A+
A-
Ey Almanya Dilimizdeki düğümü çözelim!
Yayınlanma:
Güncellenme:
Bağlantıyı Kopyala
Batı'da Almanya, Rusya ve Türkiye kapıyı tutmuş. Üçü de bölgesinde ve çevresinde lider ülke. Diğerlerini etkileyebilecek, örnek oluşturacak, peşinden sürükleyebilecek üç ülke. Yalnızca siyasi değil, ekonomik ve toplumsal bakımdan da. Öteki yanda İran'dan Türk Cumhuriyetlerine, Çin, Hindistan'a, Pakistan'a kadar bir birliktelik.
Çin ve Hindistan da lider ve etkili ülkeler.
Çin yalnızca bölgesinde değil. Afrika, Latin Amerika'ya kadar uzanıyor.
Pakistan ve Hindistan kavga etmeyecek. Aynı birliktelikte olacak.
Ya Yunanistan? Avrupa'nın şımarık çocuğu. Artık çocuk olmayacak. Üretecek. Türkiye ile başkaları istedi diye kapışmayacak.
Bu coğrafyada her şey var kendi kendine yetecek. Enerji var, doğalgaz, petrol... madenler, sanayi, turizm, yetişmiş insan gücü... Dünyadaki beş önemli ilk devrimlere önderlik etmiş. Türk, Alman, Sovyet, Çin, İran... İmparatorluklar yıkmış, yepyeni devletler kurmuş, kültürel genleri zengin bir coğrafya...
“Avrasya” rastgele bir kavram değil.
Hayal değil.
Bugün müthiş bir gerçeklik.
Fena mı olur?
Fena !
Hem de çok fena!
Ben ABD olsam, ben de istemem.
KARA BELAYI DEF EDECEĞİZ
ABD'yi düşünsenize. Barzanistan'la, İsrail'le, hatta ikinci İsrail'le iş yapmaya, yoktan yok yaratmaya, Türkiye gibi bir ülkenin Kürdünü canından koparmaya çalışıyor. Irak'a çarpıyor. Suriye'yi kurcalıyor. Almanya'nın Mercedes'i, simge Volkswagen'i ile uğraşıyor. Rusya'nın, Çin'in vatandaşlarıyla Çeçeniyle, Uyguruyla iş kurmaya kalkışıyor... Çok darda kalınca Almanya'nın bile teröristi aranıp bulunuyor.
Kötülükler, yıkımlar, çatışmalar, bombalar...
Kara bela.
Def edelim gitsin!
Avrasya'da birbirimizden onu alalım, bunu satalım. Konserler yapalım. Sergiler seyredelim.
Almanya, Almanca konuşsun.
Türkiye, Türkçe.
İran, Farsça.
Çin zaten Çince konuşuyor.
Birbirimizle Amerikanca konuşmayalım.
Goethe'nin dili.
"Höchstes Glück der Erdenkinder sei nur die Persönlichkeit."
İnsanoğlunun varabileceği en büyük mutluluk kişilik sahibi olmaktır.
Şimdi kişilikli millet olmuşuz.
Milletlerimiz birbirine kaynaşmış. Üç buçuk milyon Türk'ün ikinci yurdu olmuşsunuz.
GERÇEK SEVİNÇLERİN ŞAİR KAYNAĞI
Bu ilişki yeni de değil.
Osmanlı tarihini en iyi yazanlardan biri Joseph v. Hammer. Goethe, Şemseddin Hafız'ın Divan'ını onun çevirisinden okumuş. Şimdi kitap yanımda değil, aklımda kalanı aktarıyorum. “Öyle etkilendim ki” diyor, “onun karşısında daha da yaratıcı olmalıydım...” Batı-Doğu Divanı'nı yazar.
Bir mektubunda Kuran'daki gibi dua etmek istediğini söyler, sıkıntılı kalbine ferahlık gelsin, dilindeki düğüm çözülsün herkes onu anlasın ister.
“Gerçek sevinçlerin şair kaynağı...”
Çin yalnızca bölgesinde değil. Afrika, Latin Amerika'ya kadar uzanıyor.
Pakistan ve Hindistan kavga etmeyecek. Aynı birliktelikte olacak.
Ya Yunanistan? Avrupa'nın şımarık çocuğu. Artık çocuk olmayacak. Üretecek. Türkiye ile başkaları istedi diye kapışmayacak.
Bu coğrafyada her şey var kendi kendine yetecek. Enerji var, doğalgaz, petrol... madenler, sanayi, turizm, yetişmiş insan gücü... Dünyadaki beş önemli ilk devrimlere önderlik etmiş. Türk, Alman, Sovyet, Çin, İran... İmparatorluklar yıkmış, yepyeni devletler kurmuş, kültürel genleri zengin bir coğrafya...
“Avrasya” rastgele bir kavram değil.
