ABD pusuda: İçeride kargaşa dışarıda teslimiyet

Silahlı tehdit ve ekonomik çöküş zamanlarında ülkesi için sorumluluk duyanların aklına ilk olarak iç cephe gelir. İç cephesi çöken kuvvetler düşmana beyaz bayrak sallar.
Mustafa Kemal Atatürk 4 Mart 1922’de “Aslolan iç cephedir” diyor:
“Dahili cephe bütün milletin vücuda getirdiği cephedir. Görünürdeki cephe, ordunun düşman karşısındaki silahlı cephesidir. Bu cephe sarsılabilir, değişebilir, mağlup olabilir. Fakat bu hal, hiçbir vakit bir memleketi, bir milleti mahvedemez. Mühim olan, memleketi temelinden yıkan, milleti esir ettiren dâhili cephenin düşmesidir. Düşmanlar bu cephemizi yıkmak için asırlarca çalışmışlar ve çalışmaktadırlar.”
İç cephe, ABD denetimindeki PKK ve FETÖ terörüne karşı kurulan cephedir. PKK’yı yanına alıp Abdullah Gül’ü parlatanlar iç cepheyi darmadağın eder.
ABD ekonomik krizden doğacak kargaşanın pususunda. Umudunu PKK/HDP’li FETÖ’lü “demokratik muhalefete” bağlamış durumda.
İşsizliğin ulaştığı boyut köklü kararları zorunlu kılıyor. Kamu kaynaklarının yağmalanmasına, israfa, kayırmacılığa derhal son verilerek kaynaklar hızla üretime yönlendirilmeli.
Türkiye’nin, ABD destekli terörü etkisiz kılması, Doğu Akdeniz’den gelen tehdidi göğüslemesi ve ekonomik krizden çıkıp üretim devrimi sürecine girmesi için önünde sadece Milli Hükümet seçeneği var.
Hükümet birleştirici olmazsa yalnızlaşır, muhalefet yapıcı olmazsa kullanılır. İç cephe ancak Milli Hükümet’le sağlamlaştırılır!