1 Eylül Barış Günü
Dün “Dünya Barış Günü” idi. Ne yazık ki barış hep geçmişte kalır.. Bugün savaş vardır ve yarın olmayacağından emin değiliz. Barışın koşullarını 1789’da Büyük Fransız Devrimi “Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik!” şiarıyla tanımlamıştı. Bu şiarın izini süren büyük Yunan şair Yannis Ritsos (1909-1990) barışın göstergelerini betimliyor:
***
Yannis Ritsos: Barış
Çocuğun gördüğü düştür barış
Ananın gördüğü düştür barış
Ağaçlar altında sevdalıların sevda sözleridir barış.
Gözlerinin içinde uçsuz bucaksız bir gülümseme elinde yemiş dolu bir zembil ve alnında ter tomurcukları -pencerede suyu soğutan testideki damlalar gibi- akşamüstü eve dönen babadır barış.
Dünyanın yüzünde yara izleri kapanırken ağaçlar diktiğimizde havan mermilerinin kazdığı çukurlara yangının kavurduğu yüreklerde ilk tomurcuklarını açarken umut ve ölüler kanlarının boşa gitmediğini bilerek yana dönüp içerlemeksizin uyuyabildiklerindedir barış.
Barış yemek kokusudur tüten akşamleyin arabanın yolda durmasının korkutmadığı kapı çalmasının dost demek olduğu ve pencereyi saat başı açmanın, renklerinin uzaktaki çanlarıyla gözlerimizin bayram etmesini sağlayan gökyüzü demek olduğu zamandır barış.
Barış bir bardak süt ve bir kitaptır uyanan çocuk önünde.
Başaklar birbirine eğilip “İşte, ışık, ışık, ışık!” dedikleri ve ufuk çemberi ışıkla dolup taştığı zamandır barış.
Hapishaneler onarılıp kitaplıklar yapıldığı zaman eşikten eşiğe bir türkü yükseldiği zaman geceleyin, cumartesi akşamları mahalle berberinden çıkan yeni traş olmuş bir işçi gibi baharda ay buluttan çıktığı zamandır barış.
Geçmiş gün yitirilmiş gün olmadığı sevinç yapraklarını akşamın içine salan bir kök ve kazanılmış bir gün, hak edilen bir uyku olduğu zaman acıyı kovmak için zamanın dört bir bucağından güneşin hemen ayakkabılarını bağladığını duyduğun zamandır barış.
Barış ışınlar demetidir yaz ovalarında iyilik alfabesidir tanın dizlerinde “Kardeşim” dediğin - “Yarın kurcağız” dediğin zaman kuracağız dediğimizi kurunca türkü söylediğimiz zamandır barış.
Ölüm yüreklerde az yer kapladığı ve güvenli parmaklarla mutluluğu gösterdiği zaman bacalar, ikindi vaktinin büyük karanfilini ozan ve proleter aynı şekilde kokladığı zamandır barış.
İnsanların sıkışan elleridir barış
dünyanın masasındaki ekmektir
gülümsemesidir annenin.
Budur yalnızca.
Başka bir şey değildir barış.
Ve toprakta derin karıklar açan sabahlar
tek bir sözcük yazarlar:
Barış. Başka bir şey değil. Barış.
Dizlerimin rayları üzerinde
buğday ve güller yüklenmiş
geleceğe doğru yol alan trendir barış.
Kardeşlerim,
barış derin derin soluk alıyor
tüm dünya bütün düşleriyle.
Verin elinizi kardeşlerim,
işte budur barış.
(Çev: İoanna Kuçuradi & Özdemir İnce)
***
Barış’a ek
Özgürlük eşitliğe eşit olduğu zamandır barış. / Kardeşlik, özgürlük ve eşitliği mayaladığı zamandır, / mahkemeler adalet dağıttığı zamandır barış. // Tomalar ve akrepler halkın üzerine yürümediği,/ gençlerin zehirli su ile sulanmadığı,/ gözlerin biber gazıyla ağlamadığı zamandır, / kırmızı giyinmiş kadınlarımız / en önde yürüdüğü zamandır barış.
Barış’a Zeyl:
29 Ağustos 2013 tarihli Aydınlık, Suriye’deki BM heyetiye görüştükten sonra “Kimyasal bomba bulgusu” olmadığını bütün dünyaya ilân etti. Dünyanın tepkisinden ürken Obama kararı Kongre’ye bıraktı; Birleşik Krallıklar (Büyük Britanya) meclisi savaşı reddetti; Fransa şaşkın durumda; Suriye’yi cezalandırmaya hevesli olarak kala kala AKP hükümeti kaldı. Tehlikeli bir durum: Barışsever dünyanın aklına bu kimyasalı savaş çığırtkanları attırdı kuşkusu gelmez mi?