21 Aralık 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Abbas hangi Gazze’ye gidecek?

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Devlet Başkanı Mahmut Abbas (Abu Mazin) teşrif ettiler ve TBMM’deki konuşması dakikalarca ayakta alkışlandı. Soykırım ile yargılanan Netanyahu’nun ABD Kongresi'nde ayakta alkışlanmasına karşılıktı. Aynı tüyden kuşlar birlikte uçar ata, cet veya ecdat (her üç kelime de Arapçadır) sözü bir kez daha tecelli oldu.

Mahmut, Allah’ın bir sıfatıdır. Hamd kökenlidir. Hamdedilen demektir. Allah’a hamdederiz. Allah’a şükrederiz. Hamd, şükür, medih (yüceltme) ve övme arasında sıkı bir benzerlik ve münasebet vardır. Medih, Mediha isminin de kökenidir. İsmi ile müsemma deriz. Yani sahip olduğu isim ile şahsiyeti, kimliği, söylem ve eylemleri özdeş olmalıdır. Bu sebeple isimleri itina ile seçeriz ve seçmeliyiz. Zira verilen veya taşınan isim, sıfat ve lakap arasında sıkı bir bağ ve münasebet vardır.

MAHMUT YANİ HAMDEDİLEN

Hamdedene Hamed ismi verilir. Katar eski Kralının ismi ‘hamdeden’ manasında Hamed’tir. Hamd, Hamit isminin de kökenidir. Filistin Devlet Başkanı'na Mahmut yani ‘hamdedilen’ adı uygun görülmüş. İddialı bir isim. Zira hamdedilen Allah, sevgi, aşk, kudret, cesaret, şifa, latif, rahmet, fettah, aziz, rızık, cebbar, kahhar, muktedir, hay, halim ve malumunuz olan, bilinen 99 ismin ve bilmediğimiz nice isimlerin ve de sıfatların sahibidir.

Mahmut Abbas, Filistin davası ve katledilen Filistin halkı için hamdedilen sıfatına uygun söylem ve eylemlerde bulunuyor mu? Söylemleri bildiğimiz birçok dünya liderinin söylemlerinden farklı değil. Eylemleri ise ne şiş yansın ne kebap tarzında. Mecliste yaptığı konuşmada iddialı bir vaatte bulunmuş, buna tebessüm ettim:

‘’Filistin liderliğindeki kardeşlerimle Gazze'ye gitme kararı aldık, bunu yaparız. Bütün gücümle bunu gerçekleştireceğim. Bedeli ne olursa olsun bunu yapacağım. Ya zafer ya şehadet!"

ABD’nin bile artık illallah dediği; İran, Lübnan, Irak ve Yemen ne vakit saldıracak psikolojisi altında sinirlerin felç olduğu İsrail'de, ticaretin duraklama noktasına geldiği, dış yardımlarla nefes alan, çok aktif olan limanlarının sinek avladığı ve İsraillilerin bile ABD, Avrupa, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Katar’a artık devreye girin ve bizi bu vartadan ve Netanyahu’dan kurtarın nidalarının arşa ulaştığı, Gazze’nin onlarca atom bombası yemiş misali moloz yığınına dönüştüğü, Abbas’ın ifadesiyle sadece Gazze’de ekseriyeti çocuk kadın 40 bin ölü, 80 bin yaralı, 20 bin kayıp olduğu, Abbas’ın idare ettiği Batı Şeria (West Bank) bölgesinde 10 bin Filistinlinin katledildiği bir vahim tablodan sonra Gazze’ye gitseniz ne fayda eder?

İDDİALAR VE SUÇLAMALAR

Mahmut Abbas 89 yaşında. 2004’ten beri Filistin Devletinin başındadır. Suriye, Şam Üniversitesinde eğitim gördü. Mahmut Abbas, eski Başbakan ve Finans Bakanı IMF çalışanı milyarder Salam Fayyad ve devleti birlikte yönettiği birçok yetkili hakkında yolsuzluk yapmak; İsrail, ABD ve Avrupa devletlerinin inisiyatifinde yol almak; elini taşın altına koymadan diplomatik çözümler feleğinde aynı hataları tekrarlamak gibi ciddi suçlamalar var.

