01 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

32. kattan düşen toplum

Tuna Kiremitçi

Tuna Kiremitçi

Eski Yazar

A+ A-

İstanbul Tabipler Odası 15 Mayıs'ta feryat-figan uyarıyor: Yarın bu inşaatlarda işçi kardeşlerimiz kaybedeceğiz.

Tabii ki önlem falan alınmıyor: Ne de olsa insan hayatının önemini tabiplerden öğrenecek değiliz.

Nihayet eski Ali Sami Yen Stadı'nın yerine yapılan gökdelen inşaatının 32. katından çakılan asansörde 10 işçi can veriyor. Hadi geçmiş olsun.

Zaten milletçe halimiz 32. kattan düşen ve geçtiği her katta kendi kendine "Buraya kadar her şey yolunda!" diyen adamınkine benziyor.

Avrupa'da en çok gökdelene sahip ülke Türkiye, 141 gökdelenle... İkinci sırada 116 gökdelenli Rusya. Almanya'nın ise 68 tanecik gökdeleni var. Pöh!

Doğrusu iftihar ediyor insan. Göğü delmeyi en çok biz başarmışız. "Dünya gücü" dediğin böyle olur!

Yolunuz Maslak civarına düşünce merak ediyorsunuz: Yoksa bu görünen "New İstanbul" mudur? "Yeni Türkiye"nin incisi?

Sonra da akla o gökdelenleri yapan işçiler geliyor tabii. O plazaların kapısından asla giremeyecek olanlar.

O işçilere New İstanbul ya da Yeni Türkiye içinde yer var mıdır? Yoksa dışında mı kalacaklardır yine yaptıkları binanın?

Biz düşüneduralım, Çarşı taraftar grubu liderleri hakkında "darbecilik" suçundan dava açıldı.

Sebep? Gezi eylemleri sırasında ön plana çıkmış olmaları. İktidarı çeşitli şekillerde protesto etmeleri.

Eski Türkiye'de "darbeci" olmak için meclise tank sürmek gerekiyordu. Yeni Türkiye'de iktidarı protesto etmek yeterli. Yaşasın ileri demokrasi!

Oysa Çarşı'nın darbecilik yapmaya zamanı yoktu ki. Çok daha önemli işlerle meşguldü onlar.

Galatasaray taraftarı lösemi hastası bir çocuk için kampanya yapıyorlardı mesela. Ona uygun ilik bulunabilsin diye.

Türk Kızılayı Beşiktaş Şubesi'yle beraber doğudaki köy okullarına yardım kampanyası düzenliyorlardı.

Gezi eylemleri sırasında Çarşı'nın soğukkanlılığı ve inzibatlığı olmasaydı iş nerelere varırdı, Allah bilir!

Yardımseverlik, vefa, maneviyat... Günümüzde demode sayılan şeyler ama çarşıda hâlâ yaşıyorlar işte!

Belli ki iktidar Gezi eylemlerine bir sorumlu arıyor, ibret olsun diye cezalandırmak için.

O zaman uzaklara bakmasına gerek yok. Gezi'nin sorumlusu meclisteki tüm partiler.

Onlar hallerinden bu kadar memnun, al gülüm-ver gülüm havasında olmasalardı halk sokağa inmeyecekti.

Tıpkı eğer işçilerin can güvenliğine değer verilmiş olsaydı o asansörün 32. kattan düşmeyeceği gibi.

Toplum da asansör misali hızla yere yaklaşmakta işte. Geçtiğimiz her katta kendi kendimize tekrarlıyoruz: "Buraya kadar her şey yolunda... Buraya kadar her şey yolunda..."

Çarşı grubuysa meydanda durmuş kaygıyla izliyor bizi. Yardıma koşmaya hazırlar, belki ellerinden bir şey gelir diye.

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları