08 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul 13°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

2 bin yıl sonra yine Keravnos

Onur Belge

Onur Belge

Eski Yazar

A+ A-

Bazılarının canı kudurma derecesinde sıkıldı, ekranlardan izliyorum, yazılarını okuyorum. Aşılarını bir an önce yaptırsalar iyi olur. Neyse, latife bir yana, kişisel çıkarların insanları bu hale getirmesi çok yazık. Ama ne yapayım, olduğu gibi kabul etmek zorundayım. Lütfen onlar ve diğerleri de "bu sizler oluyorsunuz" beni böyle kabul etsinler.

Yıllar önce Doğan Grubu'nda çalışırken ilk "Saint Keravnos'a bin yıllık mektup" yazısını yazmıştım. Ben efsane ve mitolojiye gönderme yapıp "Aziz Yıldırım" empatisi yapmıştım. Ne bileyim işlerin bu duruma geleceğini, ama Allah mı söyletti nedir... Bu yıl da Aydınlık'ta Adıyaman'a gittiğimde, oradaki sevgili dostların verdiği duygularla bir "Saint Keravnos" yazısı daha yazdım.

Şimdi daha iyi anlıyorum ki, Allah'ın hakkı 3 değil sonsuzdur. Sayın Başkan Aziz Yıldırım 2 bin yıl sonra seçim yapılsa belli ki yine kazanacak. Gazeteleri, televizyonları tarayın. Atamayla iş başına gelmişler ne onu, ne de bu satırların yazarı olan beni yani seçilmişleri anlayamazlar. Çıkar örgütünü kuranlar bizleri değil, onları yaygın medyaya oturtanlardır. Zira o günkü sayfaları açarsanız göreceksiniz ki hemen hemen aynı tipler, benim Spor Yazarları başkanlığımda bile benzer davranışlarda bulunmuşlardı.

Şimdi bakıyorum, Aziz Başkan seçildiği gün yine ayak oyunlarını başlattılar. FIFA mifa, devam arkadaşlar. Çamur atın izi kalsın, bir ara nasıl olsa salladığınız iftiralardan biri denk gelir. Öyle ya, durmuş saat bile günde iki kez doğruyu gösterir demişler. Ama bu Fenerbahçe kongresi

saati başkalarının

saatine benzemez, yalnız kendine göre çalışır, bilgilerinize.

Sıra yine Fenerbahçe tribünlerinde

Kongrede olmadı, dışarıda olacak elbet. Bir kaç deneme yapıldı. Galatasaray maçında daha büyük bir hazırlık var. Aynen Beşiktaş'ın başına gelenler gibi Şükrü Saracoğlu tribünlerini de aşağı indirme organizasyonları kulağıma geliyor. İnşallah söylentidir, ama bir kaç maçtır gördüklerim bana tersini söylüyor.

Fazla konuşmaya, ya da yazmaya gerek yok. Aklı başında olanlar, provakasyona izin vermeyin. Futbol takımı iyi giderken, taş koymaya çalışanların ekmeğine yağ sürmeyin. Onlar ne yaparsa yapsın haklıdırlar bilirsiniz. Siz ahlak bile isteseniz haksız duruma düşersiniz. O nedenle tribünlerde çok dikkatli olmak, taşkınlık yapanları kontrol etmek gerekir. Yahu, bana anlatsanıza, eğer Aziz Yıldırım başkanlıktan giderse UEFA cezayı bir yıla indirecek ne demek? Eğer öyle olursa bu uygulamada ahlaksız kim olacak? Tüh, tüh, tüh.

