22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çin, Ortadoğu’da bayrak göstermeye başladı

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

3 general: İlker Başbuğ, Bilgin Balanlı, Kadir Sağdıç. Çin seyahatine devam.

Konu: Batı Asya (Ortadoğu) ve Çin.

Malum: Bölgemiz yangın yeri.

Suriye ve Irak kanıyor. Savaş var.

3 generalin cevabını aradığı soru: Pekin’in krizde kendisine biçtiği rol ne?

***

Önce biraz geriye gidelim. 1990’ların başına.

Çin’in pozisyonunu anlamak için gerekli.

İki kutuplu dünya sistemi yıkılmış. ABD tek süper güç.

ABD bölgemize üç büyük müdahale yapar. Askeri olarak.

İlki: Birinci Körfez savaşı (1991).

Çin sahada yoktur.

İkincisi: ABD Irak’ı işgal eder (2003).

Çin yine yoktur. İtirazlarını kayda geçirir sadece.

Niçin: Çin’i yönetenler önce “ekonomik gelişme” dediler.

***

Gelelim üçüncü müdahaleye: ABD’nin hedefinde Suriye vardır bu kez (2011).

Çin’in tavrı değişmiştir biraz.

Artık: Siyasette vardır. Güvenlik Konseyi’nde iki kez veto kartını kullanır. Rusya ile birlikte.

Hatırlansın: Çin, toplam 8 kez kullandı veto silahını.

“İleri” bir adımdır bu. Geleneksel Çin ihtiyatlılığı düşünülürse.

***

Fakat: Sahada yine göremeyiz Çin’i. Uygur bağlantısına rağmen.

Biliniyor: İstihbarat örgütleri bir operasyon yapar. Binlerce Çin vatandaşı cihadçı Suriye’ye sevkedilir. Uygur asıllı militanlardan söz ediyorum.

Suriye sahasında eğitildiklerinin herkes farkında. Sonraki Çin hamlesi için.

Pekin yönetimi yine de sahada, ön planda gözükmez.

***

İşte 3 generalin anlamak istediği konu da buydu.

İlker Başbuğ hem Şanghay’da gündeme getirdi. Hem de Pekin’de.

Pekin’deki muhatap doğrudan devletti. Çin Komünist Partisi-ÇKP Uluslararası İlişkiler Bakanlığı.

Çin tarafının cevabından bir özet yapalım.

***

Bir: Evet ekonomide büyüdük. Fakat bir süper güç değiliz.

Hâlâ gelişmekte olan bir ülkeyiz.

(Not: Türkiye standartlarına! ne kadar ters değil mi?

Bölgesel devlet olmakta bile zorlanıyoruz.

Bizimkiler “küresel güç” gibi görünmeye çalışıyor.)

***

İki: Çin’de ekonomik ve sosyal dengesizlikler var.

Çözmemiz zaman alır. 2050’ye kadar sürebilir.

***

Üç: Fakat yine de ABD gibi yapmayacağız.

Hegemonya peşinde koşmayacağız.

(Not: Çin’in klasik söylemi bu. “Emperyalist olmayacağız” diyorlar.)

***

Dört: Ortadoğu’da sorunlar ABD işgaliyle (2003) arttı.

Sorunları siyaset çözmeli.

Çözüm sorumluluğu için de iki adres gösterdiler: ABD ve Rusya.

***

Beş: Çin’in batıya doğru önceliği, Afganistan’ın yeniden imarı.

Dedikleri: Krizlerde yıkılmış bir ülke.

Bölge olarak da bize yakın.

***

Altı: Çin, Ortadoğu’ya öncelikle ekonomi penceresinden bakıyor.

“Bir kuşak, bir yol” projeleri biliniyor.

Tarihi “ipek yolu”nu güncellemek istiyorlar.

Deniz yolu ve hızlı tren yollarıyla.

Şurası kesin gibi: Bir tren hattı Türkiye’den geçecek.

***

Çin için yüzyılın projesi. 60 ülkeyi doğrudan ilgilendiriyor.

Sadece “nakliye” amaçlı sanılmasın.

Entegre bir proje: Limanlar, üretim merkezleri, sosyal ve kültürel tesisler, belki yeni kentler kurulacak.

Trilyon dolarlık yatırımlardan söz ediliyor.

(Not: Proje büyük. Türkiye’nin ilgisi küçük.)

***

3 general projeyle ilgilendi elbette.

Demiryolu geçişi garanti gibi ya. Onlar da denize ağırlık verdiler. Özellikle Emekli Koramiral Kadir Sağdıç.

Biliniyor: Çin, önceden bir liman seçti. Yunanistan’ın Pire limanını. Avrupa Birliği’ne girişin deniz kapısı olarak.

Generaller bizden bir alternatif sundular. İnşa halindeki Çandarlı limanını.

***

Burada bir parantez açalım.

Evet: Çin, Ortadoğu’da krizlere müdahil olmaktan kaçınıyor. Hele askeri olarak.

Fakat: Başka sinyaller de belirdi.

Çin, gerektiğinde Ortadoğu’da bayrak da göstermeye başladı.

***

İki örnek dikkat çekici.

İlki: Türk-Çin ortak hava tatbikatı (20 Eylül-4 Ekim 2010).

Çin tarafı 4 uçakla katıldı. Son model Sukhoi-27 ile.

Uçaklar Pakistan-İran hava sahasını kullandı. İki ülkede yakıt ikmali de yaptılar.

Anlamı: Bir siyasi güzergah oluştu. Doğudan batıya doğru.

Tam da “Şanghay İşbirliği Örgütü-ŞİÖ” coğrafyası.

Anlamı: Bir NATO üyesi Çin’le ortak tatbikatta buluştu. Bir ilkti.

***

Çin ikinci farklı çıkışı Doğu Akdeniz’de sahneledi.

Tek uçak gemisini bölgeye yolladı (2015).

Lianonig adlı gemi yabancımız değil. Bizim Boğazlardan Varyag adıyla geçmişti (1.11.2001)..

Ukrayna’da yarım kalmış bir platformdu. Çin alıp uçak gemisine çevirmişti.

Görevi: Suriye krizinde Rusya’ya destek vermek.

Anlamı: Çin, bölge dışı “görev”ler için 2050’yi beklemeyebilir.

Devam edeceğim...

***

Bir düzeltme:

Doç. Dr. Tuğrul Keskin. Şanghay Üniversitesi öğretim üyesi.

Soyadını bir doğru, bir de yanlış yazmışım (27.11.2016 tarihli yazımda).

Özür dilerim. Doğrusu “Keskin”dir.