Şam-Ankara yakınlaşmasına kimyasal saldırı
Hatay ilimizin hudut komşusu İdlib Vilayetine bağlı, Halep-Hama-İdlib üçgeninin merkezinde yer alan Han Şeyhun ilçesine “bir kimyasal (Sarin Gazı) saldırı” tertiplendi. Onlarca insan katledildi. Yüzlerce insan kimyasal gazın tahripkâr yaraları ile boğuşuyor. Bir insanlık ve savaş suçu işlendi. Saldırıda hayatını kaybeden sivillere Allah’tan rahmet, gazın yarattığı tahribatla yaralananlara acil şifalar diliyoruz.
Sarin veya başka nevi kimyasalı savaş aracı olarak kullanan, bu saldırıyı teşvik edip cesaretlendiren ve uygulayanları lanetliyoruz. Suriye savaşının bitmesini istemeyen ve bu cehennem ateşine odun taşıyan çağımızın kravatlı-şalvarlı Abu Leheblerini, barış dili yerine savaş tamtamları çalan, yargısız infaz eden ceride ve kalemşorları kınıyoruz. Kamuoyunu galeyana getiren, sansasyon haberler ile bölgemize fitne tohumu ekenlerin, kardeş kanı dökülmesine vesile olanların ensesinden tarihin ve Allah’ın tokadı eksik olmasın diliyoruz.
DOĞU ĞUTA’YI HATIRLAMAK
Benzer senaryonun sahnelendiği 2013 Doğu Ğuta Kimyasal Saldırısı sonucunda Suriye devletinin hedef alındığı ve Obama’dan Suriye’ye açık müdahale istendiğini hatırlıyoruz. Olayın ardından Suriye devletinin elinde bulunan kimyasal silahları BM denetimine açtığı, ona teslim ettiği ve Suriye’nin Kitle İmha Silahları anlaşmasını imzaladığını da biliyoruz. Suriye Genel Kurmay Başkanlığı ile Dışişleri Bakanlığı resmi deklarasyonunda; “Ne geçmişte ne şimdi ne de gelecekte Suriye ordusu hiçbir zaman kimyasal silah kullanmadı, kullanmıyor ve kullanmayacak” açıklamasını yaptı.
Rus Genel Kurmay Başkanlığı, “Suriye Hava Kuvvetlerine ait savaş uçakları El-Nusra’ya yönelik yaptığı hava operasyonunu esnasında bu örgütün silah depoları da hedef alındı. Meskun mekanda bulunan depolarda mevcut olan Sarin gazını ihtiva eden tüplerin patlaması sonucu çevreye hızlıca yayılan zehirli gazın bir katliama sebebiyet verdiğini” açıkladıktan sonra ellerinde bunu destekleyecek yeterli verilerin olduğunu ifade etti.
NUSRA’NIN KİMYASAL AŞKI
Esad sultasına karşı konumlanan her sulta, mahfil ve örgüt saldırıdan Suriye ordusunu sorumlu tuttu. BM Güvenlik Konseyini acil toplantıya davet etti. Suçlular cezalandırılsın (Esad) talepleri yeniden dillendirildi. Sanki Suriye içinde yeterli devlet, ordular ve örgütler yokmuş gibi, yabancı askeri müdahale çağrıları yapıldı. Muhalefete daha çok silah tedariki tedavüle sokuldu.
Bölgenin en etkili ve en çok yabancı militanı barındıran El-Nusra’nın kimyasal aşkı biliniyor. Suriye’ye sarin gazı tedarik etmeye çalışan bu terör örgütünün birçok mensubu Türk Güvenlik Birimleri tarafından Adana’da tutuklanmıştı. El-Nusra-IŞİD arasındaki işbirliği ve kimyasal gazların Irak’a sevkiyatının yapıldığı bilgisini yerli ve yabancı fitne medyası sorgulama ihtiyacı duymadı. “Hak söz söyler ama batıl arzular” şer prensibine uygun davrandı.
İKİ KAMP OLACAK
Suriye’de yaşanacak her hadise dünyayı ikiye bölecek. Her olayda olduğu gibi bu saldırıyla ilgili dünya yine iki kampa ayrılacak. Olayları aklıselim ve objektif değerlendirenlerin kıymetli yorumlarına itibar edilmeyecek. Neden-sonuç ilişkisi, sorgulama, gazetecilerin görevi olan “şüphe ihtimali” prensibi, “suçu ispatlanıncaya kadar masumdur” karinesi azınlıkta kalan vicdanların sesi olacak. Ancak bu ses daha baskın ve gür olan cüzdanın şer ağırlığı altında ezilecek.
