25 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

12 Eylül yargı eli ile meşrulaştırılıyor (TAMAMI)

Şahin Mengü

Şahin Mengü

Eski Yazar

A+ A-

12 EYLÜL YARGI ELİ İLE MEŞRULAŞTIRILIYOR


12 Eylül 2010 tarihinde 5982 Sayılı yasa ile yapılan Anayasa değişikliklerinin halk oyuna sunularak yürürlüğüne karar verilmesinden sonra aslında bir hukuk ayıbı olan geçici 15. madde yürürlükten kaldırılmıştı.
Sözü geçen maddenin yürürlükten kalkmasından sonra 12 Eylül darbesini yapanlara yargılamanın önü açıldığı ileri sürüldü.

İlk günden beri bu maddenin kaldırılmasının hiçbir şekilde 12 Eylülcüleri yargılanmalarının yolunu açmayacağın ancak böyle ayıplı bir maddenin uygar bir ülkenin Anayasasında bulunmasının bir hukuk ayıbı olduğu için kaldırılması gerektiğini savunanlardanım.


Sözü geçen madde: “12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanı oluşuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356 sayılı Kanunla kurulu Milli Güvenlik Konseyinin, bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezaî, malî veya hukukî sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.

Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görevlilerce uygulanmalarından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.” Hükmünü taşımaktaydı.


Bu hüküm maddede belirtilen kişilere bir “mutlak dokunulmazlık” hali yani “sorumsuzluk hali” yani “yargı dokunulmazlığı” söz konusudur

Kamu hukukunda, esasen suç oluşturan bir fiili, suç saymama veya ceza kovuşturması yapmama yoluna gidilebilir. Maalesef Geçici 15. madde de böyle bir uygulamadır.

Olay bir sorumsuzluk hali olduğu için, bir kısım AKP’ye yandaşlık eden hukuk ulemalarının ileri sürdüğü gibi maddenin yürürlükten kalkmasıyla ceza maddelerinin geriye doğru yürüyeceğini düşünmek en az geçici 15. maddeyi getirenlerin ayıbı kadar ağır bir ayıptır. Zira getirilen düzenleme bir geçici dokunulmazlık olmayıp, milletvekillerinin kürsü masuniyetiyle aynı nitelikte bir sorumsuzluk halidir. Yani geçici 15. madde ile Milletvekilliği sorumsuzluğu arasında bir fark yoktur. Geçici 15. maddenin kaldırılmasıyla madde kapsamında belirtilen kişilerin yargılanabileceğini düşünürsek Anayasanın 83/1 maddesinin kaldırılmasıyla milletvekilliği sona ermiş bütün milletvekillerinin geçmiş yasama dönemindeki oy ve sözlerinden ötürü yargı yolu açılabilecektir. Unutmayalım ki böyle bir hukuksuzluğu faşist 12 Eylül Cuntası bile yapmamış, milletvekillerinin parlamentodaki söz ve oylarından dolayı masun olduğunu daha ilk günlerde ilan etmiştir. Geçici 15. maddenin yer aldığı Anayasanın baskı altında hazırlandığı ve büyük bir baskıyla kabul edildiği ileri sürülürse hem bu Anayasaya yüzde doksan iki kabul oyu veren ve hem de 1983 yılından beri görev yapan parlamentoları seçen halkın iradesine saygısızlık olur. Özellikle halkın oylarıyla seçilmiş yıllardır görev yapan parlamentolar da mı baskı altındaydılar?

Halk iradesinin asıl olduğunu söyleyenler bu halkın iradesine saygı göstermek zorundadırlar

Haydi yargılayın, mahkemelerin verdiği kararları bu kararlara dayanarak asılan insanlar ne olacak, bu canlar için asıl yapılması devletin halkından özür dilemesi gerekir.

AKP nin geçici 15. maddeyi kaldırması ne kadar halkı istismara yönelik bir şovsa bugün ülke seçime giderken 12 Eylülün hayattaki iki sorumlusunu ifadeye çağırmaları da o kadar siyasi şovdur. Sadece siyasi şov olmakla kalsa güler geçerdik, ama bundan evvel önlerinde saygıyla eğildikleri 12 Eylülcüleri bir de yargı yoluyla da aklayacaklar asıl vahim olan husus budur.

[email protected]