üç-dört misliydi...
-Lojistik önemli. İstediğini üret, taşıyamazsan bir yararı yok. Demiryolu hatları, karayolu, limanlar...
-Neden ihracatımız az, ithalatımız çok... Bunun kabahatlisi biziz, Çinliler değil ki... Bizim hükümetimiz. Bizim ekonomiyle ilgili bakanlarımız. Üreticisini desteklemesi gerekir.
-Doğu Türkistan bir proje; Kürdistan da bir proje. Türkiye -Çin ilişkilerinin zedelemesine izin vermemek lazım. Terör ana mesele. Neden? Çünkü vize konusunu bile etkiliyor. Haklı olarak sınırlarını, giriş çıkışları terör açısından denetliyor ve sıkılaştırıyorlar. Bu da hem orada yaşayan Uygurları hem de ticaret yapan bizleri zora sokuyor.Ne ve açık tavır almak gerekir. Teröre karşı birleşmek gerekir.
Bu Çin işi... bir değil beş kere de bitmeyecek gibi görünüyor... Haftaya devam edeceğiz.
Hangisi balık
Bajau'da bin yıldır ekmek için dalıyorlar. Artık bedenleri de ona göre uyum sağlamış sanki. Economist'te çıkan haberi okumadan önce fotoğrafa baktım. Gerçekten, hangisi insan hangisi deniz canlısı ayırt etmek de zorlandım.
Çıkmayan candan umut kesilmezmiş
Barselona'da Antoni Gaudí'nin anısına yapılan katedralin inşaatına izin tam 137 yıl sonra gelmiş. 2026'da, ölümünün 100. yılında tamamlanması bekleniyormuş.
Boş işler bakanı: ABD
Rusya S-400'leri iki ay sonra Türkiye'ye teslim edilmeye başlayacak. ABD de bir telaş... S- 400'lerden vazgeçmesi için Türkiye'ye iki ay süre verdi.
Bir de başına Hindistan çıktı. Onu da tehdit etmiş.
Yapay zeka yazılımı
Google, teorem ispatlayabilen bir yapay zeka yazılımı geliştirmiş.
Önce 10.200 teoremi bu yazılıma tanıtmış. Bu sistem 1.200 teoremi ispatlamış. Sonuçları ne olabilir? Fikir geliştirmesi bile güzel...
Bu nasıl bir yetenek!
Nisan 2019, gıda enflasyonu Belçika'da yüzde 0.3, Almanya'da yüzde 0.5, Fransa'da yüzde 2.4, Hollanda'da 3.6...
OECD ortalaması da 2.3.
Hadi tahmin edin bakalım Türkiye'de ne kadar?
Yüzde 31.9!
Nasıl bir yetenek bu! Bu soruyu haklı olarak soruyorum. Şu anda bunu yazarken İznik Tacir köyüne Kiraz Festivaline gidiyoruz. Ordan ünlü Söke ovasında ünlü Avşar köyünde düğüne yetişeceğiz.
Kurban olduğum memleketim...
Milli bir hükümet özlemi için arabanın penceresinden bakmak yeterli.