23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD neden Türkiye'yi düşman ilan etti

Hakan Topkurulu

Hakan Topkurulu

Gazete Yazarı

A+ A-

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) 2000’li yılların başında, Tayyip Erdoğan ve Ak Parti’yi baş tacı ilan ederken, ne oldu da Tayyip Erdoğan birdenbire “otokrat, totaliter, faşist vs.” oluverdi.

Başta, ilk ödevi olan 2003 yılı 1 Mart tarihinde meşhur “Irak Tezkeresini” Meclis'ten geçirememektir. Diğeri ise Türk ordusunu “15 gün içinde Şam-Emevi camiinde namaz kılmak.” olarak formüllenen Suriye'ye sokmayı başaramamak olarak söylenebilir.

Ben burada siyasi nedenleri tartışmak istemiyorum. Burada Türkiye’nin, Amerika'nın baş düşmanı haline gelmesinin ekonomik nedenlerinden sadece birinden bahsetmek istiyorum.

ARTI DEĞERE ÇÖKÜYOR

ABD dünya hegemonyasını devam ettirmek için çok büyük bir silahlı güç beslemektedir. Ayrıca dünya ölçeğinde sadece silahla değil, asimetrik savaş denilen kültür, medya vb. gibi birçok psikolojik silahı da kullanmak için kendisi ile bilinçli ya da bilinçsiz işbirliği yapan büyük bir gücü de beslemek zorundadır. Bu silahlı ve silahsız gücü beslemek için de Amerika merkezli sistem güçlerinin elde ettiği gelirlerden vergi toplayarak bu güçleri beslemesi olanaksızdır.

Dolayısı ile bu sistemi beslemek için kontrolü altında bulunan ülkelerdeki üretilen artı değere bir şekilde el koyması gerekmektedir. Bunların yöntemlerinden biri de “devlet tahvili” adı altında çıkarıp piyasaya sürdüğü borçlanma kâğıtlarının dünya ölçeğinde satın alınarak, ülkelerin elindeki nakit paraların ABD’ne akışının sağlanmasıdır.

ABD neden Türkiye'yi düşman ilan etti - Resim : 1

BABACAN EKONOMİSİ

İşte bu noktada Türkiye’deki ABD işbirlikçileri bu vahşi el koymaya nasıl aracı olmuşlar, bu el koymanın işbirliğini kim yapmış buna bir bakalım.

Yukarıdaki tablo Ak Parti iktidarının, ekonominin Ali Babacan tarafından yönlendirildiği dönemine ait bir kısım rakamlara ışık tutmaktadır.

Aşağıdaki tabloda anlatacaklarımın siyasi sorumlusu, haberi olsa da olmasa da, o dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan ve uygulama sorumlusu ise Ali Babacan’dır.

Burada yapmak istediğim, geçmişte gerçekleşen bu olayı deşifre etmek değil. Bu işin teknik sorumlusu olan Ali Babacan’ın önümüzdeki 14 Mayıs seçimlerinde CHP listelerinden Millet Meclisi'ne girerek, iktidar ortağı olması durumunda, o iktidarın tekrar, dünden daha fazla o el koyma işlemine ihtiyacı olan ABD’ye, Türkiye’nin kan kaybetmesi ve kaosa girmesi pahasına bu uygulamayı tekrarlayacak olmasıdır.

Tabloda Ak Parti iktidarı sürecindeki Ali Babacan’ın ekonomiden sorumlu olduğu yılları görüyoruz. Arada sadece iki yıl Dışişleri Bakanlığı dönemi var. Sonuçta yine hükümet içinde yer alıyor ve doğal olarak ekonomik gelişmelerden haberdar.

Tabloda dikkat çeken husus, Ak Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılından itibaren;

1-Kamunun dış borcundaki artış,

2-Özelleştirme gelirlerinde müthiş artış,

3-Türkiye Cumhuriyeti'nin elindeki, satın aldığı Amerikan tahvillerindeki artış

Tabloya tekrar bakarsak; Ak Parti iktidarı devam ederken, Ali Babacan’ın bakanlık ve Ak Parti’den uzaklaştırılmasını takiben, 2016 yılından itibaren satın alınan Amerikan tahvillerinde önce azalma başlıyor. 2018 yılında ise Türkiye’nin elinde hiç ABD tahvili kalmıyor. Yani Türkiye’nin elindeki para Türkiye’de kalmaya başlıyor.

ABD'Yİ FONLADILAR

Ali Babacan’ın görev yaptığı son yıl olan 2015 yılına bakalım; Türkiye’nin kamu dış borcu 118.86 milyar dolara ulaşmış. Alınan bu borcun 82.4 milyar dolarlık kısmı ABD tahvili satın almakta kullanılmış. Neredeyse dünyadan aldığımız borcun tamamını ABD’ye vermişiz.

Fakat Ali Babacan dönemi sonlanınca, ABD’ye kan taşıyan damarlardan biri 2018 yılı itibarıyla kesilmiş.

Onun için ABD Başkanı Biden daha iktidara gelmeden önce isim vererek ABD tarafından desteklenmesi gereken işbirlikçilerini açıklamak zorundaydı.

ABD hegemonyasının devamı için bugün ABD Altı+1 Masa'nın arkasında tüm vücuduyla duruyor.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; ABD hegemonyası vücuda kan taşınmazsa ölecektir. Eşkıya ABD’nin vücuduna kan taşınması için ülkelerin başına Altılı Masa türünden iktidarların gelmesi gerekmektedir. İşte bu yüzden Altılı Masa'nın iktidara gelmesi Türkiye için intihardır, bu yüzden Altılı Masa iktidara gelemeyecektir.