1961 Anayasası’nda neler var?
27 Mayıs'ın yıl dönümündeyiz. Bugünkü 2. sayfamızda 27 Mayıs sürecine ışık tutan bir makale yayımladık. Ali Karşılayan’ın kaleminden. Sizinle de Anayasa tartışmaları güncel iken 1961 Anayasa’sını konuşmak isteriz.
Buyurun konuşalım
1876’dan beri Anayasa gündemimizde. 1908, 1921, 1924, 1961, 1982 ve günümüz. Bu tartışma neden bu kadar uzun sürdü?
Türk milleti devlet kurma yeteneği ve deneyimi, bilgi ve birikimi sebebiyle Anayasa yapmayı çok seviyor. Osmanlı Devleti’nin son döneminde Senedi İttifak süreci... Sonra Mithat Paşa ‘Bizim niye anayasamız yok’ diye bayrak açtı, Namık Kemallerle birlikte. 2. Abdülhamit döneminde bu konuda fırtınalar esti. 1908’de çok büyük halk ve ordu ayaklanması yaşandı Anayasa için. Sonra Atatürk liderliğindeki süreci yaşadık. 1924 Anayasası’nın temel hazırlayıcılarından biri de Ziya Gökalp idi. İlk anayasa taslağını hazırlayan Ziya Gökalp. Gökalp’in 1961 Anayasası’na da etkisi oluyor. Çünkü çift meclis istiyor. Biri millet meclisi diğeri de devlet meclisi olsun diyor. Atatürk ise bir meclis yeter fikrini savunuyor. Demokrat Parti döneminde Anayasa’yı Türkçeleştirelim gibi bir tartışma çıkıyor. Fakat tuhaftır ki tartışmaların sonunda Arapça ağırlığı arttı.
Nasıl çıktı bu tartışma?
Fuat Köprülü ve arkadaşlarının verdiği bir dilekçeyle başlamıştı. Yaşayan Dil önergesiydi ismi sanıyorum... Ama bu başlığa bakmayın, Genelkurmay Başkanı Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti oldu. Sayıştay Divanı Muhasebat oldu. Danıştay Şura-i Devlet oldu.
Ama tutmadı...
Evet. Kullanılmadı. Halk benimsemedi. Ben 1959-60'da Siyasal Bilgiler Fakültesine öğrenci oldum. Birinci sınıfta Harp Okulu ile aramız açıktı basket maçından dolayı. Harp Okulu'ndan bir dostluk günü teklif edildi. Barıştık. Türküler söylediler, şarkılar söylediler, gösteriler yaptılar sahnede. Bizim dekanımız Fehmi Yavuz’du, Harp Okulu Komutanı da Sıtkı Ulay’dı. Cemal Gürsel 27 Mayıs’tan sonra Anayasa değişikliği yapılacağını açıkladı. Bunun için bir ilim heyeti kuruldu. İstanbul Üniversitesi'nin o zamanki Rektörü Sıddık Sami Onar başkanlığında İstanbul Hukuk Fakültesi'nde bir anayasa komisyonu oluştu. Fakat o anayasa komisyonu bir türlü anayasayı hazırlayamadı. İhtilafa düştü. Sonra buradan iki hoca, Tarık Zafer Tunaya ile Recep Bey soyismini hatırlayamadım, bir kişi daha vardı. Asya Tipi Üretim kitabını yazan bir doçent de vardı.
Sencer Divitçioğlu mu?
Galiba. Bu arada bizim Siyasal Bilgiler Fakültesi; ‘Anayasa'nın bir kabahati yok. Anayasa'yı ihlal etmiş, Anayasa'ya uymamış bir hükümet varsa Anayasa'yı niye değiştiriyoruz’ diye önce bir itirazda bulundu. Örneğin Mümtaz Soysal Forum Dergisi’nde ‘Anayasa'nın suçu yok’ başlıklı bir başyazı yazdı. Tahsin Bekir Balta da bizim hocamızdı. O da ‘Anayasa ile oynayıp durmayın, her gelen iktidar anayasa değişikliği yapar’ diye uyarmıştı. Fakat bütün bu tartışmalara rağmen itiraz eden isimlerin de dahil olduğu bir Anayasa hazırlama süreci başladı. Mümtaz Soysal öncülüğünde Tahsin Bekir Balta'nın idare odasında uzun bir salon olduğu için çalışmalar orada oldu. Bölüm başkanı da o salonun başında oturur veya yan odada otururdu. Bu çalışmalar da öğrencilere açıktı. Biz öğrenciler salonu doldururduk. Bir gün o salona gittim bir tane yarbay, elinde çanta ayakta duruyor fakat durmadan söz istiyor konuşuyor tok sesle. ‘Kim bu’ dedim, ‘Tanımıyor musun’ diye şaşırdılar. Milli Birlik Komitesi Üyesi Suphi Karaman dediler. Hayran oldum konuşmasına. Her maddede söz alarak çok önemli vurgular yapardı. Sonradan Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. Muammer Aksoy, Mümtaz Soysal, Bahri Savcı gibi önemli isimlerin büyük katkısı oldu. Gençlik temsilcisi olarak da sen de tanırsın Alev Coşkun seçildi. Hacettepe Üniversitesi'nde asistandı. Kurucu Meclis kuruldu. İşçilerin, işverenlerin, partilerin, derneklerin, üniversitelerin temsilcileri tartışmalarda yer aldı. Ziya Gökalp'ın istediği devlet meclisi de Cumhuriyet Senatosu olarak yer buldu. Şimdi Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş görüşmeler yapıyor ama ortada bir anayasa taslağı yok. Var mı?
Taslağı da birlikte yapalım diyor Sayın Kurtulmuş.
İşte yapılmışı var. 1961 Anayasası gelişmiş bir Anayasa. Çoğu maddede herkesin uzlaşısı var. İtirazlar ise sınırlı. Tartışmaya bu zeminde başlanırsa nitelik artar. Süheyl Batum’un da şimdi bu Anayasa tartışmalarına katılması lazım. Nerelerde?
Galatasaray Başkan adaylığıyla meşgul oldu.
Seçilseydi oradan da katılırdı mani yok. CHP de AK Parti de HDP/DEM’le Anayasa yapma meraklısı. Batum bu konularda güzel konuşur. Sayın Numan Kurtulmuş’a öneriyorum. Madem 12 Eylül izlerini silmek istiyorsunuz o zaman etnikçi, kimlikçi, bölücü tavırlara cesaret veren bir süreç olmamalı.
1961 Anayasası'nı tartışma zemini olarak hangi maddelerden dolayı önerdiniz? Hangi yönü itibariyle 2024'te Türkiye'nin ihtiyaçlarına yanıt verecek?
Türkiye'nin en ilerici, en demokrat, en çoğulcu herkesi kucaklayan bir anayasasıdır. İşçileri kucaklıyor, toplu sözleşme grev hakkı veriyor. Memurları kucaklıyor, sendikal hakkı tanıyor. Köylüleri kucaklıyor, toprak reformu diyor. Kıt kaynakları yatırıma yönlendiriyor, üretim arttırılsın diye devlet planlama teşkilatını kuruyor. Tarım ve toprak reformu müsteşarlığını kuruyor. Yargıya tam bir bağımsızlık ve özerklik tanıyor. Onun için 1961 anayasasının üstünlüğü çoktur. Buyurun size demokrasi! Tartışmaya buradan başlayalım!