Hayal değil.
Bugün müthiş bir gerçeklik.
Fena mı olur?
Fena !
Hem de çok fena!
Ben ABD olsam, ben de istemem.
KARA BELAYI DEF EDECEĞİZ
ABD'yi düşünsenize. Barzanistan'la, İsrail'le, hatta ikinci İsrail'le iş yapmaya, yoktan yok yaratmaya, Türkiye gibi bir ülkenin Kürdünü canından koparmaya çalışıyor. Irak'a çarpıyor. Suriye'yi kurcalıyor. Almanya'nın Mercedes'i, simge Volkswagen'i ile uğraşıyor. Rusya'nın, Çin'in vatandaşlarıyla Çeçeniyle, Uyguruyla iş kurmaya kalkışıyor... Çok darda kalınca Almanya'nın bile teröristi aranıp bulunuyor.
Kötülükler, yıkımlar, çatışmalar, bombalar...
Kara bela.
Def edelim gitsin!
Avrasya'da birbirimizden onu alalım, bunu satalım. Konserler yapalım. Sergiler seyredelim.
Almanya, Almanca konuşsun.
Türkiye, Türkçe.
İran, Farsça.
Çin zaten Çince konuşuyor.
Birbirimizle Amerikanca konuşmayalım.
Goethe'nin dili.
"Höchstes Glück der Erdenkinder sei nur die Persönlichkeit."
İnsanoğlunun varabileceği en büyük mutluluk kişilik sahibi olmaktır.
Şimdi kişilikli millet olmuşuz.
Milletlerimiz birbirine kaynaşmış. Üç buçuk milyon Türk'ün ikinci yurdu olmuşsunuz.
GERÇEK SEVİNÇLERİN ŞAİR KAYNAĞI
Bu ilişki yeni de değil.
Osmanlı tarihini en iyi yazanlardan biri Joseph v. Hammer. Goethe, Şemseddin Hafız'ın Divan'ını onun çevirisinden okumuş. Şimdi kitap yanımda değil, aklımda kalanı aktarıyorum. “Öyle etkilendim ki” diyor, “onun karşısında daha da yaratıcı olmalıydım...” Batı-Doğu Divanı'nı yazar.
Bir mektubunda Kuran'daki gibi dua etmek istediğini söyler, sıkıntılı kalbine ferahlık gelsin, dilindeki düğüm çözülsün herkes onu anlasın ister.
“Gerçek sevinçlerin şair kaynağı...”
Hammer de bir katolik. Katolik mezarlığında yatıyor. Ancak mezar taşı İstanbul'da yapılmış. Üzerinde şöyle yazıyor:“Hüvel baki… Rahman olan Allah’ın merhametine sığınmış üç dil mütercimi müverrih Yusuf bin Hammer”.
Dediğim gibi Almancası yanımda değil, ulaşma olanağım da yok. Ama Goethe'nin şu sözlerini aktarmadan geçmeyeyim. Yanlışım varsa sonra düzeltirim.
"Kendini ve başkasını bilen/bilecektir şunu da/ayrılamaz birbirinden/doğu ve batı asla
Doğu ve batı arasında/gider gelirim anlamlar peşinde/kısacası iki dünya ikliminde/dolaşmak yaraşır en iyi bize"
Şimdi dilimin ucuna Schiller'in Neşe'si, Beethoven'in nameleri, Mozart'ın marşı geliyor da...
Geçmiş geçmiştir.
Ama bir temeldir. Üzerinde inşa edilecek.
BU NE TÜRKÇE NE ALMANCA AMERİKANCA, AMERİKANCA!
Geleceğe bakalım.
Bugün Türkiye ekonomisi darbeler alınca Almanya'nın ne yararı olacak.
Turist gitmesin.
Yatırım yapılmasın.
Onu serbest bırak, bunu tutukla. Ben Alman yargısına böyle söyleme “saygısızlığında” bulunabilir miyim?
Aynı şekilde dönüyoruz elimizde çuvaldız, kendimize.
Devletler arası eşit ilişkilere, devlet adamı söylemlerine yakışmayan sıradan mahalle kavgası kavramlarıyla, hakaratleriyle yanıtlar...
Avrasya yıkılsın!
Bu ne Türkçe ne de Almanca!
Biz vatanımızın sorumluğunu taşıyoruz. Türkçe, Atatürk Türkiyesi'nin resmi dilidir.
Atatürk döneminde yıllarca konuşulmuştur. Her alanda.
Onu konuşan laik, Cumhuriyetçi, bağımsızlık ve bütünlükten yana iktidarlar kurulacaktır. Kaçınılmazdır.
Bizim görevimizdir.
Varlık sorunumuzdur.
Kimse gölge etmesin!
İngiltere'de moda haftası. Yaratıcılık tepe yapmış! Toplum dip yapmış!
Bizden ırak olsun.