08 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

45²

Cem Zeren

Cem Zeren

Gazete Yazarı

A+ A-

2025’in ilk haftası sona erdi, bile. 2025’ten önce 1936’da bir sayının karesini yaşamıştık, 89 yıl önce. Bir sonraki kare yıl, 91 yıl sonra. Zamanla kare yıllar arasındaki süre de uzuyor. Normal bir insan hayatında, sadece bir kare yıl yaşanması beklenir. Bizim ömrümüzün kare yılı da, bu yıl. 45’in karesinde, tüm mutluluk ve başarıları karesiyle yaşayalım…

NEREDE ESKİ YILBAŞILAR

Eski yılbaşı gecelerinde, televizyon ekranları ünlüler geçidine dönerdi. TRT, bir başka hazırlanırdı, o yılbaşı gecelerine. Bu sene, neredeyse tüm televizyon kanalları; yıl boyu yayımladıkları yarışma programları ile yılbaşı gecesini geçiştirdiler. Halbuki yılbaşı geceleri, sanata ve sanatçıya verilen değeri göstermek için bir şanstır. Özel geceleri özel yapacak sanatçıları vardır; ülkemizin. Bu açıdan bakınca; özellikle eski yılbaşı gecelerinden seçilmiş bölümleri ile; 31 Aralık’ın en eğlenceli kanalı bence Ulusal Kanal idi. Ulusal Kanal Yılbaşı Yemeği’ni ve Ekrem Ataer’in eski yılbaşlarından seçtiklerini izlemek keyifli idi.

MÜZİĞE KATKI VERENLERİ YAŞARKEN ANALIM

Son 5 yıl içerisinde kaybettiğimiz Timur Selçuk, İlhan İrem ve Ayla Algan keşke hayatta olsaydı da yılbaşı gecesinde görseydik. Ya da onlar hayattayken çekilen son bir sohbeti dinleyebilseydik. Ya da öncesinde kaybettiğimiz Cem Karaca, Barış Manço ya da Esin Afşar’ı… 28 Aralık’ta Modern Folk Üçlüsü’nden Selami Karaibrahimgil’in vefat haberini aldık. Türk Halk Müziği ve Klasik Türk Müziği’ni seslendirerek bizim neslimize sevdiren Modern Folk Üçlüsü’nün müziğimize katkıları çok özeldir. Nükhet Duru ile Örovizyon’a gitmesi Ulusal Final’de engellenen üçlü, 3 yıl sonra Ayşegül Aldinç ile ülkemizi temsil etmişti. 30 Aralık’ta da Gönül Akkor hayata gözlerini yumdu. Zeki Müren ve Adnan Şenses’ten de dinlediğimiz “Dost Bildiklerim” 45’liği, Gönül Akkor’u tanıdığım 45’likti. Türk Pop Müziği başta olmak üzere; Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği’nin efsane isimlerini evlerinde yalnızlığa terk etmek müzik tarihimize saygısızlıktır. Mustafa Sağyaşar 91’nde, Alpay 90’ında, Gönül Yazar 88’inde, Lale Belkıs 86’sında, Özdemir Erdoğan 84’ünde, Selçuk Alagöz 80’inde, Emel Sayın ve Ahmet Kurtaran 79’unda, Cahit Berkay ve Ajda Pekkan 78’inde, Ali Kocatepe, Erol Evgin, Hümeyra, Füsun Önal, Kamuran Akkor ve Neco 77’sinde, Rana Alagöz ve Nil Burak 76’sında, Bülent Ortaçgil ve Ali Rıza Binboğa 74’ünde, Seyyal Taner 72’sinde, İskender Doğan 71’inde, Sezen Aksu, Nükhet Duru ve Atilla Atasoy 70’inde, Nur Yoldaş, Yeşim ve Melike Demirağ 68’inde, Zerrin Özer 67’sinde, Yeliz 66’sında. İsmini atladıklarım beni bağışlasın. Bu ve daha nice müziğimizin bugüne gelmesinde payı olanları neden stüdyolarınıza almazsınız, neden özellikle yılbaşı gibi özel gecelerde bu şarkıcılarımıza sahne vermezsiniz?