HANGİ ÇERÇEVEDE OKUYALIM?
Afrikalı bilgenin kıymetli ama acı sözleri malumunuz; “Tamahkar ve harami” Beyaz adam geldiğinde elimizde toprak onun elinde bir “din” kitabı vardı. Bize kitabı ve gökyüzüne bakmayı telkin etti. Biz mutluluğu gökyüzünde ararken o çoktan altımızdaki toprağı almıştı. Bizim elimizde onun eseri olan kitap onun elinde toprağımız kaldı.”
Suriye’de sahnelenen yeni “kimyasal senaryo” ile birden fazla kuş avlamak istiyorlar. Olayın vuku bulduğu zaman ve mekan dilimi, neden-sonuç ilişkisi ve saldırının hangi hususların örtbas edilmesi için kullanıldığını idrak etmeli ve hadiseyi bu çerçevede okumalıyız:
** İdlib vilayeti Suriye’nin tüm bölgelerinde sağlanan uzlaşma ve ateşkes sonrasında silah bırakmak yerine idlib’e gitmek isteyen binlerce militanın yeni adresi oldu. Vilayette etkin olan El-Nusra ve ona biat eden örgütlerle, özellikle Türkiye’nin desteğini alan örgütler arasında bölgeye hakim olmak için şiddetli çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalar Suriye ordusunu rahatlattı. Bu çatışmaların durması, El-Nusra ve diğer örgütler arasında sulhun tesis edilmesi ve Suriye ordusuna karşı ortak hareket etmeleri için bölgeye başta CIA, Suudi, Katar istihbaratı yoğun bir çaba içine girdi. Astana sürecine destek veren Türkiye ve bağlı örgütlerin çabaları baltalandı. Kimyasal saldırı ile Türkiye’nin Astana sürecini rafa kaldırması, yeniden Rusya, İran ve Suriye ile kapışmaya zorlanması hedeflenmektedir
Lazkiye, Hama ve Humus üzerinden, El-Nusra ve ona biat eden silahlı örgütlerin merkezi konumundaki İdlib vilayetinin ordunun denetimine geçmesi için hazırlık yapıldı ve operasyona start verildi. Kimyasal saldırı ile bu operasyonlara gölge düşürmek, ordu üzerinde büyük bir siyasi baskı uygulamak ve son merhalede operasyonları engellemek amaçtır
** Kerkük yerel meclisin aldığı Kerkük’ün Kuzey Irak Yönetimine (Kürdistan’a) katılması çağrıların Türk kamuoyunda yarattığı infiali örtmek, kamuoyunu Kimyasal saldırı krizi ile oyalamak. Dünya kimyasal saldırı sahnesini seyrederken, Fiilen işgal edilen Kerkük’ün yasal kılıfla bir oldu bittiye getirmek.
** “Fırat Kalkanı” operasyonu ardından siyasi ve askeri çevrelerde Türkiye hududuna yakın Suriye topraklarında inşa edilen PKK-YPG bölgelerine yönelik planlanan “Fırat Kılıcı” operasyonunu engellemek
** Ankara-Şam arasında başlayan yoğun “sessiz diplomasi” trafiğini yakinen takip eden mahfillerin bu süreç semeresini vermeden engel olmak ve çabalara gölge düşürmek. Ankara’nın Şam ile masaya oturması ve uzlaşması gerektiğine inanan ve bunun hayata geçmesi için samimi olanların çabalarına köstek olmak ve bu çabaları boşa çıkartmak.
Ana taşeron IŞİD, El-Nusra ve onlara biat eden şube örgütler özellikle İsrail’in ulvi amaçlarına müthiş hizmet etti ve etmeye devam ediyor. Kimyasal silah onların kırmızıçizgisi değil. En mahrem kırmızıçizgileri Ankara-Şam yakınlaşmasıdır. Bu yakınlaşmanın engellenmesi için kimyasal silah dahil her türlü savaş suçu işlenebilir.
Değerli Aydinlik.com.tr okurları.
Aydinlik.com.tr ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Aydinlik.com.tr bunlardan sorumlu tutulamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.