ABD kıskacında Türkiye -(TAMAMI)
Bundan yıllarca önce CHP milletvekili emekli amiral Sezai Orkunt şöyle demişti: “-Avrupa devletleri res’en kullanma yetkileri olmayan bulunduğu yeri de nükleer silahların hedefi haline getiren kullanma zaman ve yeri ABD başkanına verilen bu silahlara karşı arzulu görülmemişlerdir.”
O yıllarda Türkiye bu tehlikeli silahları, 1959 yılında TSK’da bulunan “düşünen askerlerin arzusunun tersine“ tereddütsüz kabul etmişti. 28 Aralık 1964 tarihli Life dergisi, U-2 uçaklarının hikayesini şöyle anlatmıştı: “İlk U-2 birliği 1956 mayısında İngiltere’deki bir Amerikan üssüne gönderilmiştir. Bu gizli ziyaretçileri başlangıçta iyi karşılayan İngiltere, Rusların U-2’lerin nerede üslendiklerini kolayca öğrenebileceklerini düşünerek önce Almanya’da Wisbaaden’e oradan da 1956 yılı sonuna doğru İncirlik’e naklettiler.”
U-2’ler İncirlik’ten kalktılar ve rahat, rahat uçtular. Bu insansız casus uçakların uçuşu ancak 1 Mayıs 1960 tarihinde Sovyetler bir U-2 uçağını (Powers) düşürünce sona erdi. Sovyetler bu olay dolayısıyla Amerika’nın suç ortağı olarak Türkiye’ye dehşetli hücumlarda bulundular.
Tarihin tekrarı
53 yıl sonra bir kez daha Amerikan nükleer silahlarının bir tehlike teşkil ettiği Türkiye’de NATO üs merkezi kuruyor ve emperyalist Amerika’nın dünya savaşını bile göze alarak Ortadoğu’daki uygulamalarına tanık oluyoruz. Bu macera hevesleri şu sıralarda Ortadoğu’dadır ve Türkiye’yi, Suriye üzerine salarken adına Arap Baharı denilen bir çıkmaza doğru sürüklemektedir.
İzmir’deki NATO karargahı ve Kürecik’deki Patriot füzesavarları kime karşı kullanılacak? Türkiye Amerika’nın eskimiş silah deposu haline sokulurken Anadolu’nun bağrındaki bazı kentlere kurulan ve komutası başka bir devletin komutanında olan füzesavarlara ateş emrini kim ve hangi komutan verecektir? Amerikalı bir tarihçinin sosyal medyada dolaşan sesli ve görüntülü açıklamaları asıl gerçeğin fotoğrafını çekmekte.
ABD’li tarihçi Dr. Griffin Tarpley, Türkiye ve Suriye sorunu konusunda şok bir analiz yaptı. Sosyal medyada videosu dolaşan tarihçi
“-Obama Erdoğan’ı aldatıyor, Türkler kaybedecek” diyor.
Tarpley, “Obama’nın her hafta Erdoğan’ı aradığını, kibir ve hırsı ile oynayarak onu bir yere ittiği söyleniyor!’’ iddiasını da ortaya atıyor ve ekliyor: “Mübarek’in düşürülmesinden sonra Türk hükümeti Yeni Osmanlı İmparatorluğu fikri ile kandırıldı. Bu aldatmaca ile sıfır sorundan, başta Kürt sorunu olmak üzere, onlarca sorunlar dizisine geçiverirsiniz.
“Simon Hersh’e göre PKK, CIA’nın desteklediği bir örgüttür; CIA, PKK’yı İran’a karşı kullanmaktadır. Bir yıl önce, İsrail Dışişleri Bakanı Lieberman, Mavi Marmara’daki davranışından dolayı Türkiye’yi cezalandırmak için İsrail’in PKK’yı destekleyeceğini söyledi. NATO’nun Yunanistan aracılığıyla PKK’yı desteklediği haberleri var. Türkiye’nin anlaması gereken bu!..”
Türkiye’yi yok etmek için
ABD’li tarihçi Dr. Griffin Tarpley’in konuşmasını dinlemeyi sürdürelim:
“Türkler öncelikle Amerika ve İngiltere ile ittifakın ‘öldüren bir kucaklama’ olduğunu anlamalı; bir başka deyişle İngiliz- Amerikalılar, Türkleri öldürene kadar sevecekler. Türkleri Suriye’ye karşı kullanacaklar. Ve çatışmayı modern Türkiye’yi yok etmek için kullanacaklar. Korkarım, Obama’nın aldattığı Erdoğan ve Davutoğlu bu psikoloji ile kendi çukurlarını kazıyorlar. Kazanacakları hiçbir şey yok ve kaybedecekler.” Konuşmanın ve analizin özeti bu.
İşte tam bu sırada CHP Genel Başkanı hiç önemli sorunu yok ki; Çin’e hareket ediyor ve uçakta gazetecilerle konuşuyor, Çin’e inince “CHP içinde kargaşa olmadığını” ifade ediyor. Oysa CHP iç yönetimi, Atatürk’e ihanetle kalmıyor, siyaseti kumar masasına süren bir miras yedi gibi Türkiye’nin geleceği konusunda kılını kıpırdatmıyor, aksine sahnedeki traji-komik oyunda aktörlük görevini üstleniyor.
Bu haftanın başında Aydınlık’ta olayın üzerine giden ve CHP yönetiminin bu çarpık zihniyetine, uygulamalarına karşı bir yazısında eski CHP milletvekili Şahin Mengü Baykal’ı göreve çağırarak soruyor:
“Neden Baykal konuşmuyor? Baykal konuşmalıdır ve CHP tabanı partiye el koymalıdır” demek istiyor. CHP yönetiminden ses var ama APO’yla ilgili olarak açılan kredi konusunda sesi çıkan sayıları az milletvekili bulunmakta. CHP’de aslında kazan kaynıyor ama öne çıkacak bir babayiğit yok!
Bereket İP var zindandaki Genel Başkanıyla ve partinin içerideki takımıyla, dışarıdaki örgütüyle ve gençlik kollarıyla sokaklarda, her yerdeler. CHP’nin yapmadığını yapmaktalar yani Atatürk’ün yolunda yürümekte. TGB kolları sıvamış sokaklarda Amerikalıları ve NATO’cuları İzmir’de denize dökmeye hazırlanıyorlar.
Peki; tarihi CHP’nin Gençlik kolları, kadın kolları neredeler?