İsrail’i işgalden vazgeçireceğine, yeni yerleşim alanlarından imtina edeceğine, iki devletli çözüme olumlu bakacağına, Kudüs’ün tüm dinlerin başkenti olacağına çözüm bulacağına inanılan 1991 Madrid Konferansı, 1993 Oslo Mutabakatı ve ABD-İsrail dayatması olan Abraham Sözleşmesi (Abraham Accords) ile İsrail’in barışa ikna edilebileceği itikadında olmaları sebebiyle, ‘tarihten ders ve ibret almamış liderler’ olarak telakki edilen Mahmut Abbas ve yönetiminin Gazze’yi ‘kaderine terk ettikleri’ suçlamaları da yaygındır.

Uluslararası arenada meşru resmi muhatap olsa da Filistin halkı nezdindeki desteği yüzde 10’nun altındadır. HAMAS, Mahmut Abbas’ı ilk yıllarda başkan olarak tanımadı. Ancak 10 sene sonra 2014’te tanımayı kabul etti. Filistin Otoritesi de HAMAS’ı muhatap aldı. Ancak Abbas, Tahran’da katledilen İsmail Heniyye’nin Katar’daki defin törenine bile katılmadı. Bu kararı da hem Filistin hem de Filistin davasına destek verenlerde ciddi bir hayal kırıklığı yarattı.

Bu sebeple Arap kamuoyunda TBMM’de yaptığı konuşmanın samimi olmadığı yönünde değerlendirmeler revaçta. Şüphesiz ki diplomatik kanalların açık tutulması, dünya liderleri nezdinde Filistin’in muhatap bulması önemlidir. Ancak Filistin davasının son merhalede İsrail’i buna zorlayacak olan çözümün askeri olduğu gerçeğini de ihmal ettikleri ve hatta bu askeri mücadeleye köstek oldukları konusunda da ağır ithamlar var.

GEVREK SİYASETÇİ

Katledilmeseydi TBMM’de konuşmacı İsmail Heniyye olacaktı. O vakit Meclise DEM, TİP vekilleri ‘radikal, İslamcı, terörist’ dedikleri HAMAS lideri için katılır mıydı? İhtimal vermiyoruz. Haklı Filistin davasını, mazlum Filistin halkı edebiyatını bolca ederler ama İsrail veya destekçileri ülkeleri adam akıllı protesto etmezler. Hatta onların ülkemizdeki büyükelçileriyle hasbihâl ederler.

İsrail’in en hararetli destekçileri başkentlerinden ve örgütlerinden medet ederler, davaları için destek isterler, yoldaşlık yaparlar. Kendisi, evlatları ve torunları katledilen İsmail Henniye onlar için ‘radikal’ ve ABD-Avrupa tarafından ‘terörist’ kabul edilen ama ‘Mahmut Abbas, ABD ve Avrupa tarafından muhatap alınan ‘tender’ yani gevrek politikacıdır.

DAVAYI BÖLME GİRİŞİMLERİ

Bir başka zihniyet laik Filistin, İslamcı Filistin siyaseti yapar, milleti böler. En tehlikeli mecmua ise Filistin meselesini Mahmut Abbas’ın, ‘Ermenistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan’ dostluğu ve dayanışmasını öne sürerek Filistinlilerin ‘Türkiye çıkarlarıyla bağdaşmayan’ açıklamalarını temcit pilavı gibi ısıtır, ‘Türk milliyetçi’ damarına yatırım yaparlar.

