Almanya krizi!
Yeni krizimiz Almanya. Almanya Türkiye’ye yönelik yaptırımlara başladı. AB ülkelerini de harekete geçirmek için bastırıyor. En son “Türk dostu” olarak tanınan Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier, Alman hükümetinin kararlarını desteklediğini ilan etti.
Almanya’da görev yapmış diplomatlarımızla Almanya’yı konuştum. Almanya-Türkiye ilişkileri hakkında bilgiler verdiler. Diplomasinin acilen devreye girmesi gerektiğini söylediler.
Uzmanların çizdiği tablo özetle şöyle:
TİCARİ İLİŞKİLER
Almanya uzun yıllardan beri, açık ara en fazla ticaret yaptığımız ülke. 2016 yılında ihracatımız 14 milyar dolar, ithalatımız ise 21,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. İhracatımızda birinci, ithalatımızda Çin’den sonra ikinci.
İhracatımızda ilk sıralarda otomotiv, otomotiv yan sanayi ürünleri, tekstil ve konfeksiyon mamulleri; ithalatımızda da otomotiv, makine ve ekipmanları yer alıyor.
Almanya açısından bakıldığında Türkiye 17. büyük dış ticaret partneri.
TÜRKİYE’DEKİ ALMAN YATIRIMLARI
Almanya Ekonomi Bakanlığı verilerine göre, Alman firmalarının 1980 yılından itibaren Türkiye’ye yaptıkları doğrudan yatırımların toplamı 13,3 milyar Avro civarında. Almanya, Hollanda’dan sonra ülkemizdeki en büyük yatırımcı ülke.
Türkiye’de yatırım yapan Alman firması sayısı 7 bine yaklaşmış durumda.
TÜRK KÖKENLİLERİN ALMANYA'DAKİ YATIRIMLARI
Almanya’da faaliyet gösteren Türk kökenlilere ait işletmelerin sayısı 2016 yılı itibariyle 96 binin üzerinde. Çoğu küçük işletme. 500 bin kişiye istihdam sağlıyorlar. Türkiye Araştırmaları Merkezi verilerine göre, yıllık ciroları yaklaşık 50 milyar Avro.
TURİZM İLİŞKİLERİ
2015’te 5,5, 2016’da 3,9 milyon Alman Türkiye’yi ziyaret etti. Almanya ülkemize en fazla turist gönderen ülkeler sıralamasında ilk sırada. 2017 Ocak- Mayıs döneminde Almanya’dan gelen turist sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25 azalarak yaklaşık 863 bine geriledi.
ALMANYA'NIN ALDIĞI TEDBİRLER
Almanya Dışişleri Bakanı S. Gabriel; geçtiğimiz günlerde Türkiye’yi ziyaret edecek Alman vatandaşlarını güvenlik konusunda uyardı. Ayrıca Türkiye’ye yönelik yatırım kredi ve garantilerinin gözden geçirileceğini bildirdi. Türkiye’ye AB üyeliği için sağlanan ekonomik desteklerin de yeniden değerlendirilmesi gerektiğini açıkladı.
KARARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Federal Hükumeti oluşturan partilerin (Hristiyan Demokrat, Hristiyan Birlik ve Sosyal Demokrat) bu kararı görüş birliği içerisinde aldıkları açıklandı.
Alman muhalefetinin de (Yeşiller ve Sol Parti ) Türkiye karşıtı tutumları çok daha ileri noktalarda.
Türkiye karşı alınan ve Alman ekonomisine de zarar vereceği bilinen bu tedbirlerin, Alman kurumları ve siyasetinin denetiminden, karar süreçlerinden çok önce geçtiği anlaşılıyor.
NELER OLABİLİR?
Bu aşamadaki önlemlerin, daha önce alındığı ve uygulanmaya başlandığı açık. Daha ileri gidilebilir mi? Pek görünmüyor. Alınan tedbirlerin bir kademe daha sıkılaştırılması ile sınırlı kalması muhtemel. Bu çerçevede;
-Turizmimize zarar verici hamleler gelebilir.
-Hermes kredi ve garanti imkanları ve Alman bankalarının Türkiye’ye yönelik limitleri daha da daraltılabilir.
-Savunma sanayi projeleri aksatılabilir ve yeni projeler engellenebilir.
-Türkiye’de gerçekleşen doğrudan yatırımların önemli bir bölümüne Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile Avrupa Yatırım Bankasından (EIB) yüksek miktarlı (10 milyar dolar civarında) kaynak sağlanmıştır. Bu fonlarda aksama yaşanabilir.
ALMANYA’NIN HASSASİYETLERİ
“Nazi” suçlaması Almanlara yapılacak en ağır hakarettir. Bu suçlama Türkiye’deki en yetkili ağızlarca dillendirildi. Almanların bunu “not ettiği” unutulmamalıdır.
Buna son günlerde, basında “ahlaksız teklif” olarak da nitelenen, “Türkiye'nin Almanya’ya şantaj yaptığı, iki generale karşı bir Alman gazeteci ve insan hakları aktivistini serbest bırakmayı önerdiği” haberlerini de eklemek gerekir.
DİPLOMATİK ÇÖZÜM
Durum bu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKP grubundaki konuşmasında eleştiri tonunu bir tık düşürdüğü gözleniyor. Almanya’nın sessizliği de dikkat çekici.
Türkiye Almanya’ya yönelik eleştirilerinde haklı olsa da sorunun çözümü konusunda izlenen yol tartışılıyor.
Diplomatlar, “Diplomasi bu günler için gerekli. Diplomasinin çözemeyeceği sorun yoktur” görüşünde.
Türkiye’nin eli de çok zayıf değil!