11 Ocak 2025 Cumartesi
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

5 yıl önce - 5 yıl sonra -(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

Özel yetkili mahkemelerde sürdürülen davanın 5. Yılı.

“-Türkiye bir hukuk devletidir” diyenlere kutlu olsun!

O tarihten 5 yıl önce doğan ve babasının kokusunu alamadan dünyayı tanıyan gazeteci Mustafa Balbay’ın kızına da!

Beş yıl önce Ulusal Kanal ve partisinin başından alınıp, Silivri’ye kapatılan en kıdemli sanık Doğu Perinçek’e de!

Ondan sonra Silivri’yi ya da Hasdal’ı mesken tutan general ve subaylara da!

İhmal etmeyelim:

Elinde kocaman ordular varken görevini yaptıktan sonra bağlı olduğu Tayyip Erdoğan tarafından savcılara teslim edilen 26. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’a ömür boyu hapis cezası isteyen savcılara da kutlu ve mutlu olsun!

Şaka ediyorum sanmayın. 5 yıl tutukluluğu yargısız infaz haline getiren özel yetkili mahkemeleri hâlâ orada tutan iktidara ve muhalefete başka ne denir? Onlara da kutlu olsun.

Sessizliği hâlâ koruyan Türk halkı! Sizlere de kutlu olsun!

Vicdansızlığı, “Mahkemedir gereğini yapar. Biz adalete saygılıyız” diyen ve umursamazlığı yüzünden Türk ulusunun birikim ve bilgi kaynağını kurutmayı başaranları kutlamak gerekmez mi?

Guinnes rekorlarına girecek bir hukuk maskaralığına göz yumanları kutlamak için geç mi kaldık?

Önce laikliği tepelediler. Anayasayı deldiler. Hukuku torba yasalarla değiştirdiler, Lozan’ı yırttılar.

Konuşanları yazanları susturdular. “Yolsuzlukları önleyeceğiz” diye geldiler. Nerede Deniz Feneri? Yolsuzluklara damardan gireceğiz diyenler?

Kimileri diyor ki: “Onlar Meclis’te, namuslu aydınlar Silivri’de.”

Olur mu öyle şey? İşte bal gibi oldu.

Bakın dün bir mürteci Atatürk anıtına çıkmış ve elindeki pankartı sallayarak: “- Artık bize bir şey yapamazlar. Müslümanlar iktidarda..” diye bağırdı. Polis meczubu yaka paça alıp götürdü. Adam bağırmış: “Beni nasıl götürürsünüz ben iktidardayım!”

Şeriatın kestiği parmak bu mu?

Bir hukuk doktorunu akademisyen oğluyla Silivri mahpushanesine kapatın ve ondan sonra “ileri demokrasiden“ söz edin. Etmeyin tersini yapın: Basın kartlı, basın Şeref kartlı 100’ü aşkın gazeteciyi gece yarısı baskınlarıyla yaka paça tutuklayın.. Niçin? Henüz iddianamesi bile hazırlanmamış, kanıtları olmayan bir dava için. Sonra kalkın: “Tutuklananlar basın kartı bile olmayan terör suçlularıdır!” deyin.

5 yıl süren hangi davayı tarih yazıyor ?

27 Mayıs’ı -12 Mart’ı- 12 Eylül’ü darbe diye sunuyorsunuz ya! Onların hiçbiri bu vicdana ve hukuka sığmayan durumu yaratmadı.

Yassıada davaları bir yıl sürdü ve bir eylül günü kararları Salim Başol açıkladı.

Alman Faşizmi liderlerini yargılayan Nürnberg Yargıçları bile bu denli vicdanları kanatmadı. Dava 1945’de başladı ve 1946’da bitti. Yani bir yıldan bile az.

Tarihte görülen en uzun dava Dreyfus davasında bile, Dreyfus’a verilen hapis cezası için mahkeme bu kadar uzamadı. Dreyfus 12 yıl hapis yattıktan sonra onu savunan yazar Emil Zola’nın cesareti ve kararlılığı sonunda suçsuz bulundu. 1894 yılının Aralık ayında başlayan siyasi dava kamuoyunu çok meşgul etmişti. Halk, Yüzbaşı Dreyfus’un yalan kanıtlarla çektiklerinin bedelini 1898 yılında yapılan seçimde solu iktidar yaparak ödetti. Dreyfus Davası Fransız hukukunun kara bir lekesi olarak tarihe geçmiştir.

Yargıtay üyesi mahkemelere ve yargıçlara uyarıda bulunuyor:

“-Hiçbir siyasi partinin etkisi altında kalmayın. Bilin ki bir gün sizi de yargılayacaklar çıkacaktır.”

Neye yarar ki?

Doğu Perinçek’in yaşamından 5 yıl çalındı. Balbay evine döndüğünde çocuğunu büyümüş olarak kucaklayacak. Tuncay Özkan’ın yaşamından alınan 4 yıl, askerlerin onurlarından, ömürlerinden çalınan kim bilir kaç umutsuz gece? Ya dünyaca tanınmış bilim adamı Prof. Haberal’ın çektikleri. Ya soğuk koğuşlarda tecrit hücrelerinde yok olanlar?

Kimse bana kızmasın.

Artık 77 yaşında bir yaşlı adamım ve benim yüreğim bu kadar acıya dayanamıyor.

İşte bir kez demokrasiyi bu hale getirir, muhalefetin ve basının sesini kısarsanız, sonuç bu oluyor. Yazık oluyor Atatürk devrimlerine, insan haklarına ve özgürlüklere.

Sağır ve dilsizler, görüp de görmezden gelenler!

Hey! Sizlere; susanlara, boyun kıranlara, omurgasızlara, para ve holdingci medyaya değil. Siz bu vatanın yılmaz bekçilerine, Cumhuriyeti koruma ve kollama ahdine sadık kalanlara sesleniyorum: 5 yıl yetmedi mi?