Bir kesim Şii düşmanlığı üzerinden Sünnicilik yaparken aynı hastalıktan mustarip başka bir kesim Sünni düşmanlığı (HAMAS) üzerinden Şiilik yapar. Bir kesim de Sayın Erdoğan hangi saftaysa biz kesinlikle karşı safta olmalıyız mantığıyla yaklaşır.

Siyaseten, dinen ve ticaretten getirimi yüksek bir meseledir Filistin. Filistin davası için bedel ödeyenler şehit olur, bazıları sokaklarda coplanır, sakat kalır, işinden olur, ekranlardan uzak tutulur, tehditler ve şantajlara maruz kalır, film senaryolarından çıkarılır, engellenir ve dahi birçok ülkenin vizesini alamaz.

Bazıları mazlumların kanı üzerinden milyarları iç eder. İsrail dostu medya da olduğu gibi basınımızın da bazı mecralarında, ‘Filistin’de insanlar aç, susuz sefil hayat sürerken bazı Filistinliler hatta Filistin otoritesinden sorumlu olanlar ve çocukları milyarlarca doların sahibi; Amerika, Avrupa, Türkiye ve zengin Arap Körfez ülkelerinde şatafatlı bir hayat sürdürüyorlar; Araplar bizi arkadan hançerledi, Filistin davasından bize ne’ gibi propagandalarla Filistin meselesi ve davasına gölge düşürmek amacında olan çalışmalara da tanık olmaktayız.

İSRAİLLİLER İÇİN DURUM FARKLI MI?

Benzer suçlamaları İsrailliler ve Yahudiler için de yapmak mümkün. İsrail yanarken, bombalara maruz kalırken, savaştayken, halkı yer altında yaşamak zorunda kalırken birçok İsrailli ve Yahudi dünyanın zenginlikleriyle sefa sürüyor da diyebiliriz.

Her davanın maalesef paraya ihtiyacı var. Silah, mal, lobi faaliyetleri, medya ve bir sürü teçhizat için maddi imkânlara ihtiyaç var. Ve bu imkânlardan sorumlu olanlar davaya finans kaynağı oluştururken, bal tutan parmağını yalar misali bazen parmağıyla değil kepçeyle bal götürebilmektedir. Rüşvet, fesat, yolsuzluk, hırsızlık söz konusu olabilmektedir.

Bazı Filistinliler veya Yahudiler de bu kavgadan uzak kalmak ve sadece kendisi ve aile efradı için yaşamak seçimini de yapmış olabilir. Tüm bu göstergelerin emsal teşkil etmemesini anlamak, mazlum bir halkın davasının önemini ve sorumlu davranmanın gerekliliğini idrak etmek ve her konuda olduğu gibi Filistin meselesinde de mazlum olanın yanında amasız durmak, insan olmak ve insan gibi davranmak esastır.

GÖBEK BAĞIMIZ HALA ONLARA BAĞLI

Devletlerin de ‘’Gazze’ye gideceğiz, yardım gönderdik, İsrail’e gireceğiz, Meclisimizde ağırladık, Uluslararası Adalet Divanı'ndaki davaya İsrail’e karşı dahil olduk, İsrail ile halen ticaret yapanları ve Zorlu holdingi araştırıyoruz’’ gibi açıklamaların içi doldurulursa anlamlıdır. Bunu savaşa, işgale karşı olan, Filistin davasına sahip çıkan namuslu ve vicdanlı İsrailler de Museviler de yapmaktadır.

Devletin soykırım ile yargılanan, akıl almaz posterlerle, freni patlak açıklamalarla Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye’yi hedef alan Netanyahu ve hükümeti ile halen siyasi münasebetler olduğu gibi sürüyorsa ve Suriye ile normalleşmeye ramak kala halen bayat şartlar öne sürüyorsak, bunun sebebi göbek bağımızın halen İsrail’in koruyucu kaleleri NATO ve ABD’ye bağlı olduğu içindir.

Mahmud Abbas HAMAS İsrail Filistin Gazze