15 Temmuz’a ihanet ettiler
Türkiye, 15 Temmuz’da CIA’ya ilk kez suçüstü yaptı… Amerikan emperyalizminin planladığı kalkışma, Atatürkçü askerlerin, vatansever polislerin direnişi ile bastırıldı. Halk da sokağa inerek direnen askere ve polise moral verdi.
Ama ertesinde AKP, bu demokrasi zaferini hemen kuşattı. Askerin-polisin başarısını yok saydı. Darbenin önlenmesini, türbanlıların ve sakallı-poturlu IŞİD taslağı tiplerin başarısı gibi gösterdi.
Yetmedi… Hükümet, olağanüstü Hal ilan ederek, darbe ile ilgisi olmayan işleri de karşıdevrim biçiminde uygulamaya başladı. Örneğin Milli Eğitim politikasını akılcı ve çağdaş çizgiden çıkartıp dinci-gerici bir şekle soktular. Bilimin temellerinden evrim kuramını ders konularından çıkartıp yerine cihadı koymaları boşuna mıdır? Bu yolla, okullarımızı, özendikleri-övdükleri Orta Çağ medreselerine çevirdiler, çeviriyorlar. Böylece zihinsel kölelerden oluşan bir toplum inşa etmeyi geliştirdiler.
Bu amaca ulaşmak için de Atatürk’le ve ilkeleriyle mücadeleyi derinleştirdiler.
Ülkemiz hızla Pakistanlaşıyor…
BİRLEŞTİRMEDİ BÖLDÜ
Halbuki 15 Temmuz, partilerüstü olarak değerlendirilseydi, bütün milletin katılacağı bir demokrasi bayramı yapılabilirdi. Ama son kutlamada ne gördük:
*15 Temmuz’u parti malı haline getirdiler ve muhalefeti bastırmanın bir aracı yaptılar.
*15 temmuz üstünden müthiş bir mahalle baskısı kurdular. Olaya AKP’liler gibi bakmayanları tehdit ettiler. Bu tehdit giderek derinleşiyor.
*Camileri tamamen siyasallaştırdılar. Karşımıza yeni tip Mescid-i Dırar’lar çıkardılar. “Sâlâ” okuma icat ettiler. Günlerce sokakları, caddeleri ölüm korkusu yayan ve tehdit içeren bu seslerle doldurdular.
Bu müthiş gürültüden rahatsız olanları dinsiz/kâfir gibi gören hava yarattılar. Ve onları öldürmeyi bir görev gibi bilenleri sokaklara saldılar.
Böylece, 15 Temmuz’daki demokrasi direnişini, dinci faşistlerin Türkiye’nin sokaklarını işgal etmesinin aracına çevirdiler.
Terör sadece silahla olmaz.
Türkiye bugün, din üstünden kurgulanan AKP particiliğinin estirdiği psikolojik terörün saldırısı altındadır.
Bu yüzden üniversiteler suskun. Yazarlar istediklerini yazamıyorlar. Sivil toplum kuruluşları baskı altında… Televizyon ve gazetelerin yüzde 95’i AKP’nin safında durmak zorunda bırakıldı.
Bütün bunlar, 15 Temmuz üstünden perçinlendi.
***
15 Temmuz’u FETÖ’ye karşı parti zaferi gibi gösteren Erdoğan’ın anma gecesinde sağına soluna oturttuğu isimler, AKP’lilerde bile homurdanmalara yol açtı. Çünkü onlar, FETÖ’nün önde gelenlerinden idiler.
Böylece daha 1 yıl dolmadan 15 Temmuz’u eskittiler, değersizleştirdiler.
Eminim ki AKP gittiği zaman 15 Temmuz da gidecektir.
Yazık değil mi?
Bu milletin tümünün birleşebileceği bir değeri böyle harcamak, demokrasiye ihanet değil mi?
Buyurun 365 gün 24 saat sâlâ okutarak 15 Temmuz kutlamasına devam edin… Artık kendiniz çalıp kendiniz oynayacaksınız…
TUNCELİ’DEKİ ADAŞIMI KUTLUYORUM
CHP Tunceli İl Başkanı Ali Rıza Güder, PKK tarafından kaçırılıp şehit edildikten sonra ırmağa atılan öğretmen Nurettin Yılmaz’ın cenaze töreninde yaptığı konuşma ile yüreklerimizde derin bir iz bıraktı. Şu cümlelere bakın: “Bu işlediğiniz adi cinayetle siz bu coğrafyada sadece gencecik bir insanı değil insanlığı, vicdanı, haysiyeti, onuru da katlettiniz. Ne istiyorsunuz? Gencecik bir insanı öldürüp suya atmak neyin nesidir? Sizin ölüye de mi saygınız yoktur? (…)Munzur Dağları’nın pir ü pak suyunu bu adi cinayetle kirletmeye utanmadınız mı?”
Bu açıklama, PKK’nın zulmü altında inleyen Tunceli için bir başlangıçtır. Adaşımın sözlerini, insanlıktan nasip almış olan herkes coşkuyla alkışladı, alkışlıyor, alkışlayacak…
***
-Ah bu 50 yaş altı,
başı açık,
cariye ruhlu,
türban propagandacısı,
FETÖ’nün o cilveli kadınları yok mu!!!