15. Rekabet Kongresi’nin ardından

Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) tarafından periyodik olarak düzenlenen Rekabet Kongresi’nin 15’incisi Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun da desteğiyle geçen hafta yapıldı. Yapılan konuşmalarda çok önemli hususlara dikkat çekildi. Kimilerine değinerek görüşler belirtelim.

ERDEM: İKİZ DÖNÜŞÜM VE İKİZ REKABET

SEDEFED Başkanı Emine Erdem, yaptığı açılış konuşmasında çok önemli şeyleri vurguladı. Bunların içinden kimilerine bakalım. Erdem ‘kronik enflasyon nedeniyle artan maliyet nedeniyle dijital rekabet gücümüzü artıracak yatırımların yapılamadığını ve bu nedenle ikinci yüzyılda yüksek teknolojili ürün ihracatımızın yüzde 3’de kaldığını oysa ki OECD ülkeleri ortalamasının yüzde 17-18 dolaylarında olduğunu’ belirtti. Bu durumdan kurtulmanın çözümü Erdem’e göre ‘yüksek teknoloji sanayilerine ve yeşil dönüşüme öncelik veren stratejik bir sanayi politikasına sahip olmaktan geçiyor.’ Erdem bu çözümü kısaca şöyle belirtiyor: ‘Çare ikiz dönüşümde, ikiz rekabette.’

Bu arada hemen geçen hafta yayınlanan üçüncü çeyrek ekonomik büyüme istatistiklerine bakalım mı? Ekonomik büyümeye sanayinin katkısı kaç acaba? Yüzde eksi 3! İmalat sanayisinin de katkısına bakalım? O da yüzde eksi 1,60! Büyümeye en çok katkı nereden mi geliyor? Finans ve sigortadan hem de yüzde 13,40! Nas mas geçin bunları, finans kapitalin değirmenine un taşımaya devam! Lokal ve (inter)nasyonal bir ‘strategy’ ile ve Mr. Mehmet Şimşek’in ‘leadership’i ile ekonomi tıkırında yani! Zaten bugün de (4 Aralık) ‘Dünya Bankalar Günü’. Gününüz kutlu olsun bre, sırtınız yere gelmez bizim memlekette!

Erdem, bu bağlamda Kongre’de ‘yapay zeka, tedarik zinciri, yeşil enerji, kimya gibi geleceğin sektörlerine odaklanıldığını’ ifade etti.

Erdem bunları ifade etti etmesine de, SEDEFED’e gerek dijitalleşme gerek yeşil dönüşüm konusunda işletmelerimizin neler yaptığına ilişkin bir envanter çalışması ve yol haritası çıkarmak, el kitapları hazırlamak, danışmanlık yapmak yakışmaz mı? Belki şunu diyebilirler: ‘Bu konuda İstanbul Sanayi Odası (İSO) var ya’. Demek ki yetmiyor!

SÖNMEZ: KATMA DEĞER VE VERİMLİLİK

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez de önemli hususlara dikkat çekti. Sönmez ‘ülkemizin teknoloji ve verimlilik temelli ikinci yüzyılın gerektirdiği yüksek katma değerli üretimi gerçekleştirecek iyi eğitilmiş iş gücünde geriye düşmemesi gerektiğini’ ifade etti.

Sönmez bunu ifade etti etmesine de, acaba TÜRKONFED üyelerinin yüzde kaçında organizasyonel yapılanmada ‘verimlilik birimi ve verimlilik uzmanlığı kadrosu’ var? Yanılmak isterim ama yok denecek düzeydedir. Bunun için Sanayi Bakanlığı’na bağlı verimlilik ile ilgili bir birim (Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğü) bile var yahu! Kim(ler)in umurunda acep? Ciddî mesele bu!

Bir de şunu soralım: Acaba TÜRKONFED üyelerinin yüzde kaçında kâr-zarar tablosunun yanı sıra bir de ‘Katma Değer Finansal Tablosu’ hazırlanmaktadır? Yanılmak isterim ama yok denecek düzeydedir. Hadi bi yol gösterelim, şu bağlantıya bakınız (1). Ayrıca nasihat etmeyle olmaz, hadi işe koyulalım denildiğinde, el verecek danışmanlar çook, yeter ki niyet olsun, kısmet de olur.

PANELLER

Kongre’nin ‘İklim Kriziyle Mücadele ve Sürdürülebilirlik Stratejileri’ başlıklı ilk panelinde KOBİ’lerin yeşil finansmana erişimiyle, iklim değişikliğinin yerel ve küresel etkileri ele alındı. T.C. Çevre Bakanlığı temsilcisinin sunumunda etkilere yer verildi verilmesine de, keşke niye acaba hükümetin net sıfır hedefi sloganına uygun olarak 12. Kalkınma Planı’nda net sıfır hedefine yer verilmediğini tartışabilseydik. Bu panelde ‘Yeşil Yakalı Kadınlar Derneği (YEYKAD)’nin kurulduğundan haberdar olduk. Panelde FAO Türkiye Destekçisi Dilara Koçak, ‘Dünya Limit Aşım Günü’nün bu yıl 2 Ağustos’a geldiğini, o tarihten beri gelecek yıldan ödünç yediğimizi, böyle giderse 2030’da sistemin kilitleneceğini’ vurguladı.

Kongre’nin ‘Sektörlerin Geleceği’ başlıklı ikinci panelinde, Tedarik Zinciri Yönetimi Derneği Y.K. Başkanı Tuğrul Günal, ‘yaptıkları ankette işletmelerin yüzde 75’inin satın alma bölümlerinin şirketleri için stratejik öneme sahip olduğuna vurgu yaptıklarını, aynı ankette şirketlerin sadece yüzde 38’inin bu konuda stratejik olarak tanımlanmış özel süreçlere sahip olduğunu belirttiklerini’ ifade etti.

Ne yapalım, akıl tutulması. Maalesef ‘Japon üretim tarzı ve Kanban’ diye eğitimler yapıldı, yapıldı da ne oldu? Temel tabuttan doğrulup ne demişti evlatlarına: ‘Ölüyorum dedikçe inanmamıştınız baa, şimdi ne oldi?’. Keşke bu panelde bir de şu ‘tasarım sorunsalı’ konuşulsaydı. Değer zincirinin ilk halkası tasarımdır çünkü. Kaotik ekonomide ilk adımdaki hareket sonucu çok ciddi biçimde etkiler ve bu yüzde tasarım odaklı düşünce tarzına sahip olmalıyız. Birileri kopya çekmek, fasoncu olmak daha kolay mı dedi? Yanlış duydum sanırım.

Bu panelde gündeme gelen bir başka konu da enerji verimliliği idi. Konu önemlidir. Kayıp, kaçak ve israflar ile uğraşacağımıza yeni enerji üretim tesisleri yapıyor, dağıtımı özelleştirerek enerji arz güvenliğini azaltıyor ve enerjiyi pahalı hale getiriyoruz. Buna usdışılık demeliyiz, Türkilizce irrasyonalite yani! 1-https://efinancemanagement.com/financial-analysis/value-added-statements