Tıpkı sporcularımızı sahalardan ve salonlardan ayrıldıktan sonra unutulmuşluğa bıraktığımız gibi; şarkıcılarımızı ve sanatçılarımızı da unutuveriyoruz. Kapitalist kültürün kısa ömürlü şarkılar ürettirdiği ve birkaç haftada harcayıp tükettiği günümüz şarkıları ve şarkıcıları ile ancak günlük programlar yaparsınız. Bakın; 70’lerin ve 80’lerin yılbaşı programlarını; Ulusal Kanal’da 2025’e girerken zevkle izledik. Çünkü 70’lerde kapitalist tüketim kültürü sarıp sarmalamamıştı bizi, henüz.

FRANSIZ TELEVİZYONUNDA YILBAŞI

Türkiye’de yeni yıla girdikten sonra; Yılbaşı geceleri France 2’de Champs-Élysées’deki konserleri izlerim. Günümüz şarkıcılarından daha çok eski şarkıcılar ve şarkılar anılır. 2025’e geçtiğimiz yıllarda vefat eden France Gall’ın “Résiste” isimli şarkısıyla girdiler. “Diren ki varolduğunu kanıtla!” sözlerinin geçtiği çarpıcı bir şarkıdır. Hayatta olmayan Yves Montand’ın Edith Piaf’ın, Charles Aznavour’un, Joe Dassin’in, Jacques Brel’in şarkılarına Zafer Takı’ndan Concorde Meydanı’na kadar binlerce kişi eşlik eder, her yılbaşında. Concorde Meydanı, ya da Nazım’ın deyişiyle Konkord’a Attila İlhan’ın Kaptan şirinde rastlarız; Nazımsa Saman Sarısı’nda Abidin Dino ile karşılaşır Konkord’da.

ARABESKİN ACI GÜNÜ

Geçtiğimiz hafta; Selami Karaibrahimgil ve Gönül Akkor ile beraber Ferdi Tayfur da vefat etti. Kimse, hakketmeden Ferdi Tayfur olmaz, itirazım yok; ama Selami Karaibrahimgil’den iki satır bahsetmeyen medyamızın Ferdi Tayfur’u ilahlaştırmasına üzüldüm. Türk Müziğine katkılarını sıralasam; Modern Folk Üçlüsü’nün kurucusunun yeri çok daha ayrıdır. Arap ve Hint müziğinden aşırma şarkılarla ortaya çıkmış Arabesk müziğini; Flamenko’nun, Fado’nun, Tango’nun, Rebetiko’nun alternatifi gibi gösterme gayretini okuyorum; sanki Arabesk ezilenlerin direnişinin ezgisi.

Arabesk; ezilen sınıflara mücadele için umut veren değil, ezilmişliği kabul ettiren müziktir. 60 ve 80’lerde gençler devrim için mücadele ederken; köyden şehre göçen işçi ve çiftçi sınıfını bu devrim mücadelesinin içine girmesini engelleyen müziktir. Milyonlarca kaset ve yüzlerce film; hangi bütçe ile piyasaya sürülebilir? Emperyalizmin gereksinimi olan lümpen sınıfın oluşumuna katkısı olan bu müzik türü, dinleyicisinin eline kalem yerine jilet almayı teşvik etmiştir. Nitekim; 12 Eylül 1980 devrimcilerin üzerinden geçince ve toplum Özal ile Batı Emperyalizmini kabul edince; ortada arabesk diye bir şey de kalmadı. Arabesk, emperyalizmin kendine verdiği görevi tamamladı. Bizde milyonların acısını dillendirenler milyonların sahibi olur, gayrimenkul zengini olur; Şili’de ezilenlerin şarkısını söyleyen Victor Jara işkenceden ölene dek şarkısını söylemeye devam eder.

