25 yıl öncesinden bugünlere terör

Türkiye bugün terör örgütleri ile mücadele ediyor. Bunlar, ya PKK ve FETÖ gibi eskisinin devamı ya da eski örgütlerin (Müslüman Kardeşler’den El Kaide’ye…) yenilenmiş biçimi olan IŞİD gibi örgütler.
Bu örgütleri güçlü kılan, tümünün arkasında bir siyasi koruyucu olmasıdır. O koruyucu güç, ABD’dir. Ve ona eklenmiş olan başta İngiltere olmak üzere sömürgeci Avrupa ülkeleridir.
Sadece dış koruyucu yetmiyor. Bir de bu terör örgütlerine içeride arka çıkan siyasal örgütlenme gerekiyor. Bunu da o ülkelerin içine yerleşmiş olan NATO’cu Gladyo, daha doğrusu ile CIA yürütüyor.
CIA; diğer ülkelerdeki politikacıları, akademisyenleri, gazetecileri, sivil toplum kuruluşu görüntülü yapıları ve dinci örgütleri ele geçiriyor. Bunlar üstünden kamuoyu oluşturuyor, hatta operasyonlar yapıyor

MADIMAK-BAŞBAĞLAR

2 Temmuz 1993’te Sivas’ta göz göre göre masum insanların yakılması, bu planlamanın eseridir. Günlerce süren hazırlıktan sonra Madımak Oteli’ne yapılan saldırı ve oradaki katliam, içimizdeki Gladyo’nun eseridir. Sivas’ta, bilinci bozulmuş, din üstünden zehirlenip köleleştirilmiş gerici sürüler kullanıldı.
Hemen ertesinde 5 Temmuz’da Erzincan-Kemaliye’nin Başbağlar Köyü PKK tarafından basıldı orada da 29 masum insanımız vahşice katledildi. Sivas’ta Alevilere, Erzincan’da Sünnilere yönelik bu saldırılar pek açıktı ki Türkiye’yi mezhep üzerinden iç çatışmaya itmek isteyenlerin eseriydi.
Zaten etnik olarak bölmek için PKK 1978’de devreye sokulmuştu.
Büyük düşman belli: Amerika…
Ama o Amerika, içeride yardımcı bulamaz ise başaramıyor. Bu yüzden siyaseti mezhepçi ve etnikçi biçimde şekillendiriyor ki toplumu bölsün, çatıştırsın.

TERÖRİST AVUKATLARINA ÖDÜL

İşte AKP, bu politikanın eseridir.
İşin içine ekonomik bunalım da sokularak etnikçi ve mezhepçi AKP Türkiye’nin kaderine yön verir hale getirilmiştir.
AKP yönetimi de bunu bilmektedir. Bu yüzden de Sivas’ta insan yakan katillerin avukatlığını yapanlar, bu parti tarafından ödüllendirilmiştir. Kimisi belediye başkanı, kimisi milletvekili kimisi de bakan yapılmıştır. O teröristlerin avukatlığını yapanların şimdi bir eli yağda bir eli baldadır.
Aynı AKP, Amerika’dan aldığı emir gereği, bastırılıp dağ başlarına sürülmüş PKK’nın yeniden güçlenmesi için bu terör örgütüne “açılım” adı altında her türlü ödünü vermiştir. PKK bugün bu kadar güçlü hale gelmiş ise, bunda terör elebaşısı Öcalan’ı büyük siyasetçi hatta bilge adam gibi öven AKP’li üst tabakanın rolü çok büyüktür.

O YOLLARI CEBİNDEN YAPMADIN

Medyadan öğrendiğimize göre, Sivas’ta insan yakan katillerin avukatlığını yapanlardan birisi de şu an Gümrük ve Ticaret Bakanlığı koltuğunda oturan Bülent Tüfenkçi. Bu beyefendi, adalet yürüyüşçülerini hedef alarak “Biz bu yolları teröristler yürüsün diye yapmadık!” buyurdu.
Beyefendi! O yolları siz yapmadınız. Yaptığınız yolları da cebinizden para vererek yapmadınız. Elin beşe yaptığı yolu siz ona yaptırarak yolunuzu buldunuz. Yaptığınız her yol ve her köprü ile de İstanbul trafiğini daha da içinden çıkılmaz hale getirdiniz. Bugünkü İstanbul, sizin iktidara geldiğiniz 15 yıl önceki İstanbul’a göre çok daha yaşanmaz haldedir.
İnsan yakan teröristlerin avukatlığını yapanların, FETÖ’ye ve PKK’ya ne istedilerse verenlerin, adalet isteyen herkesi ayrım yapmadan teröristlikle suçlaması milletin aklıyla alay etmektir.
Önce siz, başta dinci teröristler olmak üzere şu teröristlerle bağlantınızı kesin, sonra başkasından isteyin.
Merak etmeyin, Y-CHP’nin tepesindekilerin PKK ve FETÖ uzantıları ile bağlantısını, adalet arayan gerçek yığınlar kırıp atacak, Kılıçdaroğlu’nu PKK siyasetçisi Ahmet Türk ile baş başa bırakacaktır.
Ama kabul edin ki adalet yürüyüşü haktır ve çok yakıcı bir ihtiyaçtır.
FETÖ bankası Bank Asya’ya para yatıranları terörist yapmanıza karşın o bankadan milyonlarca lira para çekip villa alanlara dokunmamanız, adalet ihtiyacını göstermiyor mu?