29 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

30 Ağustos 1922 ve bugün -(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

Büyük Taarruz’un üzerinden 91 yıl geçmiş. Çocuklar gibi sevinmemiz, bir kez daha o kahramanlık destanının kutlanması, stadyumlarda askerimizin göğüslerini kabartarak geçit yapmaları gerekmez mi?

Sakın kızılmasın! Bu bir karşı devrimdir. Atlantik ötesinde planlanmış senaryonun amacı, önce TSK’yı, sonra Cumhuriyetin kazanımlarını toplum hafızasından silmektir. Yeni bir devrime dek yaşayabilirsek, kim bilir daha nelere tanık olacağız.

Hiç kuşkum yok ki Türk halkı yurdun her yerinde, ellerinde Atatürk posterleri ve Cumhuriyetin simgesi şanlı bayraklarla bayramlarını kutlayacak, Anıtkabir’e doluşacak ve ona saygılarını sunacak.

TSK’nın subayları da başlarında komutanlarıyla, varsın topuk vurarak senaryoya boyun eğsinler. Bu ulusun bağrından çıkan ordu melül ve mahsun, kapalı kapılar ardında, halktan uzakta, ulusun yarattığı zaferi kutlayıversinler.

O büyük ve yanılmaz tarih, bakalım içeridekileri nasıl, dışarıdaki apoletlileri nasıl yazacak?

Bayrak gençlerde

Gençliğimizi tükettiğimiz bu yürüyüşte, sizlere 91 yıl sonra biraz hüzünlü bir yazı yazmasaydım diyeceğim, ama yazan mı var ki? Geriden gelen Türk gençliğinin güvenli ellerinde yaşadığımız bunalımlı günleri yazmak da bir görev olmalı. O halde sizlere o bayrağı bırakalım. Hani o yüce komutanın emanet etmeye layık gördüğü “Türk istikbalinin evlatları”na...

28 Mayıs akşamı Çankaya Köşkü’nde tanıdığım, ölene dek de saygıyla anacağım Milli Birlik Komutesi üyesi Suphi Karaman ağabeyimin oğlu Suay Karaman da bu gençlerde biri. O bir Çılgın Türk ve çıkardığı “İlk Kurşun” gazetesinde, yaşadığımız “bunalımlı günleri” adeta bir belgesel gibi yazıya dökmüş.

İşte o yazıdan birkaç satır:

“Başbakan Tayyip Erdoğan, Mısır’daki darbenin arkasında İsrail olduğunu ve ellerinde belge bulunduğunu söyledi. Bu haber, Anadolu Ajansı başta olmak üzere tüm basın yayın organları tarafından kullanıldı. Ancak dış ülkelerden gelen tepkiler üzerine, Anadolu Ajansı haberini, gece yarısından hemen sonra iptal etti.

“Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Ahmed el Mussalamani Başbakan Erdoğan’ı kastederek ‘Mısır’ın Batılı bir ajandan vatanseverlik dersi almaya ihtiyacı yok’ dedi. Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, ‘Erdoğan’ın sözleri saldırgan, delilsiz ve yanlış’ değerlendirmesinde bulundu. ABD Dışişleri Sözcü Yardımcısı Marie Harf de, ‘Bu sözleri şiddetle kınıyoruz. Mısır’daki olayların arkasında İsrail’in olduğunu öne sürmek nahoş, ispatlanmamış ve yanlış bir tutumdur’ diye karşılık verdi.

“İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yigal Palmor, ‘Bu, üzerine yorum yapmaya değmeyecek o açıklamalardan biri daha’ dedi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun bir danışmanı Reuters Ajansı’na yaptığı açıklamada, Erdoğan’ın sözlerini ‘saçmalık’ olarak yorumladı. İsrail’in eski Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman ise Erdoğan’ı, Nazilerin propaganda şefi Josef Goebbels’e benzetti. 2004 yılında cesaret ödülünü Erdoğan’a veren ABD Yahudi lobisinin başı Abraham Foksman, demagojik ve tehlikeli olan sözlerini geri alması için Erdoğan’a çağrı yaptı.

“Gelen bu tepkiler için Erdoğan, ‘Ben İsrail diyorum, ses Beyaz Saray’dan geliyor’ diyerek, şaşırmış bir ifade kullanmaktadır.”

91 yıl sonra

30 Ağustos Zaferi ile bu yazının ne ilgisi var demeyin. Öyle var ki Suriye’ye saldırı için koalisyon tekliflerinin yağdığı şu günlerde. 91 yıl önce dünyaya diz çöktüren bu ulusun başbakanına karşı alınan tavır... Türkiye Devleti ve onun ata yadigârı dış politika ilkeleri bu hale sokulmasaydı, devletin başı böyle eğik ve Türkiye bu denli yalnızlığa itilmiş olur muydu?