ÖROVİZYON’A ALTERNATİF ŞARKI FESTİVALİ

Sporda olduğu gibi müzikte de emperyalizme direnen ülkeler bir araya gelmeli ve Batı’nın LGBT propagandasına dönüşen Örovizyon Şarkı Yarışması’na alternatif bir müzik festivalini organize etmeli. Böyle bir organizasyon için; Ulusal Kanal, Aydınlık ve Vatan Partisi’nin içinde bulunan müzik insanlarının bilgisi ve Ulusal Kanal’ın yurt dışındaki ilişkileri yeterlidir. Ne yazık ki, 2024’te ülkemizde düzenlenen Asya Yayın Birliği Festivali, organizatörü TRT tarafından yeterli olarak tanıtılmadı ve festivale katılan 11 Asya ülkesinin birliği vurgulanamadı. 13 senedir Örovizyon Şarkı Yarışması'na katılmamamıza rağmen “Youtube Eurovision Song Contest” sayfasında 2024'ün Aralık ayında en fazla izlenen 20 performanstan 3'ü, 10 performanstan 2'si Türk temsilcilere ait. 4 senedir Rusya Örovizyon Şarkı Yarışması'na katılmazken, ilk 4 performanstan biri Rusya'dan. 2024'te Hollanda'yı temsil eden Avrupa Birliği karşıtı Europapa'yı EBU finalden atsa da şarkının hem resmi klibi hem yarıfinal performansı ilk 5'te... Kısaca, onca LGBTi propagandası dolu şarkı olmasına rağmen; Avrupalı izleyicinin tercihi belli; Avrupa da Türk ve Rus şarkıları dinliyor, Avrupa Birliği'ne karşı çıkıyor... Bir de Türkiye, Rusya, Belarus, Macaristan, Sırbistan, İran, Çin, Pakistan, Endonezya, Vietnam, Yemen, Filistin, Lübnan, Kuzey Kore, Küba, Venezuela, Brezilya, Guatemala, Güey Afrika, Cezayir, Mali gibi ülkeler bir araya gelip bir festival düzenlese; müzik ile kurulan bu zengin dostluk başka bir dünyanın gücünü gösterecektir.

2025’İN SPOR OLAYLARI

2025’de spor dolu günler geçireceğiz. 13 Ocak’ta Kış Üniversite Oyunları, 9 Şubat’ta Avrupa Kış Gençlik Oyunları, 2 Temmuz’da Avrupa Yaz Gençlik Oyunları, 16 Temmuz’da Yaz Üniversite Oyunları, 7 Ağustos’ta Dünya Oyunları ve 15 Kasım’da İşitme Engellileri Oyunları başlayacak. Özellikle Çin’de düzenlenecek Dünya Oyunları’nın yayın hakları için Ulusal Kanal’ın istekli olmasını dilerim. Futbolda Dünya Kulüpler Şampiyonası, yaza farklı bir heyecan katacak. Voleybolda kadın ve erkek takımlarımız hem Milletler Ligi’nde, hem alt yaş ve büyükler kategorilerinde dünya şampiyonalarında mücadele edecek. Rusya’da düzenlenmesi planlanan Dünya Dostluk Oyunları’na da mutlaka ülke olarak katılmamız gerekir.

2024’ÜN BİREYSEL BAŞARILARI

2024’te başarıları ile bizi gururlandıran bireysel sporcularımızı 2025’te de takip edeceğiz. Tekrar Superbike Dünya Şampiyonu olan Toprak Razgatlıoğlu; havuzlarda tüm dünyanın dikkatini çeken Kuzey Tunçelli ve Emre Sakçı ve para-yüzmede Umut Ünlü; sırıkla atlamada Ersu Şaşma ve üç adım atlamada Tuğba Danışmaz; kortlarda Zeynep Sönmez; ringerde Esra Yıldız, Buse Naz Çakıroğlu, Hatice Akbaş ve Busenaz Sürmeneli; tatamide Nafia Kuş; pentatlonda İlke Özyüksel; minderde Buse Tosun ve poligonda Yusuf Dikeç özellikle takip edeceğimiz sporcularımız olacak.

Hayatımızın belki de yaşayacağımız tek kare yılında; spor ve sanatta başarılarımızın logaritmik artmasını dilerim…

2025 Yılbaşı Ulusal Kanal