ABD Avrupa'yı terörle hizaya getiriyor
ABD’nin, ‘hizadan çıkan’ ülkelere terör saldırısı ve gladyo eylemleriyle mesaj verdiği bilinen bir gerçek. Avrupa’yı Ukrayna bataklığına sürmede direnen ABD, Avrupa’nın geri çekilmemesi ve diri durması için Rusya’da bu saldırıyı düzenledi. Biden takımı, Fransa’nın Ukrayna’ya karşı saldırgan tavrını devam ettirmesini dayatmaktadır. Eğer Macron geri adım atarsa daha önce olduğu gibi ABD gladyosunun Fransa’da terör saldırıları gerçekleştirme riski yüksek.
ABD kendi çıkarları açısından hizadan çıkan ülkelerde yetiştirdiği ve kumanda ettiği IŞİD gibi terör örgütlerini, elemanlarını harekete geçirerek terör saldırıları gerçekleştirmiş ve gladyo eylemlerini yönetmiştir. Aynı zamanda ABD, terör saldırılarını müttefiklerini kendi stratejileri içinde tutma, geri adım atmalarını önleme ve onların ellerini güçlendirmek içinde kullanmaktadır.
Moskova saldırısı bu amaçla gerçekleştirilmiştir. Batı, Rusya güçlerinin ilerleyişini durduramıyor ve Ukrayna’ya gerekli mühimmat ve silahı sağlayamıyor. Macron’un Rusya düşmanı tavrı ve asker gönderme açıklamasına karşı hem ülke içinde hem de Avrupa’da bir direnç başlamıştı. Avrupa’yı Ukrayna bataklığına sürmede direnen ABD, Avrupa’nın geri çekilmemesi ve diri durması için Rusya’da bu saldırıyı düzenledi. Amacı Putin’i kışkırtmak ve Avrupalıyı Rusya’ya karşı teyakkuzda tutmaktı. Böylece Başta Macron olmak üzere Batı’nın savaş baronları, Rusya tehlikesinin daha da artacağı, Putin’in giderek saldırganlaşacağı propagandasını yaparak hem birbirlerine gaz verecekler hem de kamuoyunu Rusya’ya karşı kışkırtarak saldırılarına zemin hazırlayacaklar.
Bugün Fransa’nın ülkesinde terör saldırısı beklentisi ve güvenlik tedbirlerini artırması da bu planın bir parçasıdır. Biden takımı Fransa’nın Ukrayna’ya karşı saldırgan tavrını devam ettirmesini dayatmaktadır. Eğer Macron geri adım atarsa daha önce olduğu gibi ABD gladyosunun Fransa’da terör saldırıları gerçekleştirme riski yüksektir. Bunun için terör saldırısı endişesi yaşayan Fransa geçmişte ülkeyi kana bulayan terör saldırılarını hatırlıyor ve askerini polisini harekete geçiriyor. Fransa bu kararı alırken atıfta bulunduğu ve 10 yıl önce yaşanan bu gladyo eylemlerini kısaca hatırlayalım:
7 Ocak 2015’de Paris’te Fransa’nın mizah dergisi Charlie Hebdo’ya yapılan kanlı saldırıda çoğunluğu derginin yazarı çizeri olmak üzere 12 kişi trajik bir şekilde yaşamını yitirmişti. Saldırının El Kaide bağlantılı ve Suriye’de Esad rejimine karşı savaşta yer almış, Cezayir asıllı Fransız vatandaşı Şerif ve Sait Kuaşi kardeşlerin yaptığı ortaya çıkmıştı. Bu saldırı Süper NATO denilen Gladyonun önceden planlanmış bir senaryosunun uygulanmasından başka bir şey değildi.
Bu saldırı, hangi örgüt üslenirse üslensin eylemin amacı ekonomik kriz içinde kıvranan Fransa içinde Müslümanları hedef alan bir çatışma zemini yaratacağı gibi ABD’nin “terörizme karşı mücadele” çizgisinin peşine takılarak Fransa’yı yeni maceralara sürüklemeyi amaçlıyordu. Bunun tipik bir SüperNATO eylemi olduğu daha sonra açık bir şekilde ortaya çıktı.
“Charlie Hebdo’ya yapılan saldırı Gladyo izlerini taşıyor” diyen Land Destroyer Report adlı web sitesinin sahibi jeopolitik konularda araştırmalarla tanınan Tony Cartalucci bu saldırıların “Gerçekten de NATO Soğuk Savaş sırasında Batı Avrupa ülkelerine karşı, NATO'nun düşmanlarının işi gibi görünecek şekilde tasarlanmış ölümcül saldırılar” olduğunu söylüyordu. Cartalucci, “NATO'nun yaygın olarak Gladio Operasyonu olarak bilinen kasıtlı bir "gerilim stratejisinin" uygulanması bağlamında sahnelenen bir provokasyonun bariz modelini oluşturmaktadır” diyerek saldırının arkasında ABD’nin kumanda ettiği gladyo elemanlarının olduğuna işaret ediyordu.