Hepatit ve Spor

Biliyorum, başlığı okuyanlar " N'oluyo, hukukçuluktan sonra şimdi de doktorluğa mı başladı" diye düşünecekler. Öyle ya 3 Temmuz 2011'den bu yana okumadığımız hukuk kitabı, danışmadığımız hukukçu kalmadı desek yeridir. Yok, bu kez öyle değil. Sayın Dr. Hilal Ünalmış Duda bana ulaştı. İstanbul Üniversitesi Sosyal sorumluluk Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin Hepatitle Yaşam Hasta Ve Yakınları Toplumsal Bilgilendirme, Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği tarafından 7 Kasım'da başlayacak ve 3 gün sürecek, '1. Sosyal Yönleriyle Hepatit Sempozyumu'na davet etti. 8 Kasım'daki 'Spor ve Hapatit' konulu oturuma başkanlık etmemi önerdi. Görev addettim ve kabul ettim.

Bizim oturum saat 13.30'da başlayıp, 15.00'a dek sürecek. Konuşmacılar ise Türk Karaciğer Vakfı Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çakaloğlu, İ.Ü. Beden Eğitimi ve Spor Y.O. Müdürü Prof. Dr. Bülent Bayraktar ve değerli spor yazarı ağabeyimiz Turgay Renklikurt.

Bizler yok 3 Temmuz, yok şike, UEFA kupamızı ver, Aziz Yıldırım'ı nasıl indiririz falan gibi ülkenin bir numaralı(!) sorunları ile ilgileniyoruz. Bakın onlar nelerle ilgileniyor! Ne diyelim, değerli insanlar iyi ki varsınız, bizim için bizi aydınlatıyorsunuz, aldırmıyoruz, ama hiç bıkmıyorsunuz değil mi? Ne diyelim, teşekkürler, elimizden geleni yapacağız.

Karabıyık ve "Usülsüz" teklif

Hatırlayanlar olacaktır, bir süre önce bu köşede bir önceki Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık ve Bakan Suat Kılıç ile ilgili olarak "Usulsüz teklif" diye bir yazı yazmıştım. Aslında ben başlığı başka türlü atacaktım da yasal açıdan suçlu duruma düşerim diye çekinmiştim. Her neyse, konu o değil, Sevgili Karabıyık o eşsiz nezaketi ve titizliğiyle beklediğim yanıtını gönderdi. Affına sığınarak ve özünü bozmadan biraz kısaltarak okurlarımın bilgilerine sunuyorum. Vild kart meselesi hakkındaki açıklamalarını da konuyu uzatmamak ve kendi bakımından haklı olduğunu belirterek geçiştiriyorum.

"Sayın Belge,

31 Ekim 2013 tarihli Aydınlık Gazetesi'ndeki köşe yazınızın birinci paragrafının son cümlesinde yer verdiğiniz benimle ilgili güzel ifadeleriniz için teşekkür ediyorum.

Yüz yüze görüşme imkanını çok kısa sürelerle bulabilmiş olmamıza rağmen benim de size yönelik benzer duygulara sahip olduğumu bilmenizi ve yazdıklarımı bir cevap hakkı kullanma arzusu değil dostça bir bilgilendirme olarak değerlendirmenizi istiraham ederim.

Geçen yıl 2 Ekim'de yapılan federasyon genel kurulundan sonra bir yıl sessiz kaldım; televizyon ve gazetelerden gelen röportaj taleplerini geri çevirdim. Yazınızda sözü geçen program Sports TV'de yayınlandı. Bu programa, izlendiğinde çok daha iyi algılanacağı üzere, beni ilgilendiren iddia ve ithamları cevaplamak, bir başka deyişle meşru müdafaa hakkımı kullanmak amacıyla katıldım. Ancak konu iradem dışında yazınızda yer verdiğiniz noktaya taşındı.

Sizin okuduğunuz Ekonomik Ayrıntı adlı site, programın yayınından haftalar sonra, o programada sorulan sorulara verdiğim cevapların bir bölümünü yayınlayan Doğan Haber Ajansından alınmış olmalı.

Sevgi, saygı ve dostlukla..."

Uygar bir insan olmak böyle bir şey herhalde. Teşekkürler Sayın Karabıyık.

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları