Geç kalan isyan ve Tunceli!..
CHP Tunceli İl Başkanı Ali Rıza Güder’in, PKK tarafından 23 yaşında şehit edilen Gümüşhaneli öğretmen Necmettin Yılmaz'la ilgili yaptığı konuşma her çevrede yankı uyandırdı... Dedi ki Güder;
“Ne istiyorsunuz?.. Daha hayatının baharında, annesiyle babasıyla yaşayacak ömrü olan 23 yaşındaki öğretmenden ne istediniz?.. Bu işlediğiniz adi cinayetle siz bu coğrafyada sadece gencecik bir insanı değil insanlığı, vicdanı, haysiyeti, onuru da katlettiniz... Munzur Dağları’nın piri pak suyunu bu adi cinayetle kirletmeye utanmadınız mı?..”
CHP’li başkanın yüreklere su serpen ve üzerine ölü toprağı serpilmiş siyasete de cesaretveren bu çığlığı yankı uyandırınca, CHP Genel Merkezi, parti örgütünün öncülüğünde dün akşam Tunceli’de “Teröre Lanet Yürüyüşü”düzenlenmesini kararlaştırdı...
Çok sayıda CHP milletvekili de yürüyüşe destek vermek için Tunceli’ye giderek yurttaşlara kolkola girdi...
PKK’nın son 30 yılda, toplu katliam, suikast ve intihar eylemleriyle hem devlete hem de yurttaşlara çok büyük acılaryaşattığı Tunceli’de halkın tepkileri geç kalmış olsa da, CHP’nin eylemi Güneydoğu’nun teröre isyanı açısından umut vericidir...
Keşke, PKK’dan Hizbullah’a, El Kaide’den IŞİD’e kadar terör örgütleri oranın kentlerinde yıllar boyu cirit atarken, bölgeyi yakıp yıkarken, bebek-kadın demedeninsanlara yaşamı cehennem ederken, en önemlisi de güvenlik görevlilerini, devlet memurlarını ve Kürt gençlerini acımasızca katlederkenGüneydoğu’dan topkeyün tepkiler yükselebilseydi...
Yani keşke, zaman zaman- Vatan Partililerin de oralarda yaptığı mitingler- gibi, CHP’den MHP’ye, AKP’den Saadete kadar tüm partilerde, özellikle 2010’dan itibaren kitle örgütlerini arkalarına alarak teröre karşı milyonların yürüyeceği demokratik eylemlere öncülüketselerdi...
ARTIK HUZUR ZAMANI...
Hiç kuşkunuz olmasın; devlet teröre tepki koyabilecek olan siyasetçilerin can güvenlikleriniçok önceden sağlayabilseydi, halkın kararlı duruşu zamanında direnç oluştursaydı, terörün hiçbir unsuru Tunceli’de de, Doğu ve Güneydoğu’nun başka bölgelerinde de bu kadar uzun süre barınamazdı...
Ve en önemlisi; AKP iktidarı, valilere “operasyon yapmayın”talimatı göndererek terör gruplarına yol vermeseydi, kimi ihanet odakları da teröristlere yıllarca kucak açmasaydı, binlerce masuminsan o bölgeden yayılan kanlı kalkışmalara kurban gitmezdi...
Güneydoğu’nun siyasetçileri ve yurttaşları cesur davranabilseydi; ilçeleri işgal eden, “hendek” tuzaklarıylaevleri ve işyerlerini bomba düzenekleriyle biribirine bağlayan ve şiddet yöntemleriyle bölgeye sosyal-siyasal-ekonomik açıdan çok büyük zararlar veren PKK gibi örgütler hareket alanı ve eylem cesareti bulamazlardı...
Ve yine eminimki, o zaman AKP de siyasal rant amaçlı “açılım” oyunuyla terör örgütüyle masaya oturacak cesareti bulamaz, PKK ile askeri operasyonlar arasında kalan milyonlarca yurttaş da bölgede rahat nefes alarak yaşarlardı...
CHP Genel Merkezi’ni ve Tunceliörgütünü tabi ki kutlamamak elde değil... Devletin askeri ve polisinin özellikle son iki yılda canları pahasına teyakkuzda olduğu bir dönemde, “artık huzur zamanıdır”diyenler teröre karşı seslerini yükseltmeli ve CHP’nin benzer eylemlerine de destek vermelidir...
Yani, geçmişte teröre bakış açıları bakımından gaflete düşmüş kesimlerle tüm demokrasi yanlılarıda huzurun büyümesi ve Güneydoğu’nun artık eski güzel günlerine dönmesi için elini taşın altına koymalıdır... Aksine, Doğusundan Batısına, bir 33 yıl daha terörden muzdarip olmaya devam eder bu güzel ülke...
MALİYE'NİN ‘E-DEVLET'İ’!..
Vatandaş, “yapılandırdığı” borçları için vergi dairesine gidiyor... Sonra üzerinde “T.C numarası” olan kimlik kartını uzatarak vergisini ödemek istiyor…
Ve adeta vergi almamaya proğramlanmış görevli, bilgisayarda karşısına çıkan ilk ekranda yazılı olan tutarı alarak yurttaşı gönderiyor!..
Oysa madalyonun öbür yüzünde bir vergi merkezleri curcunası var ki, bu tablo devletin maliyede bile çöktüğünün resmidir!..
Vergi memurları bilgisayarda yeterli sorgulama yapmadığı için; örneğin İstanbul’da “Hisar”, “Rıhtım” ya da “Nakil Vasıtaları” vergi dairelerine ayrı ayrı bakması gerekirken, tek bir vergi dairesindeki alacağını tahsil ederek yurttaşı bilgisizliğin belirsizliğine mahkum ediyor...
Şimdi Maliye Bakanı’na sormak lazım; yurttaşlar bilgisayar çağında bile vergi dairelerinin isimlerini, sayılarını ve hangilerinde borcu olduğunu ezberlemek zorunda mı?..
Eğer zorundalarsa, Türkiye Cumhuriyeti’nin milyonlarca lira harcayarak bürokraside sözde “entegrasyonu sağlamak”için kurduğu “e-devlet” sistemi neye yarar ve de maliyenin vergi iletişim sistemi ne iş yapar?..
Maliye Bakanlığı acaba yurttaşların “yapılandırma”dan kaynaklanan borçlarını tek ekranda, tek tuşla ve de “toplam” olarak gösterecek bir sistemi neden kurmaz da, insanları- vergisini zamanında ödemediği- iddiasıyla cezalı ve mağdur duruma düşürür?..
Maliye sistemlerinde “otomasyon” ve “entegrasyon” olmadığının kanıtı olan vergi dairesi curcunası, bu devletin her yıl milyarlarca liralık alacağını niçin toplayamadığının ve neden sık sık “vergi affı” uyguladığının da en çarpıcı kanıtıdır...
Söyler misiniz, yurttaştan alacak toplamakla görevli vergi dairelerinin adeta birbirinden habersiz ve ayrı birer imparatorluk gibi çalıştığı bir devlet düzeni devam ederse, hükümet vergi almak için daha çok af çıkartır, daha çok çuvallamaz mı acaba?..
Ne memleket olduk be?.. Devlet vergisini ödemek için bile çile çektiriyorlar insana!..Yazıklar olsun bu becereksizliğe de bu bürokrasi ve işgüzarlık zulmüne de!..