ABD – Rusya savaşının perde arkası: Suriye'deki savaşı kim kazanacak?
Trump içeride sıkıştıkça Suriye ve Rusya’ya tehdidi yükseltiyor.
7 Nisan’da Suriye’nin Şayrat Hava Üssü’nü gemiden fırlattığı Tomahawk füzeleriyle vurdu.
18 Mayıs’ta Ürdün sınırına yakın Tanf’da Suriye ordusuna hava saldırısı düzenledi.
19 Haziran’da Rakka yakınlarında IŞİD’e yönelik operasyon yapan SU-22 Rus yapımı bir Suriye savaş uçağını düşürdü.
Her iki pilot da yaşamını kaybetti.
Bunun üzerine ABD ile Suriye’deki koordinasyonu bitirdiğini açıklayan Rusya, Fırat'ın batısında koalisyon güçlerine ait herhangi bir uçak ya da insansız hava aracına rastlanırsa hedef olarak görüleceğini bildirdi.
İran açıklamayla yetinmedi, Deyr-ez Zor çevresindeki IŞİD mevzilerini orta menzilli balistik füzelerle vurdu.
Kirmanşah yakınlarından fırlatılan 6 füze 600 kilometre mesafedeki hedeflere yöneldi.
Bu, 1988’den beri İran’ın yurt dışına yönelik ilk balistik füze saldırısıydı.
İsrail panikledi ve başbakan Netanyahu İran’ı uyardı.
Suriye’deki savaş çok tehlikeli bir yöne doğru ilerliyor.
Deyrezzor ile Rakka ekseninde, Suriye – Irak sınırını kesmek isteyen ABD ile Şam-Moskova-Tahran üçlüsü arasında her an sıcak bir çatışma çıkabilir.
Bunun somut örneklerini görüyoruz.
Bugün (21 Haziran) NATO'ya bağlı F-16 savaş uçağı, Baltık Denizi'nin uluslararası karasuları üzerinde Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu'nun uçağına yaklaşma girişiminde bulundu.
Rusya’nın Suriye’deki operasyonlarının mimarı Tuva Türkü asıllı Şoygu’nun uçağı, Rusya’nın Avrupa’daki toprağı Kaliningrad’a gidiyordu.
Bu tehlikeli yakınlaşmaya Rus savaş uçakları yanıt verdi ve SU 27 tipi Rus savaş uçağı F-16 ile Şoygu’nun uçağının arasına girdi.
SU27 silahlarını gösterince F-16 uzaklaştı.
Bu önemli bir olay.
Böylesine önemli bir isme bile fiili hareket yapma girişiminde bulunan NATO, gerginliği tırmandırma peşinde.
Bunun nedeni ise Suriye.
Daha açık olmak gerekirse, Suriye’de savaşı Avrasya güçlerinin kazanıyor olması.
PKK-PYD unsurlarından oluşan Suriye Demokratik Güçleri ile Rakka operasyonunu başlatan ABD, Rusya-İran ile birlikte Deyrezzor’u ele geçirmek üzere olan Esad’a karşı mağlup durumda.
Çünkü Deyrezzor’u ele geçiren Esad güçleri, hem Irak sınırını açık tutmuş oluyor, hem de Rakka’yı arkadan çevirmiş oluyor.
STRATFOR’DAKİ YAZI
Gölge CIA olarak bilinen düşünce kuruluşu Stratfor’da ilginç bir makale yayınlandı. “Irak sınırına yarış başladı” başlıklı, Kıdemli Uzman Askeri Analist Ömer Lamrani tarafından kaleme alınan yazıda, yarışta Suriye’nin önde gittiği savunuluyor.
Lamrani, “İran'ın önceliklerini anlamak için İranlı Devrim Muhafızları’nın Generali Kasım Süleymani'nin nerede olduğuna bakın” diyor.
Süleymani’nin 2016 Eylülü’nde Halep'te olduğunu ve Halep’in Şam güçlerinin eline geçtiğini, 7 ay sonra Hama'da olduğunu ve Hama’yı da rejim güçlerinin aldığını yazdıktan sonra, “Şimdi de 12 Haziranda Suriye-Irak sınırında görüldü. Onun varlığı savaşın nerede olduğunu da gösteriyor: Irak sınırı” diyor.
ABD’nin Suriye’yi parçalama planının mimarlarından eski Şam Büyükelçisi Robert Ford da bu yarışı Suriye’nin kazanacağını kabul etti.
Ford, Suriye ordusunun şu an avantajlı durumda olduğunu belirterek, ABD'li yetkililerin kendi stratejilerini boşa çıkaran bir dizi gelişmeyi öngöremediğini vurguladı.
Ford, Suudi Arabistan’ın Şark ül Avsat gazetesine verdiği röportajda, Suriye ve Cumhurbaşkanı Esad'ın geleceğine ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:
"Esad kazandı... O bir zafer kazandı veya buna inanıyor. Muhtemelen 10 yılda ülkenin tamamını alacak. Hiç kimse de rejimi yargılamıyor. Belki Esad hiçbir zaman Paris’e veya Londra’ya gitmeyecek; ama hiç kimse de rejim yetkililerini Lahey’e götürmek için Şam’a gidemeyecek. Hiç kimse..."
Ford, bu gelişmeyi Beşar Esad’ın kararlı zekası ve Rusya ve İran’ın sahadaki sağlam pozisyonuna bağlıyor.
Ancak bunda kuşkusuz, Suriye, İran, Rusya stratejik işbirliğinin yanı sıra Türkiye’nin tutum değişikliği büyük rol oynadı.
İran ve Rusya ile Astana’da başlayan işbirliği, son Katar krizinde Suudi Arabistan ile de ayrışma sonucu hızlandı ve Ankara, Suriye’nin ne Kürt Devleti, ne de IŞİD/Selefi devleti olarak bölünmesine karşı açık bir konum aldı.
Bunda ABD’nin PKK’yı göstere göstere silahlandırarak Türkiye’ye karşı hasmane söylemlerde bulunması çok etkili oldu.
Şimdi Türkiye’nin Esad ve Putin ile anlaşmalı Afrin operasyonu da kapıda.
PKK ve PYD konusunda Suudi Arabistan’ı devreye sokmaya hazırlanan Washington, görünen o ki Suriye’de başlattığı kanlı kumarı kaybedecek.