ABD YOL AYRIMINDA-6: ABD’nin 'sözde müttefiği'
BIden’ın olası Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Türkiye’nin Biden dönemindeki konumunu açıkladı: “Sözde ortak”. Blinken, Türkiye’yi ABD’nin “en büyük stratejik rakiplerinden Rusya ile aynı çizgide olması” nedeniyle “sözde ortak” statüsüne koyuyor. Türkiye’deki Biden Tayfası ise hep bir ağızdan “Biden, ABD’nin Türkiye ile ilişkilerini yeniden gözden geçirip iyileştirecek” martavalını seslendiriyor.
ABD YÖNETİMİNİN GERÇEKÇİLİĞİ
ABD, büyük devlettir ve o nedenle de gerçekçi olmak zorundadır. CIA, daha 2000’li yılların başında “21. Yüzyılın Perspektifleri” başlıklı raporunda, Türkiye’nin çıkarlarının Asya’da olduğunu saptamıştı. Antony Blinken da, o gerçekçiliğin temsilcisidir. Doğru söylüyor: Türkiye ABD’nin ortağı ya da müttefiki değildir. Türkiye, NATO’nun da sözde üyesidir, aslında aforoz edilmiştir. Bizim Biden Tayfası, hâlâ “Türkiye, ABD’nin NATO’daki vazgeçemeyeceği müttefikidir” diye dursun, ABD’nin yeni yönetimi, Türkiye’nin yerini saptamış durumda. Türkiye, artık Asya’da konumlanmaktadır. Türkiye, Rusya, İran, Çin ile aynı “çizgidedir”, daha doğru bir deyişle aynı saftadır.
STRATEJİK ZORUNLULUK
Türkiye’nin bugün Asya’da konumlanması stratejik bir zorunluluktur. Çünkü Türkiye, bağımsız ve başıdik yaşama kararını ancak Asya ikliminde hayata geçirebilir. Yine Türkiye, Üretim Ekonomisini ancak Asya ikliminde inşa edebilir. Türkiye’nin iki yüzyıllık bağımsızlık ve demokrasi süreci, bugün Asya’da konumlanmayı gerekli kılıyor. Asya’da konumlanan Türkiye, dünyanın bütün ülkeleriyle, bu arada Atlantik ülkeleriyle de ilişkilerini geliştirmeye çalışacak ve işbirliği yapacaktır. Tıpkı Çin, Rusya ve İran’ın yaptığı gibi. Atlantik sistemi içinde Kemalist Devrim'in bağımsızlık ve demokrasi kazanımlarını kaybeden Türkiye, stratejik hedefine ilerleyeceği iklime yerleşmektedir, olay budur. İşte Türkiye’nin bu stratejik zorunluluğunu, Atlantik’in ötesindeki ABD görüyor. Ama Türkiye’deki Atlantikçiler görmemek zorundalar. Görmemenin ötesinde bu zorunluluğun üzerini örtme görevini üstlenmişler.
NEO AMERİKANCILIK
ABD yandaşlığı artık o kadar zor ki, ancak maske takarak yapılabiliyor. ABD yandaşlığı ricat ettiği mevzilerde tutunabilmek için şu söylemleri icat etti:
- Ne yani koskoca ABD’ye sırt mı çevireceğiz.
- Soğuk savaş dönemi geçti, artık dünyada kamplar yok.
- Ordumuz NATO standartlarına bağımlı, NATO’dan vazgeçemeyiz.
- ABD, Türkiye’den vazgeçemez, biz olmadan Orta Doğuda çıkarlarını yürütemez. ABD’ye “vazgeçilmezliğimizi” satalım.
- ABD ile ticaretimiz var, kredi taleplerimiz var, ABD ile işbirliği yapmadan nasıl yaşarız…
- Baksanıza Biden’ın yemin töreninde kadınlar mor renkli elbiseler giyiyorlar. Mor, mavi ile kırmızının karışımıdır. Biden, dünyaya beraberlik mesajı veriyor.
Bu söylemler, ABD’nin sözde müttefiklerinin değil, hakikî piyonlarının söylemleridir. ABD yandaşlığı kafayı yemiştir, yüzsüzdür ve haysiyetsizdir.
ABD, Türkiye’deki yandaşlarına “Siz bizim ortağımız falan değilsiniz” diyor. Yandaşlar, yılışıklığın son perdesini de yırtarak, “Ben sana mecburum, sen benden vazgeçemezsin” şarkıları terennüm ediyorlar.
STRATEJİK KONUMLANMA BAŞKA İŞBİRLİĞİ BAŞKA
Bu arada sürekli birbirine karıştırılan kavramlar var. Kimisi bilgisizlikten, kimisi kasıtlı. Devletler arası ilişkilerde stratejik konumlanma ile işbirliği farklı düzlemlerdir.
Strateji, hedefe ulaşmak için izlenecek yol ve yöntemlerin bütünüdür. Strateji dendiği zaman ilk akla gelen hedeftir ve mevzilenmedir, yani konumlanma. Strateji, hedefe ulaşmak için dostların kimdir, düşmanın kimdir sorusuna yanıt verir. İşbirliği ise, dost ya da düşman fark etmez, herhangi bir işin yapılmasındaki beraberliktir. Alışveriş, ticaret ilişkileri, ortak girişimler, her türden taktik işbirlikleri bu kapsamdadır. Stratejik konumlanma hiç kuşkusuz işbirliği için de elverişli bir zemin oluşturur, ancak işbirliği stratejik konumlanmaya bağlı değildir.
'SÖZDE MÜTTEFİKLİĞE' YAPIŞANLAR
Türkiye’nin Asya’da konumlandığı gerçeğini bütün dünya saptıyor. Bizim Türkiye’deki Atlantik müritleri, sözde müttefikliğe tutunmak için yalvarıyorlar, bir yandan da Türk Milleti’nin ABD karşıtlığını yumuşatmak için özel görev yapıyorlar. ABD müritlerini hayatın içindeki mevzilenmelere çekemiyorsunuz. Türkiye, 2015 yılından beri ABD’nin piyonlarıyla savaş halinde. ABD’nin içimizdeki silahlı gücü olan PKK ve FETÖ’yü silah kullanarak temizlemek güncel görev. Sınır ötesinde Fırat’ın doğusu ve batısında PKK ve PYD’yi temizliyoruz ve temizleyeceğiz. Doğu Akdeniz ve Ege’de ABD ve müttefikleriyle cephe cepheye gelmişiz. Karadeniz’de ABD ile Ukrayna, TürkAkım’ı engellemek için anlaşmalar yapıyorlar. İşte Antony Blinken, bu saflaşmaya bakarak Türkiye’nin konumunu saptıyor. Türkiye’deki Biden Tayfası ise, sahadaki karşılıklı mevzilenmenin üstünü örtmek için, yeni efendisine madrabazlıktan sihirbazlığa kadar bütün hizmetleri sunmaktadır.