10 Ekim saldırısı ve 21. yüzyıl terörü
10 Ekim günü Ankara’da Emek Barış Demokrasi Mitingi için toplanan yurttaşlarımıza yapılan alçakça bir terör saldırısı sonucu 95 yurttaşımız yaşamını yitirdi, yüzlercesi yaralandı. Hayatını kaybeden yurttaşlarımızın ailelerine, yakınlarına ve milletimize başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar dileriz. Yurttaşlarımıza yapılan bu terör saldırısını milletçe lanetliyoruz. İki canlı bomba aracılığıyla gerçekleştirildiği anlaşılan saldırının düzenleyicilerine ilişkin kamuoyuna açıklanmış herhangi bir resmi bilgi şu anda bulunmamaktadır.
TERÖRDE TEKELLEŞMEGünümüzde terör en yaygın biçimde kullanılan siyasal araçlardan biri haline gelmiştir. 21. yüzyılın terörü, 19. ve hatta 20. yüzyılın teröründen farklıdır. Terör, artık kitlelere hükmedemeyen küçük grupların siyasal amaçlarına ulaşmada başka çare bulamadıkları için başvurdukları bir araç olmaktan çıkmıştır. Terör, mafyalaşan emperyalist sistemin elinde tekelleşmiştir. Tekelleşme, terör araçlarında çeşitlenmeyi de beraberinde getirmiştir. Terör tekellerinin elinde artık neredeyse her amaca uygun düşen bir terör örgütü çeşidi mevcuttur. Terör gruplarının kendilerine biçtiği öznel amaçlara, bu grupların kendilerini devam ettirebilmeleri ve eylemlerin tetiklenmesi için hâlâ ihtiyaç vardır. Ama olayları yönlendiren bu amaçlar değildir. Öznel amaçların farklılığı, yalnızca terör tekellerinin manevra alanını genişletmekte ve onlara operasyon esnekliği sağlamaktadır.
‘ULUSLARARASI TERÖR’“Uluslararası terör” kavramı, küreselleşmeyle birlikte ortaya çıkmıştır. Uluslararası terör, başında ABD’nin bulunduğu emperyalist sistem açısından hem tasarımlanmış bir “model düşman”, hem de bir savaş aracıdır. Ezilen-Gelişen Dünya açısından ise, emperyalist mafyanın kendisine karşı yönelttiği gerçek bir düşmandır. Obama’nın dilindeki “uluslararası terör” ile Şanghay İşbirliği Örgütü’nün birinci maddesinde karşı çıkılan uluslararası terör farklıdır. Suriye’de, ABD’nin kurmaya çalıştığı koalisyonun karşı olduğu “uluslararası terör” ile, Rusya’nın bölge ülkeleriyle birlikte savaştığı uluslararası terör farklıdır. PKK, ABD açısından Ortadoğu’daki “kara gücü”, Türkiye açısından ise bölücü bir terör örgütüdür.
ABD’NİN ÖZEL KUVVETLERİABD’nin Obama’yla birlikte ilan ettiği yeni güvenlik kavramında en seçkin yer “özel kuvvetlere” verilmekte ve bunlar tek bir komuta altında birleştirilmektedir. Obama’nın özel kuvvetleri, en başta bölgemiz olmak üzere dünyanın her yerinde terör örgütlerinin içinde ve başındadır. İsrail’in stratejisi, en başından itibaren teröre bir siyasal uygulama aracı olarak özel bir yer vermektedir. Bugün ülkemizde cirit atan terör örgütü çeşitliliği, Cumhuriyet tarihi boyunca hiç olmadığı kadar geniş bir boyuta ulaşmıştır. Her amaç için o amaca uygun düşen bir terör örgütü mevcuttur. 10 Ekim saldırısı, Türkiye’ye karşıdır. Bu saldırıyla elde edilmek istenen sonuç, önümüzdeki günlerde tetiklediği gelişmelerle bütün yurttaşlarımızın gözünde daha da açıklık kazanacaktır.
İKİ ÖNEMLİ SÜRECİN KESİŞİM NOKTASIBu saldırının zamanlaması, iki önemli sürecin kesişim noktasında yer alması nedeniyle önem taşımaktadır. Birincisi, Suriye sürecinde Rusya’nın eylemli müdahalesiyle bir dönüm noktası yaşanmaktadır. Rusya’nın attığı adım, bölge ve dünyadaki güçlerin yeniden konuşlanmasına yol açarak, ABD’nin bölgeye yönelik planlarını ve oluşturmaya çalıştığı koalisyonu zora sokmuştur. Yeniden konuşlanmada Türkiye’nin alacağı nihai tutum, belirleyici bir önem taşımaktadır. İkinci süreç ise, ülkemizde 24 Temmuz’da PKK terör örgütüne karşı başlatılmış olan vatan mücadelesidir. Bu mücadele, seçim sürecindeki Türkiye’de siyasal iklimi bütünüyle değiştirmiştir. Menfur 10 Ekim saldırısının dünyada terör tekelini elinde tutanların nezdindeki amacı, bu iki süreci de kendi lehlerine değiştirmektir.
TERÖRE KARŞI ÇÖZÜM21. yüzyılda terör basit bir asayiş sorunu olmaktan çıkmıştır. Teröre karşı ulusal güvenlik halka dayanmadan ve halkı kazanmadan sağlanamaz. Terör tekelini elinde bulunduran emperyalizme karşı gösterilen her zaaf, ülkeyi teröre açar ve halkın güvenliğini tehlikeye düşürür. Terör, terörle elde edilebilecek sonuçlar varsa gerçekleşir. Bu nedenle bir ülkedeki siyasal güçlerin emperyalizme yalnızca teslim olan değil, ikircik içeren tutumları bile, teröre davetiye çıkarır. Teröre karşı en etkili tutum, milleti seferber eden ve kurcalanmaya uygun çatlaklar içermeyen bir Türkiye cephesinin kurulmasıdır.