Tazminat

Tazminat hukuka aykırı bir eylem sonucunda meydana gelen maddi veya manevi zarara karşılık olarak ödenen bir bedeldir.
Bunu “Türkiye Futbol Direktörü(!)” Fatih Terimin işine son verilmesi sonucu kendisine ödenen ya da ödenecek olan tazminat için yazdım.
Dünyada başka hiçbir Milli takım antrenörüne böyle bir unvan verilmemiştir. Unvana bakınca insanın aklına, bütün takımlar sanki bu şahsın direktifleri doğrultusunda hareket ediyorlarmış şeklinde anlaşılıyor. Dünya şampiyonu Alman Milli takımını çalıştıran kişiye “Alman Milli Takım antrenörü” denir. Bir tek bizim gibi fikren ve ekonomik olarak az gelişmiş ülkeler kişilere böyle abartılı unvanlar verir.
Bu unvana bakınca sanki milli takım antrenörünün Türkiye’deki bütün futbol takımlarının teknik ve taktik olarak kendisinden direktif aldığı düşünülebilir ama tabi ki böyle bir şey yok. Nitekim Fatih Terimim işine son verilir verilmezde, bu unvan da kaldırıldı.
Niye, Türkiye’de Fatih Terimden başka o unvana layık antrenör yok mu?
Bu bütün o görev için adı geçen antrenörlere hakarettir.
Bundan sonra o göreve gelenler diğer ülkelerde olduğu gibi Milli Takım Antrenörü olarak anılacaklardır.
Ülkede yer yerinden oynuyor, yüzlerce gazeteci cezaevlerinde haksız hukuksuz şekilde tutulurken, Fatih Terimin mekan basması kadar basında yer almıyor. Varsa yoksa Terimin işine son verilmesi.
Basına yansıyan tazminat rakamlarına bakınca insanın aklına zarar verecek boyutlarda olduğu görülecektir.
Bu ülkede brüt asgari ücret 1700 neti ise 1400 liralarda iken, adamın birine hem de Euro olarak akıllara durgunluk verecek bir tazminatın ödenmesinin hiçbir mantıki ve ahlaki izahı olamaz.
Adamın son iki yılda yaşattıklarına bakınca o görevden hemen kovulması gerekirken karşılıklı anlaşmayla ve kendisine tazminat ödenerek işine son verilmesi insanın aklına başka şeyler getiriyor.Zira; tazminat haksız olarak işine son verilen kişiye ödenir.
Futbol Federasyonu Başkanına sormak lazım, sahip oldukları gazetelerin genel yayın yönetmenlerine böyle maaşlar veriyor mu? Kendi gazetelerinde şirketlerinde bir çalışan, bir başka arkadaşına silah çekerse ne olur?
Bu görevde olduğu sürece bir futbolcu hem de mili takım kapında arkadaşının odasını silahla basıyor, bir başkası kendisinin de bulunduğu uçakta bir gazeteciye saldırabiliyor.Bunlar yaşanan olumsuzlukların sadece iki tanesi.
Milli takım oyuncuları başarı prim istedi diye teşhir ediliyor, ama kendisi Euro olarak maaş ve galibiyet primi alıyor, ama futbolcular isteyince, bu milli duygudan yoksunluk gibi kamuoyuna teşhir ediliyor.
Dünkü gazetelere bakınca Galatasaray kendisiyle ilgileniyormuş. Bu haber ne kadar doğrudur bilemem ama Galatasaray gibi temeli bir ilim irfan yuvasına dayanan bir kulüp böyle bir hatayı nasıl yapıyor, böyle bir adamı nasıl göreve getirmeyi düşünebiliyor anlamak mümkün değil.
Milli takımdan kovul ve hemen sana Türkiye’nin en büyüklerinden biri sahip çıksın, bu yeni kuşaklara hiç iyi bir örnek olmayacaktır.
Bundan sonra Türk sporunda serkeşlik yapanlar, mekan basanlar ve bunu kendisi için bir hak görenler çoğalacaktır.