1 Mart Muhasebe Günü’nün ardından
Geçtiğimiz hafta 1 Mart’ta Muhasebeciler Günü kutlaması vardı. Bu mesleği düzenleyen yasa kapsamında 125.526 SMMM, 5.000 YMM ve 18.000 stajyer ülke genelinde faaliyet göstermektedir. Gariptir, aslında dünyada Uluslararası Muhasebeciler Günü 10 Kasım’da kutlanmaktadır. Bu tarih ülkemizin toplumsal tarihine uygun düşmemektedir. O halde diğer seçeneklere yönelinmesi çok doğaldır.
13 HAZİRAN NASIL?
Muhasebe meslek mensuplarının yasal bir kimliğe ulaşmaları 13 Haziran 1989 tarihli Resmi Gazete’de 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Yasası’nın yayınlanması ile gerçekleşmiştir. Muhasebe meslek mensupları, ister büro bazlı serbest veya ister bir şirket kadrosunda bağımlı çalışsın; herhangi bir ünvanla yani muhasebeci, iç veya bağımsız denetçi konumunda çalışsın; sektörel olarak da özel kesimde veya kamu kesiminde çalışsın; uzmanlık alanı olarak finansal muhasebeci veya yönetsel maliyet muhasebecisi hatta finans uzmanı-yöneticisi olsun bu camianın içindedirler. O halde bu tarih çok uygun gözükmektedir.
İzmir SMMMO’nun 13 Haziran 2020 tarihli basın bültenindeki açıklamaya bakarsak, 12.06.2020 tarihli Danışma Meclisi’nde oy birliği ile aldıkları karara göre rüştünü ispatlamış, saygın ve bağımsız meslek örgütü, mesleğin gününü kendini anlatan, kendini tarif eden, kendine ait bir günde kutlamalıdır.
PEKİ NİYE 1 MART?
‘Muhasebeciler Günü’nün 1 Mart’ta kutlanması bu mesleği vergi işiyle özdeşleştirmek anlamına gelmektedir. Çünkü ‘Muhasebeciler Günü’, ‘Vergi Haftası’ ile iç içe geçerek onun gölgesinde kalmaktadır. Oysa işletmenin amacı tüm sosyal paydaşların (muhasebe bilgi çıktılarını kullanıcı çıkar gruplarının) çıkarlarını eşitçe gözetmek ve dengeli bir biçimde enuygunlaştırmaktır (optimize etmektir).
İşletmenin sosyal paydaşları arasında mükellef kimliği şapkası altında sermayedarlar (kâr payı veya servet artışı gözleyen özsermaye sahipleri, faiz gözleyen borç sermayesi sahipleri), ücret-maaş ve benzeri yararları gözleyen işçiler ve memurlar ile yöneticiler, toplumsal harcamaları gözleyen toplumsal kitle kuruluşları vd.’ini sayabiliriz.
Bu sosyal paydaşların her biri üretilen katma değerden pay almaktadır. Bu işin modelini anlamak için EFQM Mükemmellik Modeli’ne (kalder.org sitesinden) bakılabilir. Muhasebeci ve denetçi (ve dahi finansçı) bütün bu sosyal paydaşların gözledikleri çıkarların (ücret-maaş, kâr payı, faiz, vergi, rant vd.) dengeli bir biçimde yönetilmesi için kayıt ve raporlama, analiz-sentez ve yön gösterme işlerinden sorumludur. Maliye Bakanlığı kökenli TÜRMOB Başkanı Emre Kartaloğlu’na buradan önerimizi iletmiş olalım.
İzmir SMMMO Başkanı Şerif Yıldız şöyle diyor: ‘Muhasebe mesleği, veriye dayalı bilimsel bir mesleki faaliyettir ve vergiden daha fazla şeyi ifade etmektedir. Meslektaşlarımız ekonomimiz için çok önemli bir fonksiyon icra etmekte, ekonomik faaliyetleri finansal veriler aracılığıyla yönlendirmektedirler’.
MUHASEBECİLERİN ÖNÜNDEKİ YOL HARİTASI
Ş. Yıldız bir de şunu vurgulamış: ‘Tüm mesleklerin dönüştüğü ve dönüşeceği gerçeğinden hareketle, geleceğin malî müşaviri robotlarla çalışabilen, dijital gelişmeler uyumlu, veri analizi yapabilen, liderlik özellikleri gelişmiş, yaşam boyu öğrenmeye açık kişiler olacaktır’.
Bu bağlamda robo muhasebecilerle ilgili Muhasebeciler Enstitüsü’nün şu videosu size ilginç gelecektir. Bkz. Dipnot(1).
E. Kartaloğlu da Muhasebe Haftası dolayısıyla yayınladığı mesajın sonunda şunları vurgulamış: ‘Küresel ısınmanın ani yükselişine tanık olduğumuz Dünyamızda, karbon emisyonu, artan kirlilik ve büyüyen nüfus gibi faktörlerin etkisiyle sürdürülebilirlik kavramı gün geçtikçe daha da önem kazanmaktadır. Bu dönemde sürdürülebilirlik bilincinin ve gerekliliğinin artmasıyla birlikte, tüketim alışkanlıklarımızdan üretim süreçlerimize kadar köklü bir değişim kaçınılmaz hale gelmektedir. Malî Müşavirler bu dönüşümde üzerlerine düşen sorumluluklar gereği işletmelere ve ekonomiye güven sağlayan danışmanlar olarak sürdürülebilirlik noktasında da yol gösterici rolüne devam etmektedir’.
Şerif Yıldız’ın vurguladığı ‘dijital dönüşüm’ ile Emre Kartoğlu’nun vurguladığı ‘yeşil dönüşüm’e birlikte ikiz dönüşüm denilmekte ve iş dünyası ve siyasetçiler sık sık konuşmalarında bunu dile getirmekte ve çalışmalar yürütülmektedir. Elbette tanımlayamadığımız şeyi ölçemez, ölçemediğimizi de yönetemeyiz. Bu ikiz dönüşümün ölçümünde metrikler, endeksler ve muhasebeleştirme (karbon ayakizi muhasebesinin altını çizelim) kullanılmaktadır. Bu işlerde muhasebecilere büyük rol düşmektedir. Bkz. Dipnot (2).
Tam da bu kapsamla İzmir SMMMO tarafından düzenlenen 18.Türkiye Muhasebe Standartları Sempozyumu 03-07 Mart 2024 tarihleri arasında Kıbrıs’da yapılmaktadır. Sempozyumun bu yılki ana teması ‘Dijital Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Raporlaması’ olarak belirlenmiş. Ayrıntılı izlence için bkz. Dipnot (3).
Bu noktada, dillere pelesenk olan ‘sürdürülebilirlik’in ötesine geçilmesi ve ‘dayanıklılık (resilience)’ ve ‘süreklilik’ kavramlarına doğru yol açılmasını önemle belirtelim. Bunun için liderliklerin ‘kısayol kaptanı’ değil de ‘uzakyol kaptanı’ olması gerekir. Bu konuya sonra girelim. Bir de TÜRMOB - KGK ilişkisi, TÜRMOB – Uluslararası Bağımsız Denetim Şirketleri ilişkileri gibi çetrefilli konular var ki, onlara şu siteden bakabilirsiniz. Bkz. Dipnot (4).
SONSÖZ
Muhasebecilerin bir de vicdan muhasebesi görevleri vardır. Biri feda ederken diğeri kâr ediyorsa ona fedakârlık denmez, vahşi kapitalizm denir! Muhasebeci halkçı ekonomi için katma değerin adil dağılımına ışık tutar. Bunun yolu vicdan muhasebesidir çünkü!
(1):https://www.youtube.com/watch?v=VkPiU-ahoxQ.
(2) https://www.paynet.com.tr/blog/kobilerin-dijital-donusum-karnesi-ortaya-cikti; https://www.seckin.com.tr/kitap/kurumsal-surdurulebilirlik-ve-surdurulebilirlik-performansinin-olcumu-cagri-aksoy-hazir-s-p-233319765.
(3):https://izmo.org.tr/Haberler/Detay/20240301174100/18-Turkiye-Muhasebe-Standartlari-Sempozyumu-Programi
(4):https://www.malimusavirlerbirligi.com/