22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

2019: Atatürk Yılı

Semih Koray

Semih Koray

Gazete Yazarı

A+ A-

Umutsuzluk, insanı tüketir. İnsanoğlu, umudu tazelemenin ve kendini yenilemenin yolu olarak hep yeni başlangıç vesileleri icat etmiştir. Kuzey yarıkürede yeni yıl, karanlığın dibe vurup, aydınlığın yeniden güç kazanmaya başlamasının simgesidir. Karanlığın güçlerini yatıştırmaya çalışmak da, kuşkusuz insani bir yönelimdir. Ama insanlığı ilerleten güç, hep aydınlık bir geleceği kurma istencinden kaynaklanmıştır, yoksa karanlığın etkisini azaltmaya çabalamaktan değil. Kimi kültürler, en koyu karanlığın aşılmasını ihtiyatla karşılamış, yeni yılı başlatmak için aydınlığın karanlığa denk bir güce kavuşmasını beklemişlerdir.

Büyük Ortadoğu Projesi’nin akıbeti

Yeni binyıl, Amerika’nın karanlık Büyük Ortadoğu Projesi’nin uygulamaya konmasıyla başladı. ABD, envanterlere göre emsalsiz bir silah gücüne sahip olmasına karşın kısa sürede başarısızlığa uğradı ve kapitalist sistem tarihteki en büyük ve derin krizlerinden biriyle karşı karşıya kaldı. Amerika, emperyalizmden değil, ama Büyük Ortadoğu Projesi’nden vazgeçmek zorunda kalmıştır. Kendi gerileyişini yavaşlatmak ve “hâlâ dünyadaki en büyük balina” olma konumunu korumaya çalışmak, ABD’nin gündeminin birinci maddesi haline gelmiştir.

Zihinlerde yaşamaya devam eden bir proje

Günümüzde ABD’nin Suriye’den çekilme kararının yol açtığı tepkiler de, değişik kültürlerin “yeni yıla karşı konuşlanmalarına” benzer bir yelpazeyi kapsamaktadır. Amerika’nın terk ettiği Büyük Ortadoğu Projesi, “karanlığın yenilmezliğine inananların” zihninde yaşamaya devam etmektedir. Onlar, ABD’nin attığı her adımda bir “başarı hikmeti” aramaktadırlar. Onlara göre Amerika’nın Suriye’den çekilme kararı da, ancak “çekilme” karşılığında daha büyük bir getiri elde etmiş olmasıyla açıklanabilir. O zaman bu yaklaşımın “Türkiye Programı”na olan izdüşümü, bu programı “ABD’nin ne yapıp, edip kazanacağı” varsayımıyla uyumlu hale getirmek ya da olsa olsa “Amerika’yı yatıştırmaya” çalışmak haline gelmektedir.

Milli uyanış

Öte yandan ülkemizin önünde çetin sorunların bulunduğuna kuşku yoktur. Bu sorunların üstesinden gelmenin yolu, ülkenin devleti ve milletiyle topyekûn birliğini sağlamaktan geçmektedir. Başarıya güven bu birliğin harcı, umutsuzluk ise bu birliği baltalamaya hizmet eden toplumsal bir zehirdir. Büyük Ortadoğu Projesi, Batı Asya ve Kuzey Afrika’daki milli devletleri yıkma ve milletleri dağıtma girişimiydi. Bu projenin tetiklediği süreç, Ezilen Dünya’nın toplumsal ilerlemenin temel gücü olarak “millet”i, onun örgütlenmiş hali olarak da “milli devlet”i yeniden ve daha derinden keşfetmesi olmuştur. Soros’un “yevmiyeli mitingçileri” yerlerini kısa sürede mücadele sahnesine çıkan milletlere bırakmıştır. Bu sürecin etkisi emperyalist dünyayı bile kapsama alanı içine almış, ABD gerileyişini frenlemenin yolu olarak “Önce Amerika” sloganına sarılmıştır.

Atatürk Yılı

Ülkemiz, bu süreç içinde milli uyanışın en etkili olduğu ülkeler arasında yer almıştır. Bu uyanışın temelinde Atatürk Devrimi’nin millet içinde güçlü kökler salmış olan “bağımsız ve başı dik bir coğrafya özlemi” yatmaktadır. Ülkemizde yola emperyalizm doğrultusunda Atatürk karşıtlığıyla yola çıkanları bile hizaya getiren, Atatürk’ün milletin dokusuyla ayrılmaz biçimde bütünleşmiş olan bağımsızlık ruhudur. Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı nesnel zorunluluklar doğrultusunda yeniden emperyalizme karşı Avrasya’ya yönelmesinin itici gücünü sağlayan, Atatürk Devrimi’nin millet içinde yaşayan birikimidir.

ABD emperyalizminin bölgemizdeki yenilgisi artık çıplak gözle görülür hale gelmiştir. Bu süreç, ülkemizin yeniden Atatürk Devrimi yoluna girmesini nesnel bir zorunluluk olarak dayattığı gibi, aynı zamanda acil bir ihtiyaç haline getirmektedir. 2019, yüz yıl öncesinin 1919’u gibi bir Atatürk Yılı olacaktır.

Yeni yılınız kutlu olsun.