7 Ağustos 2014 tarihinde Fransız İTELE televizyonunda İsrail Başbakanı Netanyahu: “Eğer siz (Fransa) İsrail’i değil teröristleri destekler ve İsrail ile dayanışma içinde olmazsanız terör sizin ülkenize taşınacaktır. Siz hedef olacaksınız” demişti.
RUSYA İLE İŞBİRLİĞİNİ SAVUNAN FRANSA HİZADAN ÇIKINCA
Peki neden? Çünkü ABD daha 2014’de Suriye’de yenilmiş ve geri çekilme sürecine girmişti. Ama Fransa gibi Avrupa ülkelerinin sahada kalmasını istiyordu. PKK/YPG terör örgütünün parlatılması için yarattığı IŞİD’in Avrupa için tehlike teşkil ettiğini söylüyor, “özgürlük savaşçısı” ilan ettiği YPG’ye karşı kışkırttığı IŞİD’e karşı Fransa’nın sahada olmasını istiyordu. Fransa da IŞİD’e karşı mücadele için Rusya ile işbirliği arayışına girmişti.Dönemin Cumhurbaşkanı François Hollande Moskova’yı aradı ve birlikte mücadele kararı alındı.
HOLLANDE PUTİN’İ FRANSA’YA DAVET ETTİ
Fransa’nın diğer “suçu” da 2014’te Rusya’nın Kırım’ı kendi topraklarına katmasına karşı çıkmasıyla birlikte Ukrayna sorununun diplomatik yollardan çözülmesini savunmasıydı. Cumhurbaşkanı Hollande 6 Haziran 2014’te, Fransa’nın Nazi işgaline karşı Normandiya Çıkarmasının 70. yıldönümükutlamalarına ABD Başkanı Barack Obama’nın yanında Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin'i de davet etti. Hollande "Bugün özellikle Ukrayna krizinde Putin ile farklı tutumlara sahip olabiliriz, ama bu savaşta bizim özgürlüğümüz için canını veren milyonlarca Rus’u asla unutamam. Rus halkının temsilcisi olarak Putin'nin bu törenlere katılmasını istedim" dedi.
ABD DIŞLANARAK NORMANDİYA DÖRTLÜSÜ OLUŞTURULDU
Normandiya Çıkarmasının 70. yıldönümünü kutlamalarına aralarında ABD Başkanı Obama ve İngiltere Kraliçesi II. Elisabeth’in de bulunduğu 20 ülkenin devlet ve hükümet başkanı katıldı. Putin de kutlamalarda hazır bulundu. ABD bu durumdan memnun olmamıştı. Hollande bununla da kalmadı, akşam yemeğinden önce Almanya Başbakanı Merkel, Rusya Devlet Başkanı Putin ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko’yu Ukrayna krizini görüşmek üzere bir araya getirdi. Bugün “Normandiya dörtlüsü” diye adlandırılan ve içinde ABD’nin olmadığı görüşmelerin süreci böyle başladı.
PUTİN İLE GÖRÜŞTÜ, UKRAYNA’NIN NATO ÜYELİĞİNE KARŞI ÇIKTI
Hollande, 6 Aralık 2014’te Kazakistan ziyareti dönüşü Putin ile Moskova’daki Vnukovo-2 Havalimanı’nda “sürpriz” bir görüşme yaptı. Hedefinde Ukrayna kriziyle gerilen AB-Rusya ilişkilerini yumuşatmak ve yaşanan krizi diplomatik yoldan çözmek vardı. Görüşmede Hollande, Putin’e Fransa’nın Ukrayna’nın NATO üyeliğine karşı olduğu mesajını verdi. Bu görüşmeden Almanya Başbakanı Merkel’in haberi vardı.
Ukrayna’yı NATO’ya dahil etme çizgisini sürdüren ABD, Ukrayna’ya ağır silah göndermenin hesabını yaparken, Fransa ve Almanya, Ukrayna’nın NATO üyeliğine karşı çıkarak sorunun silahla değil diyalog yoluyla çözülmesi çizgisinde direndi.
FRANSA’YI ABD POLİTİKALARINA ZORLAYAN EYLEMLER
ABD için Fransa çizgiden çıkmaya başlamıştı. 7 Ocak 2015’de Fransa’nın mizah dergisi Charlie Hebdo’ya kanlı bir saldırı yapıldı. Saldırının tipik bir gladyo eylemi olduğu ve ABD’nin Fransa’ya gözdağı verdiği yorumları yapıldı.
2015 yılı bir dönüm noktası oldu. Rusya askeri olarak Suriye sahasına indi. Türkiye PKK’yı hendeklere gömerek, Fırat Kalkanı operasyonunu ile İkinci İsrail’in terör koridorunu kesti. Fransa bölgede bu yeni sürece uyum sağlamaya ve Rusya ile birlikte IŞİD’e karşı mücadelede birlikte hareket etmeye başladı. Fransız burjuvazisi ABD’nin bölgede yenildiğinin farkındaydı. Bu yenilgiye ortak olmamanın ve bölgeye “yeni” bir aktör olarak girmenin arayışı ve sancısı içindeydi.
ABD bunun üzerine Fransa’da kaos politikasını devam ettirdi. Paris’te 13 Kasım 2015’te Bataclan Tiyatrosuna IŞİD’in düzenlediği terör saldırısında 131 kişi hayatını kaybetti ve 416 kişi yaralandı.
Fransa’daki bu kanlı terör saldırısı sonrası Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek yaptığı açıklamada “Fransız halkının ve tüm insanlığın acısını paylaşıyoruz. Bütün bu olayların arkasından IŞİD çıkartılıyor. IŞİD’i ABD’nin kurduğunu bütün dünya biliyor. ABD’nin siyasetlerinin bir amacı olarak kullanılıyor. Orta Doğu’da IŞİD, hep PKK’nın PYD’nin önünü açan, ona Kürt Koridoru kurmak için alan yaratan bir terör örgütü olarak rol oynadı. Şimdi de Fransa’yı ABD politikalarına zorlayan birtakım eylemlerin sahibi olarak sahnede yerini alıyor” dedi.
Moskova saldırısından sonra Fransa teyakkuzda
Moskova'daki yaşanan ve en az 139 kişinin ölümüne neden olankanlı terör saldırısı Fransız devletini alarma geçirdi. 2015'te Fransa'da DEAŞ’ıngerçekleştirdiği saldırıları hatırlatan Fransız yöneticilerin endişeleri yeniden alevlendi.
Geçen hafta pazar akşamı Elysee Sarayı'nda Emmanuel Macron başkanlığında toplanan Savunma ve Ulusal Güvenlik Konseyi'nin ardından Başbakanlık, terör tehlikesine karşı “Vigipirate” (Fransa'nın ulusal güvenlik uyarı sistemi)planını "acil saldırı" seviyesine, yani eskiden kırmızı renge karşılık gelen "maksimum" eşiğine yükseltmeye karar verdi.
TEDBİRLER EN YÜKSEK SEVYEYE ÇIKARILDI
Fransa Başbakanı Gabriel Attal, yaptığı açıklamada, “Moskova saldırını DEAŞ’ın üstlenmesi ve ülkemize yönelik tehditler göz önünde bulundurularak, Vigipirate’nin en üst seviyeye, yani acil seviyesine yükseltmeye karar verdik” dedi.
Pazartesi akşamı France 2 televizyonununakşam ana haberlerine konuk olan İçişleri Bakanı, Batı'da riskin "çok yüksek" olduğunu yineledi. Bakan Gérald Darmanin röportajında tehdidin hem içeride varlığını koruyan“cihatçı içerikleri izleyen ve harekete geçen insanlardan” hem de "Bataclan gibi, Rusya'daki bu saldırı gibi dışarıdan gelen" ve "yeniden canlanmakta olan" dış kaynaklardan gelebileceğine işaret etti.
Gérald Darmanin " DEAŞ artık saldırıları uzaktan gerçekleştirme kabiliyetine sahip. (...) Rusya'daki saldırıdan anladığımız, dışarıdaki, başka ülkelerdeki insanların ülke içindeki insanlara eylemi gerçekleştirmeleri için emir verebildikleridir" diyerek endişelerini dile getirdi. Tehlikenin ciddiyetine dikkat çeken İçişleri Bakanıyılbaşından bu yana Fransa'da planlanan iki saldırının "engellendiğini" açıkladı.
Le Figaro gazetesi “Avrupa kıtasında 13 Kasım 2015'ten bu yana yaşanan en büyük cihatçı saldırı olan "Moskova’nın Bataclan’ı" DEAŞ tarafından üstlenilen katliam, Fransız hükümetinin zirvesine kadar şok dalgaları gönderdiğini yazdı.
Fransa Cumhurbaşkanı ziyarette bulunduğu Fransız Guyanası'nda yaptığı açıklamada "Rus servislerine ve bölgedeki ortaklarımıza işbirliğinin arttırılmasını önerdik" dedi. "Herhangi bir araçsallaştırma ya da çarpıtmadan kaçınmalı, ancak talepkâr ve etkili olmalıyız. Biz bu ruhla ilerliyoruz ve Rusya'nın da aynısını yapacağını umuyorum" dedi.
ABD BÜYÜKELÇİLİĞİ VATANDAŞLARINI UYARDI
ABD Paris Büyükelçiliği yaptığı açıklamada “Saldırılar çok az uyarı ile ya da hiç uyarı olmadan gerçekleşebilir ve turistik yerleri, önemli spor ve kültür etkinliklerini ve çok sayıda sivili çeken diğer kamusal alanları hedef alabilir. Kalabalık ve popüler turistik bölgeleri ziyaret edenler çevrelerine özellikle dikkat etmelidir” denildi.