ABD seçimlerine müdahale
CIA, FBI ve bilumum Obama’cı çevreler, Putin’in yani Rusya’nın Amerikan Başkanlık seçimlerine müdahale ettiğini söylüyor. Bizzat Obama, Putin’in seçimlerde Trump lehine müdahalede bulunduğunu ve Bayan Clinton’un bu müdahale sonucu seçimleri kaybettiğini söyledi.
60 yıldır Amerikan yönetimlerinin müdahale etmediği tek bir seçim bile neredeyse yoktur. ABD, kendini dünyanın efendisi olarak gördüğü bu 60 yıl içinde, birçok ülkede seçimlere müdahale ederek, o ülkelerde ABD karşıtı hükümetlerin kurulmasını engellemişti. Bu müdahaleler sadece Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere değil, gelişmiş Avrupa ülkelerine bile yapılmıştı. Avrupa ülkelerinde kendisiyle uyum içinde çalışacak hükümetlerin kurulması için elinden gelen her şeyi yaptığı bilinmektedir.
Her şeye rağmen seçimlere müdahaleleri başarısızlığa uğrayınca da, askeri darbeler yaptırarak hükümetleri deviren ABD emperyalizmiydi. İran’da seçimleri Musaddık kazanınca, İran petrollerini millileştirerek, batının petrol şirketlerini İran’dan kovmak istedi. CIA, Şah ile birlikte orduyu harekete geçirerek darbe yaptılar. Mussadık cezaevine atıldı. Aynı şey Şili’de de yapıldı. Allende seçimleri kazanıp, bakır madenlerini millileştirince, yine CIA harekete geçerek Şili ordusunu Pinoşet önderliğinde harekete geçirerek Allende’yi devirdiler. Allende Başkanlık Sarayının merdivenlerinde öldürüldü.
Buna benzer onlarca olay anlatılabilir. Türkiye’de de aynı oyunlar oynandı. Ecevit hükümeti, ABD’nin Türkiye üzerinden Irak’a girme planına hayır dedi. Bunun üzerine Bahçeli harekete geçirilerek, erken seçim tezgâhıyla Ecevit hükümeti yıkıldı. Seçimlere ABD boylu boyunca müdahale ederek AKP’nin iktidar olmasını sağladı.
Şimdi bu ülke kalkmış, kendi seçimlerine müdahale olduğunu söylüyor. Şahsen böyle bir müdahale olduğunu düşünmüyorum. Rusya’nın ve Putin’in ABD seçimlerine müdahale yapacak olanaklara sahip oldukları da şüphelidir.
ABD kamuoyu yapıcıları bütün araç ve olanaklarıyla Bayan Clinton’un seçilebilmesi için harekete geçtiler. Anketlerde Bayan Clinton’un açık ara önde olduğunu gösterdiler. Bütün gazete, radyo ve televizyonlarda daha seçimler yapılmadan, Bayan Clinton’un seçimleri kazandığını söylediler. Özet olarak seçimlere her türlü müdahaleyi yaptılar.
Ama bütün bunlara rağmen seçim sonuçları açıklanınca Bayan Clinton’un değil, Trump’ın açık ara önde olduğu ve başkan seçildiği anlaşıldı.
Amerikan halkının yaptığı tercih, ABD’nin gerçek ve gizli yöneticilerini öfkelendirdi. ABD’de de “renkli devrim” yapmaya kalktılar. Halkı sokağa sürdüler. Ama başarılı olamadılar. En son, Trump’ın işbirliği yapacağım dediği Rusya ile ilişkileri gerginleştirmek için onlarca Rus diplomat sınır dışı ettiler.
Ama bütün yaptıkları boşunadır. Atı alan Üsküdar’ı geçmiştir. ABD’nin gerilemesi devam etmektedir. Şimdiye kadar dünyanın her yerine müdahale eden bir devletin, benim seçimlerime müdahale edildi demesi bile, ne hale düştüğünün bariz göstergesidir.
İktidar olmayı, ABD desteğine bağlayan Türkiye’deki siyasetçilere de bu olay ders olmalıdır. Kendi ülkesinde, merkezde, istediği başkanı seçtiremeyen, bize müdahale edildi diyen, emperyalist klik, sizi nasıl iktidar yapabilir? Nitekim, 2015 Haziran ve 1 Kasım seçim sonuçları da şunu gösterdi; ABD’nin kurulmasını istediği CHP-HDP ve AKP içindeki Fetö’cülerden oluşacak hükümet seçeneğini oluşturamadı. ABD, artık Türkiye’de de hükümetleri belirleme gücünü kaybetmiştir. Şu artık iyice anlaşılmalıdır; Atlantik çağı sona eriyor. ABD’nin iktidarları belirlediği dönem sona ermiştir. Artık Asya çağına giriyoruz. Söz ve kararın, halkların ve milletlerin olacağı yeni bir döneme girdiğimizi görmeliyiz. Halkımızın meşhur deyimiyle “Geçti Bor’un pazarı, sür eşeği Niğde’ye” deme zamanı gelmiştir.